bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

REFERANDUM RÖPORTAJLARI -2-

Tire 16.03.2017 - 08:07, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

REFERANDUM RÖPORTAJLARI -2-

16 Nisan Referandumu konusunda AKP Tire Teşkilatı kurucu ve ilk ilçe başkanlığını yapan Nuri Arıkan’la referandum üzerine bir söyleşi yaptık. İşte sayın Arıkan’a sorularımız ve onun cevapları:
  ÖZEL RÖPORTAJ :  Şevket BAHÇELİOĞLU  ve  Ali YILDIZ         Soru: Referanduma götürdüğümüz Anayasa değişikliği konusunda vatandaşlar bilgi sahibi olabildiler mi?  Neden EVET veya HAYIR  diyeceklerini biliyorlar mı? Nuri Arıkan: Başkanlık sistemine toplum hazır değildir. Referandum konusunda neden hayır diyeceklerini veya niçin evet oyu vereceklerini bilenlerin sayısı  yok denecek kadar azdır. Çünkü konunun içeriğinden çok şekilciliğiyle ilgileniliyor. Çok önemli bir değişikliğe gidiyoruz. Sonuçları nerelere varacak bu konuda bir bilgi vatandaşta maalesef yok. Liderlerin bir masa etrafıda toplanarak bu konuyu tartışmalar kimin sepetinde ne olduğu görülmeli vatandaş aydınlatılmalı. Tıpkı Avrupada olduğu gibi . Bizde de eskiden bu tür uygulamalar yapılırdı. Bu demokratik yöntem maalesef uzun süredir tedavülden kalkmış vaziyette. Soru: Değişiklik gerekçeleri sizce yeterli mi? Nuri Arıkan: Yönetim sistemleri elbette önemlidir. Ancak sistem kadar yöneticilerin tutum ve davranışları da düzenin işleyişinde önemlidir.  Devlet, hukuk, güvenlik, sağlık ve eğitim konusunda en ileri standartlarda sistemler kurmalı,  yöneticiler değişse bile bu kurumlar gelecek nesillere hitap edecek şekilde dizayn edilmelidir. Bunun dışındaki üretim alanlarından devlet hızla çıkmalı sağlam bir kontrol sistemi kurmak ve Türkiye’de her şey kayıt altına alınmalıdır. Kayıt altına alınmayan ekonomilerde istenilen kalkınma sağlanamaz. Yolsuzlukların ve gayri ahlaki ilişkilerin önlenmesinin birinci şartı kayıt dışılığı önlenmesidir. Önce devletin sağlıklı bir envanteri  çıkarılmalı, ihtiyaçlar tespit edilmeli, planlı ve yaptırım gücü olan üretim sistemleri acilen hayata geçirilmelidir. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Siyasi iktidarlar gerçekten hizmet etmek niyetinde iseler Türkiye  bu sistemleri hayata geçirecek bilgi ve yetenekli insan gücüne sahiptir. Değişiklik gerekçeleri bence gerçekçi değildir. Soru: Bizim için parlamenter sistem iflas etmiş, mutlak başkanlık sistemine geçmemiz zorunlu hale mi gelmiştir? Nuri Arıkan: Türkiye’ye hangi rejimi getirirseniz getirin içine insan koymak zorundasınız. Şayet insan konusunda toplum olarak sınıfta kalmışsak, rejimin parlamenter sistem veya başkanlık sistemi olmasında hiçbir fark yoktur. Günümüzde ve geçmişimizde rant dağıtan bir devlet yapılanmasına sahip olduğumuz için siyasetçiler ve bürokratlar bu ortamdan fazlasıyla faydalandılar. Parlamenter sistemin eksik ve yanlışlıkları elbette vardır bunların realize ve realite edilerek daha işlevsel hale getirilmesi sıkıntıların giderilmesinde faydalı olacaktır. Siyasiler  bunu bildikleri halde bizim adamımız keyfiyetiyle donanımsız bir sürü kişiyi devlet hizmetine doldurmaktadır. İşe yerleştirmede liyakat ve bilgi birikimi dikkate alınmadığı sürece hangi sistemi getirirseniz getirin, nafile başarıya ulaşamazsınız. Soru: Anayasa değişikliği toplumsal bir uzlaşma sonucunda hazırlandı mı? Nuri Arıkan: Anayasa değişiklik teklifi maalesef iki partinin anlaşması ile gündeme gelmiştir. Halbuki parlamentoda olsun olmasın tüm siyasi partilerin, hatta tüm sivil toplum kuruluşların, üniversitelerin hukuk kurumlarının katıldığı çok geniş bir katılımıyla tartışılıp kabul edilmesi gerekirdi. Çünkü Anayasalar toplumun en temel hukuk kuralları olmalıdır. Tüm toplumu kucaklayıcı olmalıdır. Bir iki partinin uzlaşmasıyla hazırlanan Anayasalar toplumu kucaklayamaz ve devamlı tartışma konusu olurlar.  