bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

ESKİYÖRÜK : TİRE SÜT MODELİ, İZMİR'İN HER İLÇESİNDE UYGULANMALI

Gündem 04.02.2021 - 14:25, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

ESKİYÖRÜK : TİRE SÜT MODELİ, İZMİR'İN HER İLÇESİNDE UYGULANMALI

Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türkiye’ye örnek olan Tire Süt Modeli’nin İzmir’in her ilçesinde uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
Özgür Coşkun ile Sektör programının konuğu Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük oldu. Kooperatifçiliğin gelişmesi için daha çok çalışılması gerektiğini ifade eden Eskiyörük, tarım ve hayvancılığın sürebilmesi için su sorunun da çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Yaşanan sel felaketi sonrası Tire’deki son durumu anlatan Eskiyörük, “Çiftçiler yağmurdan memnun kaldı ama kentte yaşayanlar maalesef sıkıntılar yaşadı. İzmir’e geçmiş oldun diyorum. Eski bir kent olduğu için çok sıkışık bu yüzden biraz açılması lazım. Altyapı kaldırmadı ve büyük sorunlar yaşandı. Bizim burada durumun aksine herkesi sevindirdi. Toprağın doyması için daha da yağışa ihtiyaç var” dedi. Üretimin sürebilmesi için öncelikle su sorununa çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Eskiyörük, “Tarımın, hayvancılığın ciddi sorunları var. Üretici, tüketici ağlıyor. Devlet memnun değil, yakınmıyor. İki tane Türkiye’yi doyuracak bir Anadolu varken gıda sorunu yaşanıyor. Varlı içinde yokluk yaşanıyor. Bunların onarılması gerekiyor. Hayvancılığın ve tarımın olabilmesi için su sorunun çözülmesi gerekiyor. Önce suyu kurtarmalıyız. Kendim de çiftçiyim. 30-40 yıl öncesine kadar çok kısa mesafelerden tarlalarımızı sulayacak su bulabiliyorduk. Ama bu su hızlı bir çekilmeyle Küçük Menderes Ovası’nın yarınsında fazlası dikilemez hale geldi. Eğer önlem alınmazsa 3-5 yıl sonra bu ovada sulu tarım bitecek. Bu büyük bir tehlike. Bunu 20 yıl önce fark ettim. Küçük Menderes Çöl Olmasın diye kampanya başlattım. Üretimde büyük kayıplar olmaya başladı. Tarımın sorunları sadece çiftçimizi değil herkesi ilgilendirir. Yer altı sularını çok hoyratça kullandık. Küçük Menderes’i gördüğünüzde mideniz bulanır. Artık atık suların arıtıldığı yer haline geldi. Yarım yüzyılda mahvettik. Teknolojiyle, traktörlerde sert tabaka oluşturulmasından dolayı yağmur suları artık yer altına işlemiyor. Buharlaşmayla yok oluyor. Geçirgenlik yok oldu. Bu da bir sorun” diye konuştu. ‘DEVLET DESTEĞİNİ ARTTIRMALI’ Su sorunuyla ilgili çözüm önerilerini sunan Eskiyörük, problemin giderilememesi halinde üretimin büyük bir zarara uğrayacağını ifade etti. ‘Çözüm için devlet desteğini arttırmalı’ diyen Eskiyörük, “Suyu deşarj edecek göletler yapılmalı, Küçük Menderes Nehri ıslah edilmeli, setler yapılarak suyun hızı yavaşlatılarak toprağa geçişi sağlanmalı, bütün atık sular tarımsal sulamaya dönüştürülmeli, bu su sorunu mutlaka çözülmelidir. Eğer bu sorun çözülmezse, üretim biter, hayvancılık biter. Tarımsal sanayiler