ATATÜRK SÜZ 78 YIL
ATATÜRK SÜZ 78 YIL
Tam 78 yıl oldu aramızdan ayrılalı. Yüzünü görmeden hayranlık duyduk, saygı duyduk, açtığı aydınlık yoldan, gösterdiği nurlu ufuklara doğru yol almaya çalıştık. Her türlü husumete, engellemeye rağmen Atatürk’ün manevi kişilği ve fikirleri hala dimdik ayakta kalabiliyorsa bu O’nun açtığı yolun doğruluğu ve fikirlerinin sağlamlığı nedeniyledir.
Çağdaşları tarih sahnesinden yok olup gidince hepsi birer birer unutulup gitmişlerdir. Hele toplumlarını birer diktatör gibi yönetenleri ise unutulmasa bile nefretle hatırlanmaktadır. Ölümünün ardından milyonları sürükleyen ve gözyaşlarına boğan bir başka devlet adamı gösterebilir miyiz? Ben pek hatırlamıyorum. ( Diktatörlerin sonunu bir yazı dizisi halinde okurlarıma sunmak istiyorum.)
Atatürk yaptığı işler ve savunduğu fikirlerle sadece Türk Milletinin önderi olmakla kalmamış, tüm mazlum milletlerin ilham kaynağı ve önderi olmayı başarmış mümtaz bir liderdir. Bugün dünyanın dört bucağında heykelleri ve büstleri vardır. Bunlar oralarda zorla dikilmemiştir. Geçtiğimiz yıl güney Kore’yi ziyaret eden Meclis Başkanımız dünyanın öbür ucundaki bu ülkede Atatürk büstünü ziyaret etmiş, çelenk koyarak saygı duruşunda bulunmuştur.
Yıllar önce rahmetli gazeteci hasan Pulur’un naklettiği bir anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. “ Bir gurup işadamı Uzakdoğuda bir iş gezisine çıkarlar. Yolları Endonezya’nın başkenti Cakarta’ya düşer. Cakarta gümrüğü çok titiz davranır, ziyaretçilerin bavulları didik didik aranır, çünkü esrar kaçakçılığı bu bölgede oldukça yoğundur. Gümrük memuru bir bavulun en dibinde itina ile sarılmış bir paketi görünce şüphelenir ve hızlıca açmaya başlar. Paketi açar açmaz gayri ihtiyari hazırol vaziyetine geçer ve elleriyle selam durur. Gümrük memurunu heyecanlandıran ve selam durduran şey paketten çıkan küçük bir Atatürk büstüdür.işadamı Endonezya’daki bir dostuna hediye olarak götürmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde bir gümrük memurunun bir büste böyle ihtiram gösterdiğini söyleyebilmek herhalde mümkün değildir.
Atatürk için fazla söze gerek yok. O’nun liderliğini, Türk Milleti ve insanlık için gösterdiği aydınlık yolu bilen biliyor. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana…
İlkokuldan başlayarak tüm hayatım boyunca eğitimime katkıda bulunan tüm öğretmenlerimden Allah razı olsun, ellerinden geldiğince bana Atatürk sevgisini aşılamaya çalıştılar. Üstelik okuduğum son iki okulumun isminde de Atatürk’ün aziz ismi var. İmroz ( Gökçeada ) Atatürk İlköğretmen Okulu ve İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü; her iki okulundan feyz almamı hayatımın en şanslı yönlerinden biri olarak görmekteyim. Tüm öğretmenlerimi bu vesileyle saygıyla anıyorum. Ben de bir Tarih Öğretmeni olarak. bu konuda üzerime düşeni gerçekleştirmeye çalıştım. Başarabilmişsem ne mutlu bana, eğer ihmal ettimse Allah beni bağışlasın diyorum.
Yazılarımı takip eden okurlarım bilirler, yazılarımın tamamında bu hassasiyetimin izlerini göreceklerdir. Atatürk’ü sevmek, hatırasına saygı duymak, eserlerine sahip çıkmak, bir zillet değil, bir zarurettir, bir vefa borcudur.
Eğitim Enstitüsünde Edebiyet öğretmenlerimizden biri olan Behçet Necatigil’in Atatürk’ü Duymak şiirinden birkaç dörtlük sunmak istiyorum:
………………
Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Usanmak,yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Bir ışık kaynak gibi.
****
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi
……………………………….
Mezuniyetimden sonra İmroz Öğretmen Okulu müdürlüğüne atanan, tanıma fırsatı bulamadığım, fakat fikirlerini paylaştığım değerli eğitimci Özbek İncebayraktar’dan kısa bir şiirle sizlere veda ediyorum.
ATATÜRK DEYİNCE AKLIMA,
ÇALIŞMAK GELİR.
ZORLU SAVAŞLARA, ÇETİN İŞLERE
ALIŞMAK GELİR.
KAVGALARIN, ÖFKELERİN ÜSTÜNDE
BARIŞMAK GELİR.
İNSANCA, UYGARCA YAŞAMAK İÇİN
KENDİ KENDİMİZLE YARIŞMAK GELİR.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.