Geniş bir uzlaşma sonucunda hazırlansaydı. Referandumda rahatlıkla kabul görürdü. Bugünkü ortamda dayatma söz konusudur. Tartışmada burada kaynaklanmaktadır. Bu şartlarda evet de çıksa hayır da çıksa tartışmalar sona ermeyecektir. Keşke anayasa değişikliğiyle,  hukukun üstünlüğüne dayalı,  demokrasinin güzel ve anlamlı yönleriyle birlikte topluma iş, aş ve huzurlu bir gelecek sunmak bir çare olabilseydi sanırım ülke huzura kavuşturulabilirdi. Soru: Mevcut sistemimizde ağır aksak da olsa işleyen bir kuvvetler ayrılığı prensibi vardır. Getirilmek istenen değişiklikle bu yetkilerin tek elde toplanacağı bir sistem düşünüyor ve bu sistem toplumda büyük bir endişeye sebep oluş görünüyor. Sizce sakınca var mıdır? Nuri Arıkan: Yukarıda da belirttiğim gibi şahıslarla ilgili olmamak kaydıyla Türk aile yapısında yetişmiş hırsları ve zafiyetleri olan her hangi birisi bu yetkilere sahip olduğunda neler yapabileceğini hiç kimse kestiremez. İnsanlar kendi dünyalarında hesaplaşırken bu sorulara dürüst cevap verecek olurlarsa ne demek istediğimi anlayacaklardır. Soru: Şu anda yönetimde çift başlılıktan şikâyet ediliyor, ülkemizde çift başlılık mı var? Nuri Arıkan: Tüm kurumlar Anayasanın belirlediği sınırlar içerisi denetleme ve açıklık konusunda gereken görevleri yaptıkları zaman çift başlılık söz konusu olamaz. Avrupa’da kurumlar, Amerika Birleşik Devleti’nde kurumlar var. Orada siyasetçilerin kim olduğuna pek fazla bakılmaz. Devletle vatandaş arasında kurumlar en iyi en kaliteli hizmet vermekle dizayn edilmişlerdir. Burada kişilerin kim olduğu fazla önem taşımaz.  Tüm yetkilerin tek elde toplanması demokrasinin ruhuna aykırıdır. Başkanlık sistemlerinin totalitarizme kayma riski her zaman mevcuttur. Bu tür yönetimlerin topluma huzur getirdiği de görülmemiştir. Soru: Mevcut Anayasamızda “Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiği kesilir” deniyor. Referanduma sunulan değişiklikle Cumhurbaşkanı partisinin başkanı olabilecek. Bunu tarafsızlıkla bağdaşıp bağdaşmadığı konusundaki düşünceniz nedir? Nuri Arıkan: Resmi anlamda ilişiğini kesse bile bilinç dünyasında, kendi gönüllerinde ilişiği kesilmez, kopmaz kopamaz. Ancak Cumhurbaşkanını bulunduğu konum itibarıyla Cumhurun her kesimine eşit davranması, herkesi kucaklayıcı davranması ülke huzuru için zaruridir. Partiyle ilişiğini kesmeyen bir Cumhurbaşkanının tarafsız olabilmesi imkânsızdır. Tarafsız olmayan bir Cumhurbaşkanını farklı parti mensuplarından aynı saygıyı beklemesi beyhudedir.  Ülkemizin huzura ve kardeşliğe ihtiyacı vardır, kurtuluşumuz huzur içinde yaşamayı başarabilmiş bir Türkiye’den geçecektir.  