bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

BASK’tan siyasilere ‘memuru unuttunuz mu?’ çıkışı

Tire 28.05.2018 - 11:40, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

BASK’tan siyasilere ‘memuru unuttunuz mu?’ çıkışı

BASK İzmir İl Temsilcisinden siyasi partilere ve cumhurbaşkanı adaylarına çağrı: “Memur sorunlarına seçim bildirgelerinizde yer verin, konuşmalarınızda taahhüt edin !”
BASK İzmir İl Temsilcisi Erkan Arpaçay, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak genel seçimler öncesinde, siyasi partilerin memurların temel sorunlarına seçim bildirgelerinde yer vermeleri gerektiğini söyledi. Arpaçay, cumhurbaşkanı adayları ve siyasi parti liderlerinin konuşma ve demeçlerinde yer verilmesini istedi. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Arpaçay, şöyle dedi: “MEMURLAR GENEL SEÇİMLERİN TEK MAĞLUBU OLMASINLAR !” “Sayıları 3 milyonu aşkın memurlar ile 2 milyon civarındaki memur emeklileri, oy bazında 8-9 milyonluk bir seçmen kitlesini, yaklaşık 20 milyonluk vatandaş oluşturmaktadır.Ancak geçmiş seçimlerde gördük ki, seçim bildirgelerinde bölük pörçük de olsa kimi memur sorunları yer aldı ama liderlerin söylemlerinde asla yer almadı. Hiçbir lider memurlardan söz etmedi. Memurlar adeta genel seçimlerinin tek mağlubu oldular. Doğrusu merak ettik; siyasi partiler memurları ve emeklilerini çantada keklik mi görüyor. Yoksa, yandaş sendikaları aracılığı ile memurları zapturapt altına aldıklarını mı zannediyorlar, anlayabilmiş değiliz. Çünkü seçim öncesinde böylesine bir kitleyi görmezden gelmek akıl karı değil. BASK olarak 24 Haziran’da yapılacak seçimler için de liderlere birer mektup göndererek görüşlerimizi ve taleplerimizi açıkladık. Taleplerimizin seçim bildirgelerine girmesini, sorunlarımıza cevabın Cumhurbaşkanı adaylarının ve parti genel başkanlarının demeç ve konuşmalarında yer almasını istiyoruz. Öncelikle Anayasa değişikliği yapılarak memurlara ‘hak grevi’ni de içerecek gerçek toplu sözleşme ve grev hakkı istiyoruz. Ek ve Geçici madde sayısı asıl madde sayısına aşan ve yamalı bohçaya dönen 53 yıllık Devlet Memurları Kanununun değiştirilmesini, memur güvencesi ve özlük hakları korunarak yeni ve çağdaş bir Devlet Personeli Kanunu çıkarılmasını istiyoruz. Artık anlamını yitirmiş, taşeron işçilerin kadroya geçmesinden sonra ömrünü tamamlamış yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılmasını,  sözleşmeli personel uygulamasına son verilmesini,  bu pozisyonlarda istihdam edilenlerin öğrenimlerine ve deneyimlerine uygun memur kadrolarına geçirilmesini istiyoruz. Zaten çoğu fiilen memur kadrolarında çalışıyor. Memurların KPSS sınavı ile işe alınmalarını; liyakat, ehliyet, kariyer ve devlete sadakat ilkelerine uyulmasını, istisnaların hizmetin gerekliliği ile sınırlı tutulmasını istiyoruz.İstisnai kadro uygulamasına son verilmesini istiyoruz. Mesleğe özel yarışma sınavı gerektiren kadroların sınırlı tutulmasını ve yarışmaların objektif kriterlere bağlanmasını istiyoruz. Unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarının merkezi olarak her yıl yapılmasını, müsteşar ve müsteşar yardımcısı altındaki tüm görevlerin görevde yükselme sınavı kapsamına alınmasını istiyoruz. Norm kadro uygulamalarının keyfiliklere imkân vermeyecek şekilde sosyal tarafların denetiminde şeffaflaştırılmasını istiyoruz. Yargı kararlarını uygulamamakta direnen yöneticilerin görevlerinin sonlandırılmasını istiyoruz.