çalışamaz hale gelir. İşsizlik sorunu artar. Bölgede ekonomi çöker. Bölgede, tarımda ekonomi çökerse bütün sektörlerde çöker. Onun için su olmazsa tarım, tarım olmazsa hayat olmaz diyorum. Bunu Türkiye’yi yönetenler, siyasiler de söylemeli” dedi. ‘ÖRNEK OLDUK’ Tire Süt Modeli hakkında konuşan Eskiyörük, Türkiye’de ve dünyada konuşulduğunu belirterek, “BM’den iki kez ödül aldık. Dünyanın En İyi Kırsal Kalkınma Modeli seçildik. Bu model, 2 bin ortağı olan, 465 çalışanı olan günde 300 ton süt topladığımız, 135 aracı olan, ön varlığı 70 milyona ulaşan bir kooperatif. Parayı ortadan kaldırdık. Ortağımızın tarlasının bütün ihtiyaçlarını para almadan veriyoruz. Sütünü, kesimlik hayvanı alıyoruz. Ay sonu matluplaşıyoruz. Tohumunu, gübresini, mazotunu veriyoruz. Toplu alımla girdi maliyetlerini ucuza getiriyoruz. Makine parkımız var; gübresini atıyoruz, otunu biçiyoruz. Tire Süt Kooperatifi bugün sadece 2 bin üyesine değil Küçük Menderes’teki 15 bin süt üreticisine hizmet ediyor. 15 bin kişiyi destekliyoruz. Tefecilerin elinden kurtardık. Kaliteyi iyileştirdik, verimi arttırdık. Çiftçi marketleri kurduk. İzmir Belediyesi adına 12 yıldır süt dağıtıyoruz. Türkiye’de bu çok ses getirdi. Hala devam ediyoruz” şeklinde konuştu. ‘GENÇLER BABA MESLEĞİNE YÖNELDİ’ Türkiye’nin yapısına uygun bir kalınma modeli oluşturduklarını dile getiren Eskiyörük, “Bunun en önemli unsuru güven. Hiçbir zaman işime siyaset bulaştırmadım. Kaynakları doğru kullandık. Çalıştık, ürettik, çalmadık, çaldırmadık. Yol olarak belirlediğimizi Mustafa Kemal Atatürk çizmişti. O yoldan hiç sapmadık. Bugün Türkiye’nin en ucuna dahi ürünlerini koyan bir marka haline geldik. Bu modelle verim yükseldi, kalite iyileşti. Sanayileşme gelişti, istihdam arttı. En önemlisi üretici güvence altına alındığı için gençler baba mesleğine yöneldi. Artık köylerden kaçış ciddi boyutta. Anadolu boşaldı. Kız bile vermiyorlar köylü gençlere. Çünkü güvenceli bir meslek olamadı çiftçilik. Ama biz bunu güvence altına aldık. Hiç göç yok burada. Anadolu’nun yapısına uygun bir model oluşturduk” diye konuştu. ‘İTHALAT POLİTİKASINDAN VAZGEÇELİM’ Türkiye’de kooperatifçiliğin gelişememesinin büyük bir kayıp olduğunu ifade eden Eskiyörük, “Her ülkenin kendine göre bir yaşam tarzı ve kültürü var. Türkiye’yi ithalat yapan değil ihracat yapan bir ülke yaratırız diye baktığımızda çözümün kooperatifleşme olduğunu görüyoruz. Kooperatifçilik neden gelişmemiş? Üreticiyi sömürenler bu menfaatlerini korumak için kooperatifçiliği komünistlik diyerek korkutmuşlar. Türkiye aslında çok büyük bir fırsat yakaladı. Gıda en önemli sektör haline geldi. Türkiye’de müthiş bir coğrafya var. Ama kooperatifçiliğin gelişmemesi, bundan dolayı üretimi planlamamamız en büyük kaybımızdır. İthalat politikası Türkiye’yi en fazla yaralayan yanlıştır. İthalatla tüketiciyi memnun etmeye kalkarsak dışa bağımlı kalırız. Bundan vazgeçelim. Yerli üretime önem verelim dedik. Dışa bağımlı hale geldik. Keşke dışa harcanan parayı kendi