bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Çıkarılacak olan ‘İç Güvenlik Yasası’nı protesto ettiler

Tire 04.03.2015 - 10:02, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

Çıkarılacak olan ‘İç Güvenlik Yasası’nı protesto ettiler

Cumhuriyet Halk Partisi, Vatan Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Eğitim İş Sendikası tarafından oluşturulan ‘Tire Demokrasi Platformu’ tarafından, iktidarın Meclis’e getirdiği ve çıkarmak istediği “İç Güvenlik Yasası” protesto edildi. Bu yasayı istemediklerini belirten yaklaşık 150 civarında kişi Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştı.
Cumhuriyet Halk Partisi, Vatan Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Eğitim İş Sendikası tarafından oluşturulan ‘Tire Demokrasi Platformu’ tarafından, iktidarın Meclis’e getirdiği ve çıkarmak istediği “İç Güvenlik Yasası” protesto edildi. Bu yasayı istemediklerini belirten yaklaşık 150 civarında kişi Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştı. Atatürk anıtı önünde toplanan kitle adına basın açıklamasını Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Murat Özan yaptı. Meydanda toplanan grup içerisinde CHP İlçe Başkanı Şenol Sardoğan, Vatan Partisi İlçe Başkanı Şerafettin Kutlu, Tire Belediye Meclisi’nin CHP’li üyeleri Mustafa Önem ve Coşkun Koç, Eğitim İş Tire Temsilciliği Başkanı Zekai Kolay gibi isimler de yer aldı. Grup yapılan basın açıklamasının ardından alandan ayrıldı. İktidara sert çıkış ve ithamların yapıldığı basın açıklamasında, şu ifadelere yer verildi. “İÇ GÜVENLİK PAKETİ DEĞİL ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ” “Cumhuriyetimizin temel nitelikleri AKP iktidarı döneminde birer birer hedef alınmış, ulusal birliğimiz, bütünlüğümüz tehlikeye girmiştir. Demokratik hak ve özgürlüklerin büyük ölçüde kısıtlandığı günümüzde şimdi de ‘İç Güvenlik Yasası’ dayatması karşımızda. Sıkıyönetim yasalarında yer alan baskı, şiddet, yıldırma ve sindirme hükümlerinin yer aldığı ‘İç Güvenlik Paketi’ toplumsal muhalefetin sesini kısmayı amaçlıyor. İktidar bu yasayı meclisten tekme tokat geçirmeyi hedeflemiş durumda. Öncelikle geçirilmek istenen paketteki maddeler ‘Kuvvetler Ayrılığı’ ilkesine aykırıdır. Yasama, Yürütme, Yargı birbirinden bağımsızdır. İç Güvenlik Yasa Tasarısı ile polisin silah kullanma yetkisi genişletiliyor. Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara saldırı halinde kişiyi etkisiz kılma amacıyla ve etkisiz kılacak şekilde silah kullanabilecek. En tehlikeli düzenleme toplumsal olaylarda ‘Evlerin, dükkânların camı kırılıyor, taş atılıyor’ bahanesiyle polis silahla karşılık verebilecek. Bugün, polis istediği aracı durdurabilir, kimlik sorabilir. Ancak, yargı kararı olmadan aracı yada kişinin üstünü arayamaz. Bu savcının yetkisindedir. İç Güvenlik Yasa Tasarısı yasalaştığında kişinin üstü ve eşyasıyla, aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması yetkisi de mülki amirin görevlendireceği kolluk amirine verilecek. Hiçbir vatandaşımızın Molotof kokteyli atılmasına karşı çıkmadığı çıkmayacağı ortada iken tasarıya karşı çıkmadığı çıkmayacağı ortada iken tasarıya karşı eleştiride bulunanların Molotof kokteyli atılmasına karşı çıkılıyormuş gibi gösterilmesi ve bu yönde bir algı yaratılmasını da anlayabilmiş değiliz. Yapılan düzenlemeler ile tüm illerdeki valilere, tüm ilçelerdeki kaymakamlara olağanüstü hal yetkileri verilmekte, ülkemiz tamamen tamamen olağanüstü hal rejimine geçmektedir. Hakim ve savcıların karar verebileceği gözaltı sürelerinin polis tarafından uzatılması, mala zarar verme suçlarında veya bunlara teşebbüs halinde dahi polise silah kullanma yetkisi verilmesi hukuk dışı uygulamaları arttıracak mahiyettedir. Polis ve jandarmanın görevli hakimin onayından önce 48 saat gibi uzun bir süre iletişimi tespit etmesi, dinlemesi, sinyal bilgilerini değerlendirmesi, kayda alması özel hayatın gizliliğinden, haberleşme hürriyetine kadar birçok hakkı ihlal edebilecek mahiyette düzenlemelerdir. Tasarının yasalaşması halinde, insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan vahim sonuçlar doğacaktır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanılması, fiilen imkansız hale gelecektir. Polisin ateş etme yetkisi daha da genişletilerek, her yıl 30 kişinin sokakta polis tarafından öldürüldüğü ülkemizde, polise adeta yeni yasayla katliam yapma hakkı verilecektir. Bu yasayla ülkemizde yerleştirilmeye çalışılan dikta yönetimine muhalifleri sindirmek, tek adam diktasını tesis etmek için imkan tanınıyor. Söz konusu yasa valilerimiz, kaymakamlarımız, savcılarımız ve emniyet müdürlerimiz, kısaca toplumun her bir bireyi için sakıncalıdır. Makam sahibi bu kişiler sadece görev günlerini değil emeklilik halleriyle, ülkenin geleceğini düşünmek zorundadırlar. Görünen o ki; güvenlik Paketi AKP Siyasi İktidarına ses çıkaracakların susturulması, bastırılması, sindirilmesi hedeflenerek çıkarılmakta olup, iktidarı sağlama almak üzere sıkıyönetim ilanıdır. Bir tarafta ezen iktidar, diğer kesimde ezilenler olarak biz varız. Bu yasanın ezilenler olarak biz varız. Bu yasanın ezilenleri susturmayı hedeflediği çok açık. İç Güvenlik Yasasının Türkiye’de yargıyı itibarsızlaştıracağını, hakim ve savcıların yetkilerini sınırlayacağını, polis ve vatandaşı karşı karşıya getireceği önceden görüyoruz. İnsan hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin bu paketteki yasalardan ciddi şekilde zarar göreceğini düşünüyoruz. Hükümet yargının yetkisini sınırlayacak bunun yerine idarecilere daha geniş yetkiler tanıyacak, kısacası yargının yetkileri yürütmeye devredilecek. Düzenlemenin anayasal ve evrensel değişmez kurallar olan yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkeleri ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olacağını, toplumun hukuk güvenliğini tehlikeye sokacağına dair endişelerimizi dile getiriyor ve milletvekillerini uyarıyoruz. Biz diyoruz ki toplumsal güvenliğin sağlanması, özgürlükleri ve insan haklarını kısıtlamakla değil, aksine daha da geliştirmekle mümkündür. Bu paket; ancak savaş koşullarında uygulanabilecek bir sıkıyönetim uygulamasıdır. Bu paket baskıyı artırma, sesimizi kısma, mücadelemizi bitirme amaçlıdır. Biz İç Güvenlik Paketi değil, özgürlük ve demokrasi istiyoruz. Bu yasa, genel ve kalıcı bir sıkıyönetim yasasıdır, kabul etmiyoruz. Sivil toplum örgütleri olarak, bu sıkıyönetime, baskıya, zorbalıklara, faşizme boyun eğmeyeceğiz. Olan bitene seyirci kalmayacak ve bu paketin yasalaşmaması için fiili-meşru demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz.”     HABER: KAMURAN KIZILBOĞA 
Cumhuriyet Halk Partisi, Vatan Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Eğitim İş Sendikası tarafından oluşturulan ‘Tire Demokrasi Platformu’ tarafından, iktidarın Meclis’e getirdiği ve çıkarmak istediği “İç Güvenlik Yasası” protesto edildi. Bu yasayı istemediklerini belirten yaklaşık 150 civarında kişi Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştı.

