bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Hukuk Mücadelesini İşçiler Kazandı

Tire 29.03.2019 - 11:35, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

Hukuk Mücadelesini İşçiler Kazandı

Tire Belediyesi ile kırk dört işçi arasında süregelen hukuk mücadelesi dün sona erdi.
Tire Belediyesi ile kırk dört işçi arasında süregelen hukuk mücadelesi dün sona erdi. Konu ile ilgili davacı kırk dört işçi bugün Tire Cumhuriyet meydanında basın açıklaması düzenlediler. Yargının işçinin lehine karar aldığını belirten işçiler, "Yaşasın emeğin gücü" diyerek basın açıklamalarını okudular.   İşçilerin okuduğu basın açıklaması şu şekilde;   ADALET EVRENİN RUHUDUR (Ömer Hayyam)   2013 Yılında Tire Belediye idaresine sözlü ve yazılı müracaatlarla başlayan hak arama mücadelemiz, 2014 Yılı Eylül ayı itibariyle ne yazık ki mahkeme yoluyla hak arama resmiyetine dönüşmüştür. Bu süreç 2016 yılı sonunda Tire Mahkemeleri tarafından işçi lehine sonuçlanmış ve 2017 yılı başında Belediye İdaresinin temyiz talebiyle Yüksek Yargı’ya taşınmıştır. Yüksek Yargı’nın dosyalarımızı incelemesi sonucu, bazı eksikliklerin olduğu ve bu eksikliklerin tamamlanması yönünde aldığı kararla davanın yerel mahkemede tekrar görülmesini istemiştir. 27 Mart 2019 Çarşamba günü itibariyle de Yüksek Yargı’nın istemi doğrultusunda tekrar edilen dava sonuçlanmış olup ‘’İŞÇİNİN LEHİNE’’ verilen kararla sona ermiştir.   Bu süreci neden yaşadık, nasıl yaşandı?   Tire Belediyesinde çalışan yaklaşık 80 kadrolu işçi arkadaşımızın sözleşmeden doğan maddi haklarının idare tarafından keyfiyetle dağıtılması sonucu oluşan adaletsizlikler had safhaya ulaşmış idi. İdare alacağı birikmiş işçinin dilekçesini alır, canı istediği işçiye canı istediği zaman ödeme yapar durumdaydı. Bu keyfiyet bazı işçiye sadaka, bazı işçiye ödül anlamına gelecek meblağların ödenmesiyle sürüp gidiyordu. Bu uygulamaya dur demek, bu uygulamanın yasalar çerçevesinde hakkaniyetle yapılmasını istemek hakkımızdı. İşte hem maddi alacak hakkımızı hem de bu keyfiyete dur demek için önce idare makamlarıyla istişare etmeye çalıştık olmadı Yüce Türk Adaleti’ne başvuruda bulunduk.   Tire Belediyesinde kimimiz on beş yıl, kimimiz yirmi beş yıl gecemizi, gündüzümüze katıp, kâh lağım çukurlarında, kâh elektrik direklerinde, kimi zaman direksiyon sallayarak, ekmek fırınında sabaha dek hamurkârlık yaparak, 40 derece yaz sıcağında 80 derece asfalt dökerek, bazılarımız da masa başında aklını tecrübesini ortaya koyarak mesai gözetmeksizin cansiperane ter akıttık. İş bitmediyse saatimize bakmadan devam ettik. Üç kuruş mesai, iki saat fazla çalışma, tatildi, bayramdı, hesapları yapmadık. Tire halkına hizmet etmek, işimizin gereğini yerine getirmek sorumluluğu içinde yıllarca fedakârca çalıştık. İdarenin verdiği görevleri yasalar çerçevesinde harfiyen yerine getirmekten bir adım geri durmadık.   Paranın olmadığından değil sadece idarenin haksız keyfiyetleri yüzünden sözleşmeden doğan bazı maddi haklarımız birikti. Zaman aşımı süresini dolduran ve kanun önünde hak düşmesine sebep olan yıllar gelip geçiyordu. Yaklaşık kırk işçi arkadaşla toplantı talep ettik idareden. Reddedildi. Tekrar talep ettik yine reddedildi. Dilekçe yazdık, tam altmış gün cevap verilmedi. Noter kanalıyla müracaat ettik. Bu müracaattan sonra başımıza gelmedik kalmadı; o gün belediyede memur olan müstakbel eşim nişanlım sorguya çekildi ve bizzat başkan tarafından telkin edilerek ‘’sen Nevzat Hazırol’la evlenme, bak o adam ekmek yediği kuruma noterle ihtar çekiyor’’ denildi. Noterle yollanan yazıya Nihayet cevap verildi. Cevaben de şu yanıt geldi ‘’BÖYLE BİR ALACAĞINIZ YOKTUR’’.  