üreticimize doğru bir şekilde destekleseydik dışarıdan bir kg ürün almamıza gerek kalmazdı” dedi. ‘ÇÖZÜM KOOPERATİFÇİLİKTEN GEÇİYOR’ Sorunların çözümü için çiftçi market modelini geliştirdiklerini söyleyen Eskiyörük, “Üretici ve tüketiciyi buluşturuyoruz. Buna ticari bakmıyoruz. Herkesin makasını kurmasını sağlıyoruz. Büyükşehir de Halkın Bakkalı adında bir oluşum kurdu. Bunu hep söylüyoruz. Her ilçede bir tanzim satış noktası kurun ve herkesin ucuz ve güvenilir gıdaya ulaşmasını sağlayalım. Her şeye ticari bakmamalıyız. Devletin destekleme politikası olmalı. Kooperatifçilik Bakanlığı kurulmalı. Okullarda kooperatifçilik dersleri verilmeli. Yerli üretime önem verilmelidir. Çözüm kooperatifçilikten geçiyor” dedi. ‘İZMİR’E BÜYÜK BİR SORUMLULUK DÜŞÜYOR’ 2021’de hayata geçirilecek projeler hakkında da konuşan Eskiyörük, “Bu yıl hayata geçireceğimiz önemli bir proje var. Şu an üreticinin güvence altına alınmasının en önemli çözümü sözleşmeli üretimdir. Şu anda sözleşmeler tek taraflı yapılıyor. Sanayici üreticiyle yapıyor. Bu böyle olmamalı. Bu sözleşmeler örgütlerle yapılıyor. Sanayici üretici ile görüşmeyecek bize gelecek. Üreticiyle sözleşmeyi ben yapacağım. Herkes güvence altına alınacak. İzmir’e büyük bir sorumluluk düşüyor. Büyük bir misyon yüklenmiş durumda. Tüm Türkiye’nin gözü İzmir’de ve hata yapılmaması gerekiyor. Türkiye’nin zenginleşmesi gerekiyor ve bunu yolu tarım. Ama önce üreticiyi düşünmeliyiz. Önce tüketiciyi kurtarmaya kalkarsak batarız. Üreticiyi borç batağından kurtarırsak, üretebilir hale getirirsek daha fazla üretir. Daha fazla üretirse tüketici ucuza yer. Yerli üretime önem vermeliyiz. İthalat politikasından vazgeçmeliyiz. İzmir Modeli olarak kitabı yazıldı. Bu çerçeveden çıkılmamalı. Tarımda İzmir Modeli’ni kapsamlı olarak yerleştirmeliyiz. Her ilçeyi bir üründe marka yapmalıyız. Bunun için de İzmir Büyükşehir Belediyesi altyapısını kurmalıdır” şeklinde konuştu. ‘HER İLÇE BİR ÜRÜNÜYLE MARKA HALİNE GELMELİ’ Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma yönelik çalışmalarını da değerlendiren Eskiyörük, “Tunç Başkan İzmir için bir şanstır. Çünkü kooperatifçiliğin içinden geliyor. Ancak her ürünü her ilçeden az az alacağım demekle sonuç alınamaz. Modelin dışına çıkıyor şu an. Sütse Tire, çiçekse Bayındır vb. bunlar bütün ilçelere dağıtılırsa hiçbiri marka olmaz. Bugün Büyükşehir Tire’den 1 litre süt almazsa bile Türe Süt kendi ayaklarının üzerinde durabilir. Ben süt tüccarı değilim. Çiftçinin satamadığı ürünü almak değil, hiçbir üreticinin ürününü satamaz hale gelmesi engellenmeli. Bu model sonuç alacak bir modeldir. Bunu üzerinde tekrar tartışılmalıdır. Her ilçe bir ürünüyle marka haline gelmelidir. Yolcu uçakları kadar kargo uçaklarının dünyanın dört bir yanına ihracat yapan bir İzmir benim en büyük hayalimdir” diye konuştu.  
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türkiye’ye örnek olan Tire Süt Modeli’nin İzmir’in her ilçesinde uygulanması gerektiğinin altını çizdi.