Bu durumda ülkemize partiler bir Cumhurbaşkanının huzur getirebileceğine ihtimal veremiyorum. Soru: Referandumda evet çıkarsa terörün kökünün kazınacağı ifade ediliyor. Bugün terörün önlenmesini  engelleyen sebepler olarak neler vardır? Nuri Arıkan: Bugün Türkiye terör ortamında yaşamaktadır. Türkiye’ye girip çıkan insanların kayıtları tutulmakta mıdır? Dışarıdan gelen insanların ne amaçla geldiği Türkiye’nin nerelerinde dolaştığı takip ediliyor mu? Kayıt altına alınıyor mu? Türkiye’de son 40 yıldır faili bilinmeyen olayların faillerini devlet gerçekten bilmiyor mu? Türkiye, ABD ve AB ilişkilerinin sıfırdan, tekrardan ülkemizin yararına yeniden dizayn edilmesi şarttır. Ekonomik bağımsızlığımızın kazanılmasında bizim ayağımızı bağlayan anlaşmaların tümünün ivedilikle elden geçirilmesi lazımdır. Ortak pazar (AB) ve Nato ilişkilerinin acilen lehimize değiştirilmesi lazımdır. Dışarıdan gelen Suriyeli göçmenlerin kendi ülkelerine veya istedikleri ülkeleri geçiş kolaylığı sağlanmalı ve özendirilmelidir. Bu insanlar için harcanan paraların bize göçmenler sizde kalsın diyen tüm devletlerden tahsil edilmelidir. Devlet devlet gibi davranmalıdır. İster parlamenter sistem isterse Cumhurbaşkanlığı sistemi gelsin hiçbir şey değişmeyecektir. Soru: 12 Eylül 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısı değiştirilmişti. Bu değişikliğin 15 Temmuz hain darbe girişimine zemin hazırladığı iddia edilmektedir. Bu iddiaya katılıyor musunuz? Nuri Arıkan: ABD her iki enstrümanı  yani Fethullah  Gülen ve Abdullah Öcalan’ı Türkiye üzerinde istediği gibi kullanmaktadır. Benim görüşüm Apo da Fetö de birer figürandır. Onlarla ilgili tüm eylemleri planları CİA ve taşeron örgütleri yürütmektedir. Ne Fetönün ne Aponun kendi örgütlerini yönetebilecek kabiliyetleri yoktur. Askerin, emniyetin, adliyenin eğitimin velhasıl bütün kurumların en alttan en üstüne kadar Fetöcü denen terör örgütü mensupları tarafından doldurulmuştur. Ak Partinin en büyük handikabı da bunların devlete yerleştirilmesine kolaylık sağlamasından kaynaklanmaktadır. Şimdiki yapılan mücadele de doğru ama yetersizdir ve de geç kalınmıştır.  Yine devlet devlet gibi davranıp suçluyu suçsuzu ayırarak adaletin önüne çıkarmalıdır. Çünkü benim inancım devlet her şeyi bilmektedir. Güç sahipleri her ne kadar siyasi ayağına dokunamadı ise de zamanı geldiğinde siyasetteki  Fetöcü unsurları temizlenmelidir. 12 Eylül 2010 Anayasa referandumun da bu konuda 15 Temmuz darbe girişiminin sebeplerinden biri olduğu apaçık ortadadır. Soru: Bütçe Kanunu mevcut Anayasamıza göre Bakanlar Kurulunca hazırlanır Meclisten oyunu alarak Cumhurbaşkanın onayıyla yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanının veto edemediği tek kanun bütçe kanunudur. Getirilmek istenen değişiklikle parlamento dışında bakanlar kurulunca hazırlanacak meclisten geçmediği hallerde bile yürürlüğe girebilecektir. Bunu doğru buluyor musunuz? Nuri Arıkan: Bütçenin kim tarafından hazırlandığı bence önemli değil. Önemli olan bütçe kanununun parlamento onayından geçmesi ve mutlaka ve mutlaka denetlenebilir olmasıdır. Soru: Son sözleriniz ne olacak? Nuri Arıkan: Türkiye yıllardır çok kötü yönetildi. Geldiğimiz bu nokta da yapılacak tek şey Atatürk’ün ilkelerine, gösterdiği hedeflere ayrım gözetmeksizin milletin tümünü heyecan ve istekle çalışmasını sağlamaktır. Hiçbir dünya malına haksız yere tenezzül etmeden tam bağımsız Türkiye için çalışılmalıdır. Muhtaç olunan kudret ve güç de bu millette mevcuttur. Sayın Nuri Arıkan ziyaretiniz ve aktardığınız görüşleriniz için teşekkür eder, sevgi ve saygılar sunarız.        
16 Nisan Referandumu konusunda AKP Tire Teşkilatı kurucu ve ilk ilçe başkanlığını yapan Nuri Arıkan’la referandum üzerine bir söyleşi yaptık. İşte sayın Arıkan’a sorularımız ve onun cevapları:

 

ÖZEL RÖPORTAJ :  Şevket BAHÇELİOĞLU  ve  Ali YILDIZ

    

 

 Soru: Referanduma götürdüğümüz Anayasa değişikliği konusunda vatandaşlar bilgi sahibi olabildiler mi?  Neden EVET veya HAYIR  diyeceklerini biliyorlar mı?

Nuri Arıkan: Başkanlık sistemine toplum hazır değildir. Referandum konusunda neden hayır diyeceklerini veya niçin evet oyu vereceklerini bilenlerin sayısı  yok denecek kadar azdır. Çünkü konunun içeriğinden çok şekilciliğiyle ilgileniliyor. Çok önemli bir değişikliğe gidiyoruz. Sonuçları nerelere varacak bu konuda bir bilgi vatandaşta maalesef yok. Liderlerin bir masa etrafıda toplanarak bu konuyu tartışmalar kimin sepetinde ne olduğu görülmeli vatandaş aydınlatılmalı. Tıpkı Avrupada olduğu gibi . Bizde de eskiden bu tür uygulamalar yapılırdı. Bu demokratik yöntem maalesef uzun süredir tedavülden kalkmış vaziyette.

Soru: Değişiklik gerekçeleri sizce yeterli mi?

Nuri Arıkan: Yönetim sistemleri elbette önemlidir. Ancak sistem kadar yöneticilerin tutum ve davranışları da düzenin işleyişinde önemlidir.  Devlet, hukuk, güvenlik, sağlık ve eğitim konusunda en ileri standartlarda sistemler kurmalı,  yöneticiler değişse bile bu kurumlar gelecek nesillere hitap edecek şekilde dizayn edilmelidir. Bunun dışındaki üretim alanlarından devlet hızla çıkmalı sağlam bir kontrol sistemi kurmak ve Türkiye’de her şey kayıt altına alınmalıdır. Kayıt altına alınmayan ekonomilerde istenilen kalkınma sağlanamaz. Yolsuzlukların ve gayri ahlaki ilişkilerin önlenmesinin birinci şartı kayıt dışılığı önlenmesidir. Önce devletin sağlıklı bir envanteri  çıkarılmalı, ihtiyaçlar tespit edilmeli, planlı ve yaptırım gücü olan üretim sistemleri acilen hayata geçirilmelidir. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Siyasi iktidarlar gerçekten hizmet etmek niyetinde iseler Türkiye  bu sistemleri hayata geçirecek bilgi ve yetenekli insan gücüne sahiptir. Değişiklik gerekçeleri bence gerçekçi değildir.

Soru: Bizim için parlamenter sistem iflas etmiş, mutlak başkanlık sistemine geçmemiz zorunlu hale mi gelmiştir?

Nuri Arıkan: Türkiye’ye hangi rejimi getirirseniz getirin içine insan koymak zorundasınız. Şayet insan konusunda toplum olarak sınıfta kalmışsak, rejimin parlamenter sistem veya başkanlık sistemi olmasında hiçbir fark yoktur. Günümüzde ve geçmişimizde rant dağıtan bir devlet yapılanmasına sahip olduğumuz için siyasetçiler ve bürokratlar bu ortamdan fazlasıyla faydalandılar. Parlamenter sistemin eksik ve yanlışlıkları elbette vardır bunların realize ve realite edilerek daha işlevsel hale getirilmesi sıkıntıların giderilmesinde faydalı olacaktır. Siyasiler  bunu bildikleri halde bizim adamımız keyfiyetiyle donanımsız bir sürü kişiyi devlet hizmetine doldurmaktadır. İşe yerleştirmede liyakat ve bilgi birikimi dikkate alınmadığı sürece hangi sistemi getirirseniz getirin, nafile başarıya ulaşamazsınız.

Soru: Anayasa değişikliği toplumsal bir uzlaşma sonucunda hazırlandı mı?