Özre bağlı tayin ve nakil taleplerinde hakkaniyetin sağlanması; engellilerin, engelli çocuğu veya yakını olanların özel durumlarının yönetmelikte özür gurubu kapsamına alınmasını istiyoruz.Hizmet bölgelerinde çalışma süresini dolduranların, üst hizmet bölgelerine tayin ve nakillerinin -idari mazeret aranmaksızın- yapılmasını istiyoruz. Mesleki ve iş tecrübesini yok sayan yılbaşına 2,17 kuruş tutarındaki kıdem aylığının, daha yüksek aylık almak için kamu görevlilerinin idari kadrolara hücumunu engelleyecek anlamlı bir düzeye yükseltilmesini ve böylece tecrübenin ödüllendirilmesini istiyoruz. Kamu görevlilerinin aylıklarındaki tüm kalemlerden vergi ve sosyal güvenlik kesintisi yapılarak emeklilik maaşının yaşanabilir düzeye çıkarılmasını istiyoruz. Çocuk ve aile yardımlarının, harcırah ve yollukların ve benzeri kalemlerin ihtiyaçları karşılayacak düzeye yükseltilmesini istiyoruz.” ARİTMETİK CANBAZLIĞA SON VERİLSİN                                   “İçinden çıkılmaz hale gelen toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemleri ile aylık hesaplama aracı olarak kullanılan, Mayıs 2018 itibariyle, neredeyse 2.029,50 TL tutarındaki brüt asgari ücret miktarının yarısına denk gelen 1.031,23 TL’lik ‘en yüksek Devlet memuru aylığı’nın, en yüksek Devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarının onurunu zedeleyecek miktardan kurtarılarak en azından asgari ücret düzeyine çıkarılarak daha anlamlı hale getirilmesi ve hesaplamaların buna göre yeniden yapılması veya yeni bir sistem geliştirilmesini istiyoruz.” “YOKSULLUK SINIRI ALTINDA AYLIK OLMASIN” “Yoksulluk sınırının altında aylık alan memur kalmasın istiyoruz.Nisan itibariyle Türk-İş tarafından açıklanan yoksulluk sınırı 4 kişilik bir aile için 5.473 TL’dir. Oysa memurların tamamına yakını bu rakamın altında aylık almaktadır. Bu memurun yoksulluğunun tescilidir. Hükümet ile toplu sözleşme imzalayan yetkili sendikalar bile kendi açıkladıkları yoksulluk sınırına yakın bir aylık teklifinde bulunamamışlardır. Memur-Sen Nisan ayı yoksulluk sınırını 5.286 TL açıklamış ama toplu sözleşme masasından en düşük memur aylığında 2.514 TL’ye imza atmaktan utanmamıştır. Bu ikiyüzlülüktür. Memur yoksulluğuna son verilmesini, memurun yoksulluktan kurtarılmasını istiyoruz. Kamu görevlileri aylıklarının yoksulluk sınırı altında kalmayacağının, talebin bir defada karşılanamaması halinde kademeli olarak gerçekleştirilmesi için sosyal taraflarla birlikte bir plana bağlanmasını istiyoruz.” “İKRAMİYE MEMURUN DA HAKKIDIR” “Kamu işçilerine 6772 sayıl Kanun ile 59 yıldan beri ikramiye ödenmektedir. Halen her yıl 2 tam (26 günlük ücret tutarı) ve 4 yarım (13 günlük ücret tutarı) ikramiyeye ek olarak Denge Ödeneği adı altında 750 TL yedinci ikramiye ödenmektedir. Oysa 4688 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde toplu sözleşmede karara bağlanması gereken konular arasında ikramiye de bulunmaktadır. Ama ne hikmetse masaya oturan sendikaların akıllarına bile gelmemektedir. Artık memurlara, emeklilerde, kamu ve kadroya geçirilen taşeron işçilerinde olduğu gibi Yasa emri olan ikramiye verilmesini istiyoruz.Sonuç olarak memurlar için insan onuruna yaraşır bir çalışma hayatı ile aile sorumluklarını yerine getirebilecekleri bir gelir sağlanmasını, yukarıdaki hususların partilerin Seçim Beyannamelerinde/Bildirgelerinde yer almasını, Cumhurbaşkanı adayları ve siyasi parti liderleri tarafından kamuoyuna açıklanmasını istiyoruz.”   HABER:  Dilek ÇULPAN ve Engin ÜÇER
BASK İzmir İl Temsilcisinden siyasi partilere ve cumhurbaşkanı adaylarına çağrı: “Memur sorunlarına seçim bildirgelerinizde yer verin, konuşmalarınızda taahhüt edin !”