Cumhuriyet Halk Partisi, Vatan Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Eğitim İş Sendikası tarafından oluşturulan ‘Tire Demokrasi Platformu’ tarafından, iktidarın Meclis’e getirdiği ve çıkarmak istediği “İç Güvenlik Yasası” protesto edildi. Bu yasayı istemediklerini belirten yaklaşık 150 civarında kişi Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştı.

Atatürk anıtı önünde toplanan kitle adına basın açıklamasını Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Murat Özan yaptı. Meydanda toplanan grup içerisinde CHP İlçe Başkanı Şenol Sardoğan, Vatan Partisi İlçe Başkanı Şerafettin Kutlu, Tire Belediye Meclisi’nin CHP’li üyeleri Mustafa Önem ve Coşkun Koç, Eğitim İş Tire Temsilciliği Başkanı Zekai Kolay gibi isimler de yer aldı. Grup yapılan basın açıklamasının ardından alandan ayrıldı. İktidara sert çıkış ve ithamların yapıldığı basın açıklamasında, şu ifadelere yer verildi.

“İÇ GÜVENLİK PAKETİ DEĞİL ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ”

“Cumhuriyetimizin temel nitelikleri AKP iktidarı döneminde birer birer hedef alınmış, ulusal birliğimiz, bütünlüğümüz tehlikeye girmiştir. Demokratik hak ve özgürlüklerin büyük ölçüde kısıtlandığı günümüzde şimdi de ‘İç Güvenlik Yasası’ dayatması karşımızda. Sıkıyönetim yasalarında yer alan baskı, şiddet, yıldırma ve sindirme hükümlerinin yer aldığı ‘İç Güvenlik Paketi’ toplumsal muhalefetin sesini kısmayı amaçlıyor. İktidar bu yasayı meclisten tekme tokat geçirmeyi hedeflemiş durumda. Öncelikle geçirilmek istenen paketteki maddeler ‘Kuvvetler Ayrılığı’ ilkesine aykırıdır. Yasama, Yürütme, Yargı birbirinden bağımsızdır.