Nuri Arıkan: Anayasa değişiklik teklifi maalesef iki partinin anlaşması ile gündeme gelmiştir. Halbuki parlamentoda olsun olmasın tüm siyasi partilerin, hatta tüm sivil toplum kuruluşların, üniversitelerin hukuk kurumlarının katıldığı çok geniş bir katılımıyla tartışılıp kabul edilmesi gerekirdi. Çünkü Anayasalar toplumun en temel hukuk kuralları olmalıdır. Tüm toplumu kucaklayıcı olmalıdır. Bir iki partinin uzlaşmasıyla hazırlanan Anayasalar toplumu kucaklayamaz ve devamlı tartışma konusu olurlar.  Geniş bir uzlaşma sonucunda hazırlansaydı. Referandumda rahatlıkla kabul görürdü. Bugünkü ortamda dayatma söz konusudur. Tartışmada burada kaynaklanmaktadır. Bu şartlarda evet de çıksa hayır da çıksa tartışmalar sona ermeyecektir. Keşke anayasa değişikliğiyle,  hukukun üstünlüğüne dayalı,  demokrasinin güzel ve anlamlı yönleriyle birlikte topluma iş, aş ve huzurlu bir gelecek sunmak bir çare olabilseydi sanırım ülke huzura kavuşturulabilirdi.

Soru: Mevcut sistemimizde ağır aksak da olsa işleyen bir kuvvetler ayrılığı prensibi vardır. Getirilmek istenen değişiklikle bu yetkilerin tek elde toplanacağı bir sistem düşünüyor ve bu sistem toplumda büyük bir endişeye sebep oluş görünüyor. Sizce sakınca var mıdır?

Nuri Arıkan: Yukarıda da belirttiğim gibi şahıslarla ilgili olmamak kaydıyla Türk aile yapısında yetişmiş hırsları ve zafiyetleri olan her hangi birisi bu yetkilere sahip olduğunda neler yapabileceğini hiç kimse kestiremez. İnsanlar kendi dünyalarında hesaplaşırken bu sorulara dürüst cevap verecek olurlarsa ne demek istediğimi anlayacaklardır.

Soru: Şu anda yönetimde çift başlılıktan şikâyet ediliyor, ülkemizde çift başlılık mı var?

Nuri Arıkan: Tüm kurumlar Anayasanın belirlediği sınırlar içerisi denetleme ve açıklık konusunda gereken görevleri yaptıkları zaman çift başlılık söz konusu olamaz. Avrupa’da kurumlar, Amerika Birleşik Devleti’nde kurumlar var. Orada siyasetçilerin kim olduğuna pek fazla bakılmaz. Devletle vatandaş arasında kurumlar en iyi en kaliteli hizmet vermekle dizayn edilmişlerdir. Burada kişilerin kim olduğu fazla önem taşımaz.  Tüm yetkilerin tek elde toplanması demokrasinin ruhuna aykırıdır. Başkanlık sistemlerinin totalitarizme kayma riski her zaman mevcuttur. Bu tür yönetimlerin topluma huzur getirdiği de görülmemiştir.

Soru: Mevcut Anayasamızda “Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiği kesilir” deniyor. Referanduma sunulan değişiklikle Cumhurbaşkanı partisinin başkanı olabilecek. Bunu tarafsızlıkla bağdaşıp bağdaşmadığı konusundaki düşünceniz nedir?

Nuri Arıkan: Resmi anlamda ilişiğini kesse bile bilinç dünyasında, kendi gönüllerinde ilişiği kesilmez, kopmaz kopamaz. Ancak Cumhurbaşkanını bulunduğu konum itibarıyla Cumhurun her kesimine eşit davranması, herkesi kucaklayıcı davranması ülke huzuru için zaruridir. Partiyle ilişiğini kesmeyen bir Cumhurbaşkanının tarafsız olabilmesi imkânsızdır. Tarafsız olmayan bir Cumhurbaşkanını farklı parti mensuplarından aynı saygıyı beklemesi beyhudedir.  Ülkemizin huzura ve kardeşliğe ihtiyacı vardır, kurtuluşumuz huzur içinde yaşamayı başarabilmiş bir Türkiye’den geçecektir.  Bu durumda ülkemize partiler bir Cumhurbaşkanının huzur getirebileceğine ihtimal veremiyorum.

Soru: Referandumda evet çıkarsa terörün kökünün kazınacağı ifade ediliyor. Bugün terörün önlenmesini  engelleyen sebepler olarak neler vardır?

