VURAL VE TANRIKULU YARIN TİRE’YE GELİYOR

MHP’nin iki önemli ismi; Grup Başkan Vekili Oktay Vural ve Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, yarın Tire teşkilatını ziyaret edecekler. Vural ve Tanrıkulu’nun yanında, partinin İzmir BŞB adayı Murat Başer’de yer alacak. İzmir BŞB Başkan Adayı Murat Taşer, Tire Belediye Başkan Adayı Hasan Çağlı ile birlikte Tireli seçmenlerle buluşacak.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yarın, 24 Ocak Cuma, Tire’de gövde gösterisi yapacak. Partinin önemli isimlerinden olan Grup Başkan Vekili Oktay Vural (İzmir Milletvekili), Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir Milletvekili) ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Taşer ile İzmir İl Başkanı Necat Karataş Tire’ye gelecek. VURAL, TANRIKULU VE ADAYLAR TİRE HALKI İLE BULUŞACAK Cuma günü saat 16:00 sıralarında Tire’ye gelmesi beklenen MHP heyetinin ilk durağı Gümüşpala Caddesi’nde bulunan parti binası olacak. Burada bir süre partililerle bir araya gelecek olan MHP’nin önemli isimleri, İlçe Başkanı Bayram Demirel, MHP’nin Tire Belediye Başkan Adayı Hasan Çağlı ve diğer partililerle birlikte daha sonra çarşı içinde yürüyerek,  oluşturulan iki seçim bürosunu kontrole gidecek. İstasyon Caddesi ve Faik Tokluoğlu Bulvarı üzerindeki seçim bürolarına giderken her iki aday ve diğer partiler Tireli vatandaşlarla yakın diyaloğa geçecek ve adayların daha yakından tanıtılması sağlanacak. Cuma gününün kendileri için önemli ve güzel geçeceğini belirten MHP Tire İlçe Başkanı Bayram Demirel, tüm Tirelileri, bu coşkuyu yaşamaya davet etti. “TÜRK MİLLETİ BİRİLERİNİN YAZIP SERVİS ETTİĞİ SENARYOLARI OYNAYAN FİGÜRAN DEĞİLDİR” İlçe Başkanı Demirel, ayrıca son günlerde ülke gündemiyle ilgili tartışma konularını da değerlendirdi. Demirel, gündem konuları ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Değerli kamuoyu gelinen noktada tarihe not düşmek adına son vakaların analiz ve değerlendirmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir. Çünkü Türk milleti figüran değildir ve birilerinin sürekli olarak yazıp servis ettiği senaryoları oynamak zorunda da değildir. Milletin alın terinin kimlere nasıl ve kimler tarafından peşkeş çekildiğini bu millet görmüştür. Bunu milletin polisine, savcısına, hâkimine operasyonlar yaparak gizlemeye, üstüne örtmeye çalışmak, devlet işlerini bir kenara bırakıp bütün uğraşını bu yönde yoğunlaştırmak bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmamaktadır. Artık mızrak çuvala sığmıyor ve saklamaya, kurtulmaya yönelik tüm uğraşlar boşunadır. Yapılması gereken hırsızdan, yüzsüzden hesap sorup milletin hakkını millete teslim etmektir. Bunu yaparken evlat, baba, yakın, eş, dost ayrımı yapmadan hırsızlıkların ve yolsuzlukların üzerine gitmektir. Sayın Başbakan tüm bu tür yolsuzlukların üzerine giden hukuk devletinin olmazsa olmazı savcı, hakim ve kolluk kuvvetlerini rahat bırakmalı ve hukukun üstünlüğü ilkesine riayet etmelidir. Aksi takdirde hukuk önünde aklamayan hiç kimse suçsuz değildir. Tabi tüm bu hengâmede unuttuğumuz bir nokta kaldı. Türk milletine unutturulmak istenen bir nokta demek daha doğru bir tespit olacaktır. Barzani’nin Diyarbakır’da devlet erkânınca karşılanıp en yetkili ağızlar tarafından ‘Kürdistan’ın başkenti Amed’e hoş geldiniz’ ifadeleriyle bu topraklar üzerinde oynanan oyunun Habur rezaletinden sonra ikinci perdesinin açılması olayı bizlerin vicdanlarında derin yaralar bırakmıştır. Umarım ki AKP seçmeninin de vicdanlarında yankı bulmuştur. Çünkü bu iş bir vicdan ve vebal meselesidir. Hukuk devleti ilkeleri kapsamında bu gün yapılması gerekenler şunlardır; 1.) Yolsuzlukların ve hırsızlıkların üstüne giden yetkililer rahat bırakılmalıdır. 2.) Referandumla değiştirilen HSYK’nın yapısına dokunulmamalıdır. Buna dokunmak milletin bağımsızlığına dokunmakla eş değerdedir. Çünkü mevcut durumu millet istemiştir. Şimdi HSYK’yı adalet bakanlığına bağlamak bu kurumun siyasal ve ideolojik karar vermesinin önünü açmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. 3.) Türkiye’nin ileride savaş suçlusu ilan edilmemesi için Suriye’deki muhaliflere silah desteğini acilen kesmesi gerekmektedir. Artık bu millet Adana’da önü kesilen mühimmat yüklü tırlar görmek istemiyor. 4.) Türk milleti kaybedilecek bir çakıl taşı ve harcanacak bir ferdi olmadığını inanmaktadır. Derhal ülkemiz üzerinde emelleri olanlarla devletin irtibatının kesilmesi ve gerekli dersin verilmesi gerekmektedir. AKP hükümeti bunları tez elden yapmalıdır. Eğer yapmayarak milletin vicdanını kanatmaya devam ederse inancımız odur ki bu millet bunun karşılığını sandıkta fazlasıyla bu hükümete verecektir. Bu gün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayip Erdoğan’a Avrupa’da teröre destek verdiği gerekçesiyle dava açılmıştır. Acaba burada ahbap ve çavuşlarını dokunmaya kalkan hâkim ve savcıları değiştiren, onlarla piyon gibi oynayan başbakan oradaki hâkim ve savcıları da değiştirebilecek midir? Değerli kamuoyu burası ne muz cumhuriyeti, nede ananas cumhuriyetidir. Burası Türkiye Cumhuriyeti ve bu cumhuriyet kişilerin üstünlüğüyle değil Hukukun üstünlüğü ilkesiyle yönetilir. O yüzden hukukçularla piyon gibi oynayarak hukukun üstünde bir üstünlük sağlamaya çalışmak Yüce Türk milletinin vicdanlarını kanatmaktadır. Suçluyu koruyan bir devlet olamayacağı gibi bunu yapan bir Başbakan da olamaz ve olmamalıdır. Bu millet olamayacağını sandıkta gösterecektir. Çünkü Türk milleti onurlu bir millettir.”