İcra takibi için müracaat edeceğimizi ve muhakkak toplantı istediğimizi tekrar idareye ilettik. Nihayet toplantı idare heyeti ve kırk işçi ile birlikte yapıldı. O toplantıda idare işçiyi azarladı. Sizin böyle bir alacağınız yok dedi. Aranızda alacağı olanlar varsa bile onlara bütçe müsait oldukça öderiz savsaklamasıyla bizi kapıyı gösterdiler. Yalvardık; Hocam ‘’yargıya gitmek istemiyoruz çünkü; yargı süreci faizli bir süreç, başkalarının dahil olacağı bir süreç. Bu belediyenin parasını faize vermeyin. Bugünkü alacaklarımız yaklaşık Bir Milyon civarında iken bu para yargıya gidildiğinde masraftı, faizdi, avukatlık ücretiydi derken büyür’’ dedik. ‘’Bir protokol yapalım bu alacaklarımızı bir mutabakat çerçevesinde düzenli bir ödeme takvimi içinde üçer beşer neyse belli miktarlarda aylıklara ek olarak ödeyin. Üç yılda ödeyin, beş yılda ödeyin ama bize hakkınız yok demeyin’’ dedik. O salondan kovulduk!   Çaresiz değildik. Öyle ya bu kadar hizmet etmiş bir işçi grubuna Tire’nin ileri gelenlerinden birileri yardım eder düşüncesiyle;  önce siyasetçiler ve hatırlı kişilere gidip bizim idareyle aramızdaki soruna ilgi gösterin müracaatlarında bulunduk. Bazıları dinledi yapmadı. Bazıları aksini yaptı idarenin tarafını tuttu. Bazıları dinliyormuş gibi yaptı. Bazıları hiç dinlemedi bile.   En son çare olarak Kırk dört işçi arkadaşla yargıya müracaat ettik. Yine o gün artık evli olduğum memur eşimi Gökçen’deki hizmet binasına sürdü. Sürgünler eşim üzerinden birkaç kez daha devam ederken benim ve daha birçok arkadaşımın işten çıkarılması yönünde defalarca girişimlerde bulunuldu. Yakınlarımıza varana dek zarar verilmek istendi. Yılmadık! Yargıya saygımızdan suskun bekledik. Kendileri konuştu. Hep konuştu. Her yerde, makamında, berberde, lokantada, parti meclislerinde konuştu. Hatta mahkemede bile ifadesinde dışarıda konuştuğu gibi konuştu ‘’Bunlar sendikalı değiller. Bunlar alacaklı filan değiller. Bunlar yediği kabın içine edenler. Bunlar şöyle, bunlar böyle…’’     Nitekim ilk dava işçinin lehine sonuçlandı. Belediye idaresinin inadı yüzünden bir milyonluk dava dört milyona sürüklendi. Temyize gitti. Temyiz kararı geldi. Karar net, brüt ayrımı ve İZSU yönünden gereksiz katılım nedeniyle dava tekrar görülsün şeklindeydi. Ancak bu karar yine idare tarafından belediye kazandı şeklinde etrafa yayıldı. Biz sustuk, bekledik… Yılmadık! Kamuya, dolayısıyla yargıya saygımızı koruduk. Dava tekrar görüldü. Dün bitti. İşçinin yani bizim, emekçinin alacağı ikinci kez yargı tarafından ‘’işçinin alacağı vardır’’  hükmüyle sona erdi.   Biz hakkımızı Avukat Sn. Günden YURDUGÜL vekilliğinde insana yakışır biçimde Türk Mahkemelerinde aradık. Hakkımız olanı da kazandık! Yargı herkes için hak arama merciidir. Adalet yargının dağıtmakla yükümlü olduğu kamunun vicdanıdır! Gururluyuz. Çocuklarımıza, geleceğe, işçi, emekçi dünyasına anlatacağımız bir gurur hatıratını burada bulunan ve bilvesile katılamayan mücadeleci arkadaşlarla yaşadık. Bundan sonra onlara diyoruz ki; KORKMAYIN, PISMAYIN, BAŞINIZI DİK TUTUN, eğer namusunuzla çalışıyorsanız, emek sarf ediyor ve ter akıtıyorsanız bunun karşılığında alacağınız para ananızın ak sütü gibi helaldir. Anayasamız angaryayı yasaklamıştır. Kimse kimseye her hangi bir sebeple bedava çalıştıramaz. Hiçbir kurum, kuruluş yetkilisi, başkanı, amiri yasaların dışına çıkıp işçisinden angarya isteyemez. Bu kurum, kuruluş, belediyeler ekmek yediğin kap değil, millete hizmet vesilesi ile kurulmuş binalardır. Bu binaların yöneticileri de sizin, bizim gibi hizmet insanlarıdır. Sadece görevler farklıdır.   Son olarak Yüce Türk Adaleti adına hizmet eden Türk Yargısına sonsuz güvenimizi ve bağlılığımızı bildirirken emeği geçen yargı mensuplarına ve bu mücadeleye katılan, destek olan işçi arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Yaşasın emeğin gücü!     İşçi davacı personeller adına;                                                                                                                              Nevzat HAZIROL
Tire Belediyesi ile kırk dört işçi arasında süregelen hukuk mücadelesi dün sona erdi.