BASK İzmir İl Temsilcisi Erkan Arpaçay, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak genel seçimler öncesinde, siyasi partilerin memurların temel sorunlarına seçim bildirgelerinde yer vermeleri gerektiğini söyledi. Arpaçay, cumhurbaşkanı adayları ve siyasi parti liderlerinin konuşma ve demeçlerinde yer verilmesini istedi. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Arpaçay, şöyle dedi:

“MEMURLAR GENEL SEÇİMLERİN TEK MAĞLUBU OLMASINLAR !”

“Sayıları 3 milyonu aşkın memurlar ile 2 milyon civarındaki memur emeklileri, oy bazında 8-9 milyonluk bir seçmen kitlesini, yaklaşık 20 milyonluk vatandaş oluşturmaktadır.Ancak geçmiş seçimlerde gördük ki, seçim bildirgelerinde bölük pörçük de olsa kimi memur sorunları yer aldı ama liderlerin söylemlerinde asla yer almadı. Hiçbir lider memurlardan söz etmedi. Memurlar adeta genel seçimlerinin tek mağlubu oldular. Doğrusu merak ettik; siyasi partiler memurları ve emeklilerini çantada keklik mi görüyor. Yoksa, yandaş sendikaları aracılığı ile memurları zapturapt altına aldıklarını mı zannediyorlar, anlayabilmiş değiliz. Çünkü seçim öncesinde böylesine bir kitleyi görmezden gelmek akıl karı değil.

BASK olarak 24 Haziran’da yapılacak seçimler için de liderlere birer mektup göndererek görüşlerimizi ve taleplerimizi açıkladık. Taleplerimizin seçim bildirgelerine girmesini, sorunlarımıza cevabın Cumhurbaşkanı adaylarının ve parti genel başkanlarının demeç ve konuşmalarında yer almasını istiyoruz.

Öncelikle Anayasa değişikliği yapılarak memurlara ‘hak grevi’ni de içerecek gerçek toplu sözleşme ve grev hakkı istiyoruz. Ek ve Geçici madde sayısı asıl madde sayısına aşan ve yamalı bohçaya dönen 53 yıllık Devlet Memurları Kanununun değiştirilmesini, memur güvencesi ve özlük hakları korunarak yeni ve çağdaş bir Devlet Personeli Kanunu çıkarılmasını istiyoruz.

Artık anlamını yitirmiş, taşeron işçilerin kadroya geçmesinden sonra ömrünü tamamlamış yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılmasını,  sözleşmeli personel uygulamasına son verilmesini,  bu pozisyonlarda istihdam edilenlerin öğrenimlerine ve deneyimlerine uygun memur kadrolarına geçirilmesini istiyoruz. Zaten çoğu fiilen memur kadrolarında çalışıyor.

Memurların KPSS sınavı ile işe alınmalarını; liyakat, ehliyet, kariyer ve devlete sadakat ilkelerine uyulmasını, istisnaların hizmetin gerekliliği ile sınırlı tutulmasını istiyoruz.İstisnai kadro uygulamasına son verilmesini istiyoruz. Mesleğe özel yarışma sınavı gerektiren kadroların sınırlı tutulmasını ve yarışmaların objektif kriterlere bağlanmasını istiyoruz.

Unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarının merkezi olarak her yıl yapılmasını, müsteşar ve müsteşar yardımcısı altındaki tüm görevlerin görevde yükselme sınavı kapsamına alınmasını istiyoruz. Norm kadro uygulamalarının keyfiliklere imkân vermeyecek şekilde sosyal tarafların denetiminde şeffaflaştırılmasını istiyoruz.

Yargı kararlarını uygulamamakta direnen yöneticilerin görevlerinin sonlandırılmasını istiyoruz.Özre bağlı tayin ve nakil taleplerinde hakkaniyetin sağlanması; engellilerin, engelli çocuğu veya yakını olanların özel durumlarının yönetmelikte özür gurubu kapsamına alınmasını istiyoruz.Hizmet bölgelerinde çalışma süresini dolduranların, üst hizmet bölgelerine tayin ve nakillerinin -idari mazeret aranmaksızın- yapılmasını istiyoruz.