Nuri Arıkan: Bugün Türkiye terör ortamında yaşamaktadır. Türkiye’ye girip çıkan insanların kayıtları tutulmakta mıdır? Dışarıdan gelen insanların ne amaçla geldiği Türkiye’nin nerelerinde dolaştığı takip ediliyor mu? Kayıt altına alınıyor mu? Türkiye’de son 40 yıldır faili bilinmeyen olayların faillerini devlet gerçekten bilmiyor mu? Türkiye, ABD ve AB ilişkilerinin sıfırdan, tekrardan ülkemizin yararına yeniden dizayn edilmesi şarttır. Ekonomik bağımsızlığımızın kazanılmasında bizim ayağımızı bağlayan anlaşmaların tümünün ivedilikle elden geçirilmesi lazımdır. Ortak pazar (AB) ve Nato ilişkilerinin acilen lehimize değiştirilmesi lazımdır. Dışarıdan gelen Suriyeli göçmenlerin kendi ülkelerine veya istedikleri ülkeleri geçiş kolaylığı sağlanmalı ve özendirilmelidir. Bu insanlar için harcanan paraların bize göçmenler sizde kalsın diyen tüm devletlerden tahsil edilmelidir. Devlet devlet gibi davranmalıdır. İster parlamenter sistem isterse Cumhurbaşkanlığı sistemi gelsin hiçbir şey değişmeyecektir.

Soru: 12 Eylül 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısı değiştirilmişti. Bu değişikliğin 15 Temmuz hain darbe girişimine zemin hazırladığı iddia edilmektedir. Bu iddiaya katılıyor musunuz?

Nuri Arıkan: ABD her iki enstrümanı  yani Fethullah  Gülen ve Abdullah Öcalan’ı Türkiye üzerinde istediği gibi kullanmaktadır. Benim görüşüm Apo da Fetö de birer figürandır. Onlarla ilgili tüm eylemleri planları CİA ve taşeron örgütleri yürütmektedir. Ne Fetönün ne Aponun kendi örgütlerini yönetebilecek kabiliyetleri yoktur. Askerin, emniyetin, adliyenin eğitimin velhasıl bütün kurumların en alttan en üstüne kadar Fetöcü denen terör örgütü mensupları tarafından doldurulmuştur. Ak Partinin en büyük handikabı da bunların devlete yerleştirilmesine kolaylık sağlamasından kaynaklanmaktadır. Şimdiki yapılan mücadele de doğru ama yetersizdir ve de geç kalınmıştır.  Yine devlet devlet gibi davranıp suçluyu suçsuzu ayırarak adaletin önüne çıkarmalıdır. Çünkü benim inancım devlet her şeyi bilmektedir. Güç sahipleri her ne kadar siyasi ayağına dokunamadı ise de zamanı geldiğinde siyasetteki  Fetöcü unsurları temizlenmelidir. 12 Eylül 2010 Anayasa referandumun da bu konuda 15 Temmuz darbe girişiminin sebeplerinden biri olduğu apaçık ortadadır.

Soru: Bütçe Kanunu mevcut Anayasamıza göre Bakanlar Kurulunca hazırlanır Meclisten oyunu alarak Cumhurbaşkanın onayıyla yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanının veto edemediği tek kanun bütçe kanunudur. Getirilmek istenen değişiklikle parlamento dışında bakanlar kurulunca hazırlanacak meclisten geçmediği hallerde bile yürürlüğe girebilecektir. Bunu doğru buluyor musunuz?

Nuri Arıkan: Bütçenin kim tarafından hazırlandığı bence önemli değil. Önemli olan bütçe kanununun parlamento onayından geçmesi ve mutlaka ve mutlaka denetlenebilir olmasıdır.

Soru: Son sözleriniz ne olacak?

Nuri Arıkan: Türkiye yıllardır çok kötü yönetildi. Geldiğimiz bu nokta da yapılacak tek şey Atatürk’ün ilkelerine, gösterdiği hedeflere ayrım gözetmeksizin milletin tümünü heyecan ve istekle çalışmasını sağlamaktır. Hiçbir dünya malına haksız yere tenezzül etmeden tam bağımsız Türkiye için çalışılmalıdır. Muhtaç olunan kudret ve güç de bu millette mevcuttur. Sayın Nuri Arıkan ziyaretiniz ve aktardığınız görüşleriniz için teşekkür eder, sevgi ve saygılar sunarız.

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.