Özgür Coşkun ile Sektör programının konuğu Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük oldu. Kooperatifçiliğin gelişmesi için daha çok çalışılması gerektiğini ifade eden Eskiyörük, tarım ve hayvancılığın sürebilmesi için su sorunun da çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Yaşanan sel felaketi sonrası Tire’deki son durumu anlatan Eskiyörük, “Çiftçiler yağmurdan memnun kaldı ama kentte yaşayanlar maalesef sıkıntılar yaşadı. İzmir’e geçmiş oldun diyorum. Eski bir kent olduğu için çok sıkışık bu yüzden biraz açılması lazım. Altyapı kaldırmadı ve büyük sorunlar yaşandı. Bizim burada durumun aksine herkesi sevindirdi. Toprağın doyması için daha da yağışa ihtiyaç var” dedi.

Üretimin sürebilmesi için öncelikle su sorununa çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Eskiyörük, “Tarımın, hayvancılığın ciddi sorunları var. Üretici, tüketici ağlıyor. Devlet memnun değil, yakınmıyor. İki tane Türkiye’yi doyuracak bir Anadolu varken gıda sorunu yaşanıyor. Varlı içinde yokluk yaşanıyor. Bunların onarılması gerekiyor. Hayvancılığın ve tarımın olabilmesi için su sorunun çözülmesi gerekiyor. Önce suyu kurtarmalıyız. Kendim de çiftçiyim. 30-40 yıl öncesine kadar çok kısa mesafelerden tarlalarımızı sulayacak su bulabiliyorduk. Ama bu su hızlı bir çekilmeyle Küçük Menderes Ovası’nın yarınsında fazlası dikilemez hale geldi. Eğer önlem alınmazsa 3-5 yıl sonra bu ovada sulu tarım bitecek. Bu büyük bir tehlike. Bunu 20 yıl önce fark ettim. Küçük Menderes Çöl Olmasın diye kampanya başlattım. Üretimde büyük kayıplar olmaya başladı. Tarımın sorunları sadece çiftçimizi değil herkesi ilgilendirir. Yer altı sularını çok hoyratça kullandık. Küçük Menderes’i gördüğünüzde mideniz bulanır. Artık atık suların arıtıldığı yer haline geldi. Yarım yüzyılda mahvettik. Teknolojiyle, traktörlerde sert tabaka oluşturulmasından dolayı yağmur suları artık yer altına işlemiyor. Buharlaşmayla yok oluyor. Geçirgenlik yok oldu. Bu da bir sorun” diye konuştu.

‘DEVLET DESTEĞİNİ ARTTIRMALI’

Su sorunuyla ilgili çözüm önerilerini sunan Eskiyörük, problemin giderilememesi halinde üretimin büyük bir zarara uğrayacağını ifade etti. ‘Çözüm için devlet desteğini arttırmalı’ diyen Eskiyörük, “Suyu deşarj edecek göletler yapılmalı, Küçük Menderes Nehri ıslah edilmeli, setler yapılarak suyun hızı yavaşlatılarak toprağa geçişi sağlanmalı, bütün atık sular tarımsal sulamaya dönüştürülmeli, bu su sorunu mutlaka çözülmelidir. Eğer bu sorun çözülmezse, üretim biter, hayvancılık biter. Tarımsal sanayiler çalışamaz hale gelir. İşsizlik sorunu artar. Bölgede ekonomi çöker. Bölgede, tarımda ekonomi çökerse bütün sektörlerde çöker. Onun için su olmazsa tarım, tarım olmazsa hayat olmaz diyorum. Bunu Türkiye’yi yönetenler, siyasiler de söylemeli” dedi.