İç Güvenlik Yasa Tasarısı ile polisin silah kullanma yetkisi genişletiliyor. Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara saldırı halinde kişiyi etkisiz kılma amacıyla ve etkisiz kılacak şekilde silah kullanabilecek. En tehlikeli düzenleme toplumsal olaylarda ‘Evlerin, dükkânların camı kırılıyor, taş atılıyor’ bahanesiyle polis silahla karşılık verebilecek. Bugün, polis istediği aracı durdurabilir, kimlik sorabilir. Ancak, yargı kararı olmadan aracı yada kişinin üstünü arayamaz. Bu savcının yetkisindedir. İç Güvenlik Yasa Tasarısı yasalaştığında kişinin üstü ve eşyasıyla, aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması yetkisi de mülki amirin görevlendireceği kolluk amirine verilecek.

Hiçbir vatandaşımızın Molotof kokteyli atılmasına karşı çıkmadığı çıkmayacağı ortada iken tasarıya karşı çıkmadığı çıkmayacağı ortada iken tasarıya karşı eleştiride bulunanların Molotof kokteyli atılmasına karşı çıkılıyormuş gibi gösterilmesi ve bu yönde bir algı yaratılmasını da anlayabilmiş değiliz.

Yapılan düzenlemeler ile tüm illerdeki valilere, tüm ilçelerdeki kaymakamlara olağanüstü hal yetkileri verilmekte, ülkemiz tamamen tamamen olağanüstü hal rejimine geçmektedir. Hakim ve savcıların karar verebileceği gözaltı sürelerinin polis tarafından uzatılması, mala zarar verme suçlarında veya bunlara teşebbüs halinde dahi polise silah kullanma yetkisi verilmesi hukuk dışı uygulamaları arttıracak mahiyettedir. Polis ve jandarmanın görevli hakimin onayından önce 48 saat gibi uzun bir süre iletişimi tespit etmesi, dinlemesi, sinyal bilgilerini değerlendirmesi, kayda alması özel hayatın gizliliğinden, haberleşme hürriyetine kadar birçok hakkı ihlal edebilecek mahiyette düzenlemelerdir.

Tasarının yasalaşması halinde, insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan vahim sonuçlar doğacaktır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanılması, fiilen imkansız hale gelecektir. Polisin ateş etme yetkisi daha da genişletilerek, her yıl 30 kişinin sokakta polis tarafından öldürüldüğü ülkemizde, polise adeta yeni yasayla katliam yapma hakkı verilecektir. Bu yasayla ülkemizde yerleştirilmeye çalışılan dikta yönetimine muhalifleri sindirmek, tek adam diktasını tesis etmek için imkan tanınıyor. Söz konusu yasa valilerimiz, kaymakamlarımız, savcılarımız ve emniyet müdürlerimiz, kısaca toplumun her bir bireyi için sakıncalıdır. Makam sahibi bu kişiler sadece görev günlerini değil emeklilik halleriyle, ülkenin geleceğini düşünmek zorundadırlar.

Görünen o ki; güvenlik Paketi AKP Siyasi İktidarına ses çıkaracakların susturulması, bastırılması, sindirilmesi hedeflenerek çıkarılmakta olup, iktidarı sağlama almak üzere sıkıyönetim ilanıdır. Bir tarafta ezen iktidar, diğer kesimde ezilenler olarak biz varız. Bu yasanın ezilenler olarak biz varız. Bu yasanın ezilenleri susturmayı hedeflediği çok açık. İç Güvenlik Yasasının Türkiye’de yargıyı itibarsızlaştıracağını, hakim ve savcıların yetkilerini sınırlayacağını, polis ve vatandaşı karşı karşıya getireceği önceden görüyoruz. İnsan hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin bu paketteki yasalardan ciddi şekilde zarar göreceğini düşünüyoruz. Hükümet yargının yetkisini sınırlayacak bunun yerine idarecilere daha geniş yetkiler tanıyacak, kısacası yargının yetkileri yürütmeye devredilecek. Düzenlemenin anayasal ve evrensel değişmez kurallar olan yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkeleri ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olacağını, toplumun hukuk güvenliğini tehlikeye sokacağına dair endişelerimizi dile getiriyor ve milletvekillerini uyarıyoruz.

Biz diyoruz ki toplumsal güvenliğin sağlanması, özgürlükleri ve insan haklarını kısıtlamakla değil, aksine daha da geliştirmekle mümkündür. Bu paket; ancak savaş koşullarında uygulanabilecek bir sıkıyönetim uygulamasıdır. Bu paket baskıyı artırma, sesimizi kısma, mücadelemizi bitirme amaçlıdır. Biz İç Güvenlik Paketi değil, özgürlük ve demokrasi istiyoruz. Bu yasa, genel ve kalıcı bir sıkıyönetim yasasıdır, kabul etmiyoruz. Sivil toplum örgütleri olarak, bu sıkıyönetime, baskıya, zorbalıklara, faşizme boyun eğmeyeceğiz. Olan bitene seyirci kalmayacak ve bu paketin yasalaşmaması için fiili-meşru demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz.”

 

 

HABER: KAMURAN KIZILBOĞA 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.