Tire MHP’den “Suriye’den gelen mültecileri istemiyoruz” çıkışı

Ayaklıkırı Köyü’nde mevsimlik işçi olarak çalışan ve aileleri ile birlikte bu bölgede çadırlarda kalan 350 Suriyeli mülteci hakkında bir açıklama yapan Milliyetçi Hareket Partisi Tire İlçe Teşkilatı, bu durumun ileride sorun doğuracağını iddia ederek, Suriyelilerin ilçeden gönderilmesini istedi. Konuyla ilgili olarak Bayram Demirel imzalı yapılan açıklamada, olabilecek sıkıntılar için güvenlik teminatı istenmesi dikkatleri çekti.

Bir süredir Tire’nin kırsal mahallerinden olan, Ayaklıkırı Mahallesi (köyü)  sınırları içerisinde arazide kurdukları çadırlarda yaşayan ve mevsimlik işçi olarak tarlalarda çalışan yaklaşık 350 kadar Suriyeli göçmeni, sorun olarak gören ve bunların ilçeden gönderilmesini isteyen Milliyetçi Hareket Partisi Tire İlçe Teşkilatı’nda konuyla ilgili olarak bir basın açıklaması geldi. Basın açıklaması, MHP İlçe Başkanı Bayram Demirel imzasıyla yayınlandı. Açıklamada yer alan ve kimi yerleri oldukça dikkat çekici olan ifadeler şöyle: “GELENLER TUTULDUKLARI BÖLGEYE GERİ GÖNDERİLSİN”  “Sermayenin köleleri olarak nitelendirebileceğimiz,  sefalete, ağır çalışma koşullarına ve alçaltıcı bir yaşama maruz kalarak hayatlarını sürdürmek zorunda kalan sözüm ona mülteci işçilerin sayısı, kapitalizmin yapısal eğiliminin savaş ve enerji stratejileri üzerine kurgulanmasının bir sonucu olarak katlanarak artıyor. Bu gün Ortadoğu’da yaşanan karmaşa ve savaşların asıl nedeninin petrol ve silah ticaretine dayalı bir faaliyet olduğu düşünülecek olursa bu savaşların arkasında kapitalist ve emperyalist güçlerin olduğu katidir. Ancak ne bu ticaretle ne de bu enerjiyle bir kazanım elde etmek için çabası olmayın Türkiye’nin Ortadoğu’nun derdini yüklenmesi, hem de bu konuda hiçbir proje ve hazırlığı olmadan bu yükün altına girmesi bu vatanın asli unsuru bizleri işsiz, aşsız bıraktığı gibi bu gün ekmeği elinden alınan insanımızın yarın da hayatından olma riski gün geçtikçe artmaktadır. İlçemiz Ayaklıkırı Mahallesi sınırları içerisinde bulunan domates kurutma alanında üç yüz seksen (380) Suriyeli işçinin onbeş (15) Lira gibi ücretle çalıştırılması bu şartlarda her gün çalışan bir işçi için aylık ücretini dörtyüzelli (450) Lira’ya getirir ki, bu ücretle bizim insanımız çalışmaz neden biliyor musunuz?  Çünkü bizler yerleşik hayat tarzıyla yaşan ailelerden oluşan bir toplumuz İlçemizde en düşük ev kirasının üçyüzelli (350) Lira olduğunu düşünecek olursanız bu fiyata kimse orada çalışmaz, çalışsa bile işveren sigortasız çalıştıramaz, yasalar buna müsaade etmez. Ama Suriyeli göçmenler bir kimlik sahibi bile olmadıklarından ve çadırlarda, yıkıntılarda yaşamaya zorlandıklarından dolayı bu paraya çalışır yani bedavadan ucuz işçidirler onlar patronların gözünde. Şimdi bakalım hep beraber bu neyi doğurur; 1.) Bedavadan ucuz işçi varken bizim insanımızın işsiz kalması kaçınılmazdır. 