‘ÖRNEK OLDUK’

Tire Süt Modeli hakkında konuşan Eskiyörük, Türkiye’de ve dünyada konuşulduğunu belirterek, “BM’den iki kez ödül aldık. Dünyanın En İyi Kırsal Kalkınma Modeli seçildik. Bu model, 2 bin ortağı olan, 465 çalışanı olan günde 300 ton süt topladığımız, 135 aracı olan, ön varlığı 70 milyona ulaşan bir kooperatif. Parayı ortadan kaldırdık. Ortağımızın tarlasının bütün ihtiyaçlarını para almadan veriyoruz. Sütünü, kesimlik hayvanı alıyoruz. Ay sonu matluplaşıyoruz. Tohumunu, gübresini, mazotunu veriyoruz. Toplu alımla girdi maliyetlerini ucuza getiriyoruz. Makine parkımız var; gübresini atıyoruz, otunu biçiyoruz. Tire Süt Kooperatifi bugün sadece 2 bin üyesine değil Küçük Menderes’teki 15 bin süt üreticisine hizmet ediyor. 15 bin kişiyi destekliyoruz. Tefecilerin elinden kurtardık. Kaliteyi iyileştirdik, verimi arttırdık. Çiftçi marketleri kurduk. İzmir Belediyesi adına 12 yıldır süt dağıtıyoruz. Türkiye’de bu çok ses getirdi. Hala devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘GENÇLER BABA MESLEĞİNE YÖNELDİ’

Türkiye’nin yapısına uygun bir kalınma modeli oluşturduklarını dile getiren Eskiyörük, “Bunun en önemli unsuru güven. Hiçbir zaman işime siyaset bulaştırmadım. Kaynakları doğru kullandık. Çalıştık, ürettik, çalmadık, çaldırmadık. Yol olarak belirlediğimizi Mustafa Kemal Atatürk çizmişti. O yoldan hiç sapmadık. Bugün Türkiye’nin en ucuna dahi ürünlerini koyan bir marka haline geldik. Bu modelle verim yükseldi, kalite iyileşti. Sanayileşme gelişti, istihdam arttı. En önemlisi üretici güvence altına alındığı için gençler baba mesleğine yöneldi. Artık köylerden kaçış ciddi boyutta. Anadolu boşaldı. Kız bile vermiyorlar köylü gençlere. Çünkü güvenceli bir meslek olamadı çiftçilik. Ama biz bunu güvence altına aldık. Hiç göç yok burada. Anadolu’nun yapısına uygun bir model oluşturduk” diye konuştu.

‘İTHALAT POLİTİKASINDAN VAZGEÇELİM’

Türkiye’de kooperatifçiliğin gelişememesinin büyük bir kayıp olduğunu ifade eden Eskiyörük, “Her ülkenin kendine göre bir yaşam tarzı ve kültürü var. Türkiye’yi ithalat yapan değil ihracat yapan bir ülke yaratırız diye baktığımızda çözümün kooperatifleşme olduğunu görüyoruz. Kooperatifçilik neden gelişmemiş? Üreticiyi sömürenler bu menfaatlerini korumak için kooperatifçiliği komünistlik diyerek korkutmuşlar. Türkiye aslında çok büyük bir fırsat yakaladı. Gıda en önemli sektör haline geldi. Türkiye’de müthiş bir coğrafya var. Ama kooperatifçiliğin gelişmemesi, bundan dolayı üretimi planlamamamız en büyük kaybımızdır. İthalat politikası Türkiye’yi en fazla yaralayan yanlıştır. İthalatla tüketiciyi memnun etmeye kalkarsak dışa bağımlı kalırız. Bundan vazgeçelim. Yerli üretime önem verelim dedik. Dışa bağımlı hale geldik. Keşke dışa harcanan parayı kendi üreticimize doğru bir şekilde destekleseydik dışarıdan bir kg ürün almamıza gerek kalmazdı” dedi.