Tire Belediyesi ile kırk dört işçi arasında süregelen hukuk mücadelesi dün sona erdi. Konu ile ilgili davacı kırk dört işçi bugün Tire Cumhuriyet meydanında basın açıklaması düzenlediler. Yargının işçinin lehine karar aldığını belirten işçiler, "Yaşasın emeğin gücü" diyerek basın açıklamalarını okudular.

 

İşçilerin okuduğu basın açıklaması şu şekilde;

 

ADALET EVRENİN RUHUDUR

(Ömer Hayyam)

 

2013 Yılında Tire Belediye idaresine sözlü ve yazılı müracaatlarla başlayan hak arama mücadelemiz, 2014 Yılı Eylül ayı itibariyle ne yazık ki mahkeme yoluyla hak arama resmiyetine dönüşmüştür. Bu süreç 2016 yılı sonunda Tire Mahkemeleri tarafından işçi lehine sonuçlanmış ve 2017 yılı başında Belediye İdaresinin temyiz talebiyle Yüksek Yargı’ya taşınmıştır. Yüksek Yargı’nın dosyalarımızı incelemesi sonucu, bazı eksikliklerin olduğu ve bu eksikliklerin tamamlanması yönünde aldığı kararla davanın yerel mahkemede tekrar görülmesini istemiştir. 27 Mart 2019 Çarşamba günü itibariyle de Yüksek Yargı’nın istemi doğrultusunda tekrar edilen dava sonuçlanmış olup ‘’İŞÇİNİN LEHİNE’’ verilen kararla sona ermiştir.

 

Bu süreci neden yaşadık, nasıl yaşandı?