Mesleki ve iş tecrübesini yok sayan yılbaşına 2,17 kuruş tutarındaki kıdem aylığının, daha yüksek aylık almak için kamu görevlilerinin idari kadrolara hücumunu engelleyecek anlamlı bir düzeye yükseltilmesini ve böylece tecrübenin ödüllendirilmesini istiyoruz.

Kamu görevlilerinin aylıklarındaki tüm kalemlerden vergi ve sosyal güvenlik kesintisi yapılarak emeklilik maaşının yaşanabilir düzeye çıkarılmasını istiyoruz. Çocuk ve aile yardımlarının, harcırah ve yollukların ve benzeri kalemlerin ihtiyaçları karşılayacak düzeye yükseltilmesini istiyoruz.”

ARİTMETİK CANBAZLIĞA SON VERİLSİN                                  

“İçinden çıkılmaz hale gelen toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemleri ile aylık hesaplama aracı olarak kullanılan, Mayıs 2018 itibariyle, neredeyse 2.029,50 TL tutarındaki brüt asgari ücret miktarının yarısına denk gelen 1.031,23 TL’lik ‘en yüksek Devlet memuru aylığı’nın, en yüksek Devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarının onurunu zedeleyecek miktardan kurtarılarak en azından asgari ücret düzeyine çıkarılarak daha anlamlı hale getirilmesi ve hesaplamaların buna göre yeniden yapılması veya yeni bir sistem geliştirilmesini istiyoruz.”

“YOKSULLUK SINIRI ALTINDA AYLIK OLMASIN”

“Yoksulluk sınırının altında aylık alan memur kalmasın istiyoruz.Nisan itibariyle Türk-İş tarafından açıklanan yoksulluk sınırı 4 kişilik bir aile için 5.473 TL’dir. Oysa memurların tamamına yakını bu rakamın altında aylık almaktadır. Bu memurun yoksulluğunun tescilidir. Hükümet ile toplu sözleşme imzalayan yetkili sendikalar bile kendi açıkladıkları yoksulluk sınırına yakın bir aylık teklifinde bulunamamışlardır.

Memur-Sen Nisan ayı yoksulluk sınırını 5.286 TL açıklamış ama toplu sözleşme masasından en düşük memur aylığında 2.514 TL’ye imza atmaktan utanmamıştır. Bu ikiyüzlülüktür. Memur yoksulluğuna son verilmesini, memurun yoksulluktan kurtarılmasını istiyoruz.

Kamu görevlileri aylıklarının yoksulluk sınırı altında kalmayacağının, talebin bir defada karşılanamaması halinde kademeli olarak gerçekleştirilmesi için sosyal taraflarla birlikte bir plana bağlanmasını istiyoruz.”

“İKRAMİYE MEMURUN DA HAKKIDIR”

“Kamu işçilerine 6772 sayıl Kanun ile 59 yıldan beri ikramiye ödenmektedir. Halen her yıl 2 tam (26 günlük ücret tutarı) ve 4 yarım (13 günlük ücret tutarı) ikramiyeye ek olarak Denge Ödeneği adı altında 750 TL yedinci ikramiye ödenmektedir. Oysa 4688 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde toplu sözleşmede karara bağlanması gereken konular arasında ikramiye de bulunmaktadır. Ama ne hikmetse masaya oturan sendikaların akıllarına bile gelmemektedir.

Artık memurlara, emeklilerde, kamu ve kadroya geçirilen taşeron işçilerinde olduğu gibi Yasa emri olan ikramiye verilmesini istiyoruz.Sonuç olarak memurlar için insan onuruna yaraşır bir çalışma hayatı ile aile sorumluklarını yerine getirebilecekleri bir gelir sağlanmasını, yukarıdaki hususların partilerin Seçim Beyannamelerinde/Bildirgelerinde yer almasını, Cumhurbaşkanı adayları ve siyasi parti liderleri tarafından kamuoyuna açıklanmasını istiyoruz.”

 

HABER:  Dilek ÇULPAN ve Engin ÜÇER

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.