‘ÇÖZÜM KOOPERATİFÇİLİKTEN GEÇİYOR’

Sorunların çözümü için çiftçi market modelini geliştirdiklerini söyleyen Eskiyörük, “Üretici ve tüketiciyi buluşturuyoruz. Buna ticari bakmıyoruz. Herkesin makasını kurmasını sağlıyoruz. Büyükşehir de Halkın Bakkalı adında bir oluşum kurdu. Bunu hep söylüyoruz. Her ilçede bir tanzim satış noktası kurun ve herkesin ucuz ve güvenilir gıdaya ulaşmasını sağlayalım. Her şeye ticari bakmamalıyız. Devletin destekleme politikası olmalı. Kooperatifçilik Bakanlığı kurulmalı. Okullarda kooperatifçilik dersleri verilmeli. Yerli üretime önem verilmelidir. Çözüm kooperatifçilikten geçiyor” dedi.

‘İZMİR’E BÜYÜK BİR SORUMLULUK DÜŞÜYOR’

2021’de hayata geçirilecek projeler hakkında da konuşan Eskiyörük, “Bu yıl hayata geçireceğimiz önemli bir proje var. Şu an üreticinin güvence altına alınmasının en önemli çözümü sözleşmeli üretimdir. Şu anda sözleşmeler tek taraflı yapılıyor. Sanayici üreticiyle yapıyor. Bu böyle olmamalı. Bu sözleşmeler örgütlerle yapılıyor. Sanayici üretici ile görüşmeyecek bize gelecek. Üreticiyle sözleşmeyi ben yapacağım. Herkes güvence altına alınacak. İzmir’e büyük bir sorumluluk düşüyor. Büyük bir misyon yüklenmiş durumda. Tüm Türkiye’nin gözü İzmir’de ve hata yapılmaması gerekiyor. Türkiye’nin zenginleşmesi gerekiyor ve bunu yolu tarım. Ama önce üreticiyi düşünmeliyiz. Önce tüketiciyi kurtarmaya kalkarsak batarız. Üreticiyi borç batağından kurtarırsak, üretebilir hale getirirsek daha fazla üretir. Daha fazla üretirse tüketici ucuza yer. Yerli üretime önem vermeliyiz. İthalat politikasından vazgeçmeliyiz. İzmir Modeli olarak kitabı yazıldı. Bu çerçeveden çıkılmamalı. Tarımda İzmir Modeli’ni kapsamlı olarak yerleştirmeliyiz. Her ilçeyi bir üründe marka yapmalıyız. Bunun için de İzmir Büyükşehir Belediyesi altyapısını kurmalıdır” şeklinde konuştu.

‘HER İLÇE BİR ÜRÜNÜYLE MARKA HALİNE GELMELİ’

Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma yönelik çalışmalarını da değerlendiren Eskiyörük, “Tunç Başkan İzmir için bir şanstır. Çünkü kooperatifçiliğin içinden geliyor. Ancak her ürünü her ilçeden az az alacağım demekle sonuç alınamaz. Modelin dışına çıkıyor şu an. Sütse Tire, çiçekse Bayındır vb. bunlar bütün ilçelere dağıtılırsa hiçbiri marka olmaz. Bugün Büyükşehir Tire’den 1 litre süt almazsa bile Türe Süt kendi ayaklarının üzerinde durabilir. Ben süt tüccarı değilim. Çiftçinin satamadığı ürünü almak değil, hiçbir üreticinin ürününü satamaz hale gelmesi engellenmeli. Bu model sonuç alacak bir modeldir. Bunu üzerinde tekrar tartışılmalıdır. Her ilçe bir ürünüyle marka haline gelmelidir. Yolcu uçakları kadar kargo uçaklarının dünyanın dört bir yanına ihracat yapan bir İzmir benim en büyük hayalimdir” diye konuştu.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.