 

Tire Belediyesinde çalışan yaklaşık 80 kadrolu işçi arkadaşımızın sözleşmeden doğan maddi haklarının idare tarafından keyfiyetle dağıtılması sonucu oluşan adaletsizlikler had safhaya ulaşmış idi. İdare alacağı birikmiş işçinin dilekçesini alır, canı istediği işçiye canı istediği zaman ödeme yapar durumdaydı. Bu keyfiyet bazı işçiye sadaka, bazı işçiye ödül anlamına gelecek meblağların ödenmesiyle sürüp gidiyordu. Bu uygulamaya dur demek, bu uygulamanın yasalar çerçevesinde hakkaniyetle yapılmasını istemek hakkımızdı. İşte hem maddi alacak hakkımızı hem de bu keyfiyete dur demek için önce idare makamlarıyla istişare etmeye çalıştık olmadı Yüce Türk Adaleti’ne başvuruda bulunduk.

 

Tire Belediyesinde kimimiz on beş yıl, kimimiz yirmi beş yıl gecemizi, gündüzümüze katıp, kâh lağım çukurlarında, kâh elektrik direklerinde, kimi zaman direksiyon sallayarak, ekmek fırınında sabaha dek hamurkârlık yaparak, 40 derece yaz sıcağında 80 derece asfalt dökerek, bazılarımız da masa başında aklını tecrübesini ortaya koyarak mesai gözetmeksizin cansiperane ter akıttık. İş bitmediyse saatimize bakmadan devam ettik. Üç kuruş mesai, iki saat fazla çalışma, tatildi, bayramdı, hesapları yapmadık. Tire halkına hizmet etmek, işimizin gereğini yerine getirmek sorumluluğu içinde yıllarca fedakârca çalıştık. İdarenin verdiği görevleri yasalar çerçevesinde harfiyen yerine getirmekten bir adım geri durmadık.

 

Paranın olmadığından değil sadece idarenin haksız keyfiyetleri yüzünden sözleşmeden doğan bazı maddi haklarımız birikti. Zaman aşımı süresini dolduran ve kanun önünde hak düşmesine sebep olan yıllar gelip geçiyordu. Yaklaşık kırk işçi arkadaşla toplantı talep ettik idareden. Reddedildi. Tekrar talep ettik yine reddedildi. Dilekçe yazdık, tam altmış gün cevap verilmedi. Noter kanalıyla müracaat ettik. Bu müracaattan sonra başımıza gelmedik kalmadı; o gün belediyede memur olan müstakbel eşim nişanlım sorguya çekildi ve bizzat başkan tarafından telkin edilerek ‘’sen Nevzat Hazırol’la evlenme, bak o adam ekmek yediği kuruma noterle ihtar çekiyor’’ denildi. Noterle yollanan yazıya Nihayet cevap verildi. Cevaben de şu yanıt geldi ‘’BÖYLE BİR ALACAĞINIZ YOKTUR’’.  İcra takibi için müracaat edeceğimizi ve muhakkak toplantı istediğimizi tekrar idareye ilettik. Nihayet toplantı idare heyeti ve kırk işçi ile birlikte yapıldı. O toplantıda idare işçiyi azarladı. Sizin böyle bir alacağınız yok dedi. Aranızda alacağı olanlar varsa bile onlara bütçe müsait oldukça öderiz savsaklamasıyla bizi kapıyı gösterdiler. Yalvardık; Hocam ‘’yargıya gitmek istemiyoruz çünkü; yargı süreci faizli bir süreç, başkalarının dahil olacağı bir süreç. Bu belediyenin parasını faize vermeyin. Bugünkü alacaklarımız yaklaşık Bir Milyon civarında iken bu para yargıya gidildiğinde masraftı, faizdi, avukatlık ücretiydi derken büyür’’ dedik. ‘’Bir protokol yapalım bu alacaklarımızı bir mutabakat çerçevesinde düzenli bir ödeme takvimi içinde üçer beşer neyse belli miktarlarda aylıklara ek olarak ödeyin. Üç yılda ödeyin, beş yılda ödeyin ama bize hakkınız yok demeyin’’ dedik. O salondan kovulduk!