2.) İş bulamayan Suriyeli mülteciler nefes aldıklarına göre geçimlerini sağlamak zorundadır, iş bulamayanların ve tutunacak dalları olmayanların vatandaşın malına cebren veya hırsızlık yoluyla elde etmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu da cinayetleri arkasından getirecektir, bunun örnekleri yaşandı.  Güvenlik konusunda tedbir var mıdır? Buyursunlar buna da ilçenin en yetkili ağzı Kaymakam Bey söylesinler. Sadece can güvenliği değil mal güvenliği konusunda da kendilerinden bir teminat isteriz. 3.) Bir konutta 20 Kişinin yaşadığı yıkık dökük konutlarda insanları barındırmanın yasal bir yönü varsa buna da cevap isteriz. 4.) Gelen mülteciler gerçekten savaş mağduru Suriyeliler mi yoksa Van, Erciş, Mardin v.b. yerleşim birimlerinde olduğu gibi nüfus üstünlüğüyle siyasi ikbal mi düşünülmektedir? Bu sorumuz da Sayın Kaymakam Bey ve iktidar partisinin ilçe temsilciliğinedir. 5.) Domates kurutma işi mevsimlik bir iş olduğu için iş bitti Sayın Kaymakamım şimdi bu insanları nerede iskan ettireceksiniz ve nasıl istihdam edeceksiniz? Bizim insanımızı işinden, aşından ederek ölüme terk edip, Suriye’de vatanının dahi kalıp sahip çıkamayanlara doyurmayı düşünmüyorsunuz herhalde? Bize ‘devlet bakar’ demeyin sakın devlet de baksa bizim vergilerimizle bakar biz vergilerimizle bakılacak birisi varsa bunun kendi vatandaşlarımız olduğunu düşünmekteyiz. 6.) Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı Temel eğitim Genel Müdürlüğü Yayınlamış olduğu 2014/21 Sayılı Genelge ile bu mültecilerin çocukları için istedikleri okula ellerindeki yerleşim yeri kartlarıyla müracaat etmeleri halinde kayıt hakkı vermiştir. Bu ne adaletsizlik bu ne vatandaş düşmanlığıdır ki bizim çocuklarımız tonla çile ile çuval dolusu para ile hak ederek bir okula kayıt olma hakkı kazanırken bunlar hiçbir çaba sarf etmeden hiçbir harcamada bulunmadan daha üste para alarak bizim çocuklarımızla aynı okullarda eğitim görecek bu işin bir endazesi bir ölçümü, biçimi olmaz mı? 7.) Mülteci kisvesiyle ilçemizde bulunanların TOKİ Konutlarında istihdam edileceği yönünde bir dedikodu dolaşmaktadır. Ancak biz bunun doğru olmamasını diliyoruz zira bu gün Sosyal Yardımlaşmadan zorla yardım alan bir sürü evsiz yoksulumuz varken bu neyi düğü belirsiz olan ve gün geçtikçe hızla çoğalan mültecilere böyle bir imkan sunulması biz ilçe sakinlerine hakaret olacaktır. 8.) Neyi düğü belirsiz dedik çünkü bu insanlar gayet güzel Kürtçe ve Türkçe konuşabiliyorken Arapça konuşmamaktadır. Bu size bir çağrışımda bulunuyor mu? Siz resmi dili ve anadili Arapça olan bir ülkeden mülteci olarak geleceksiniz ama Arapça değil de Kürtçe ve Türkçe konuşacaksınız. Bu büyük bir handikaptır ve yetkililer bu handikabın üzerine bir an önce gitmelidirler. Sözün özü, önümüzdeki günlerde ilçemizde sorun haline geleceğini düşündüğümüz Suriyeli akınının durulması ve gelenlerin de hangi bölge de tutuluyorlar ise oraya gönderilmesini istiyoruz yoksa yarın gelişecek herhangi bir olayın sorumlusu bu gün bunlara sorgusuz sualsiz kapıları açanlar olacaktır.”     HABER: BÜYÜK TİRE HABER MERKEZİ