 

Çaresiz değildik. Öyle ya bu kadar hizmet etmiş bir işçi grubuna Tire’nin ileri gelenlerinden birileri yardım eder düşüncesiyle;  önce siyasetçiler ve hatırlı kişilere gidip bizim idareyle aramızdaki soruna ilgi gösterin müracaatlarında bulunduk. Bazıları dinledi yapmadı. Bazıları aksini yaptı idarenin tarafını tuttu. Bazıları dinliyormuş gibi yaptı. Bazıları hiç dinlemedi bile.

 

En son çare olarak Kırk dört işçi arkadaşla yargıya müracaat ettik. Yine o gün artık evli olduğum memur eşimi Gökçen’deki hizmet binasına sürdü. Sürgünler eşim üzerinden birkaç kez daha devam ederken benim ve daha birçok arkadaşımın işten çıkarılması yönünde defalarca girişimlerde bulunuldu. Yakınlarımıza varana dek zarar verilmek istendi. Yılmadık! Yargıya saygımızdan suskun bekledik. Kendileri konuştu. Hep konuştu. Her yerde, makamında, berberde, lokantada, parti meclislerinde konuştu. Hatta mahkemede bile ifadesinde dışarıda konuştuğu gibi konuştu ‘’Bunlar sendikalı değiller. Bunlar alacaklı filan değiller. Bunlar yediği kabın içine edenler. Bunlar şöyle, bunlar böyle…’’  

 

Nitekim ilk dava işçinin lehine sonuçlandı. Belediye idaresinin inadı yüzünden bir milyonluk dava dört milyona sürüklendi. Temyize gitti. Temyiz kararı geldi. Karar net, brüt ayrımı ve İZSU yönünden gereksiz katılım nedeniyle dava tekrar görülsün şeklindeydi. Ancak bu karar yine idare tarafından belediye kazandı şeklinde etrafa yayıldı. Biz sustuk, bekledik… Yılmadık! Kamuya, dolayısıyla yargıya saygımızı koruduk. Dava tekrar görüldü. Dün bitti. İşçinin yani bizim, emekçinin alacağı ikinci kez yargı tarafından ‘’işçinin alacağı vardır’’  hükmüyle sona erdi.

 

Biz hakkımızı Avukat Sn. Günden YURDUGÜL vekilliğinde insana yakışır biçimde Türk Mahkemelerinde aradık. Hakkımız olanı da kazandık! Yargı herkes için hak arama merciidir. Adalet yargının dağıtmakla yükümlü olduğu kamunun vicdanıdır! Gururluyuz. Çocuklarımıza, geleceğe, işçi, emekçi dünyasına anlatacağımız bir gurur hatıratını burada bulunan ve bilvesile katılamayan mücadeleci arkadaşlarla yaşadık. Bundan sonra onlara diyoruz ki; KORKMAYIN, PISMAYIN, BAŞINIZI DİK TUTUN, eğer namusunuzla çalışıyorsanız, emek sarf ediyor ve ter akıtıyorsanız bunun karşılığında alacağınız para ananızın ak sütü gibi helaldir. Anayasamız angaryayı yasaklamıştır. Kimse kimseye her hangi bir sebeple bedava çalıştıramaz. Hiçbir kurum, kuruluş yetkilisi, başkanı, amiri yasaların dışına çıkıp işçisinden angarya isteyemez. Bu kurum, kuruluş, belediyeler ekmek yediğin kap değil, millete hizmet vesilesi ile kurulmuş binalardır. Bu binaların yöneticileri de sizin, bizim gibi hizmet insanlarıdır. Sadece görevler farklıdır.

 

Son olarak Yüce Türk Adaleti adına hizmet eden Türk Yargısına sonsuz güvenimizi ve bağlılığımızı bildirirken emeği geçen yargı mensuplarına ve bu mücadeleye katılan, destek olan işçi arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Yaşasın emeğin gücü!

 

  İşçi davacı personeller adına;

                                                                                                                             Nevzat HAZIROL

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.