bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Bedesten Sahaf’ta Yazar ve Eser İncelemesi

Tire 16.08.2017 - 09:27, Güncelleme: 19.02.2023 - 03:58
 

Bedesten Sahaf’ta Yazar ve Eser İncelemesi

Bedesten Sahaf'ta Tireli değerli şair-yazar M. Sadık MEDİN ve genç şair-yazar Fatih BAYRAKCI Azerbaycanlı büyük şair Mirze Elekber Sabir'in ünlü eseri "Hophopname" hakkında sahafa ziyarete gelen dostlarıyla beraber sohbette bulundular.
Anadolu ağzıyla Mirza Ali Ekber Sabir 1862 yılında Kafkasya'nın Şamahı ilçesinde doğmuştur. Küçük Sabir sekiz yaşında iken medreseye verilmiş ve daha ilk öğrenimi sırasında << Tutdum orucu iramazanda Galdı iki gözlerim gazanda Mollam da döyür yazı yazanda.>> gibi şiirler yazmaya başlamıştır.  Sabir 12 yaşına girince meşhur şairlerden Hacı Seyyid Azim'in açtığı yeni usül bir özel okula verilmiş ve öğrenimine burada devam etmiştir. Bir iki yıl okula devam ettikten sonra Sabir Türkçe ve Farsça okuyup yazmayı öğrenmiş, fakat babası daha ileri gitmesine izin vermeyerek kendisini ticaret hayatına alıştırmak üzere dükkanına almıştır. Buna rağmen Mirza Ali Elekber Sabir alışverişten ziyade kendini yine okuyup yazmaya vermiş ve dolayısıyla babası tarafından sık sık azarlanmıştır. Hatta bir seferinde babası Sabir'in şiir defterini yırtıyor.  Sabir buna o kadar üzülüyor ki evi terketmek üzere Horasan' a giden bir kervan ile yola çıkıyor. Fakat babası tarafından geri çevriliyor.  Bu sefer Muharrem ayı dolayısıyla Kerbelâ vak'ası üzerine yazdığı mersiyelerle gerek babasının gerekse şehir halkının sevgisini kazanıyor. Aynı zamanda güzel ve nükteli konuşması ve hazır cevaplılığı ile kısa zamanda din alimleri ve Şamahı'nın yüksek tabakası arasında geniş şöhret kazanarak halkın dikkatini çekiyor.  ( D.N.1 )  Şair-yazar M. Sadık MEDİN: "Hophopname adlı eser, özellikle Türk Edebiyatı bakımından önemli eserlerden biridir. Hophopname'yi ve değerli yazarı Mirza Ali Ekber Sabir'i Türkiye ile tanıştıran ve aynı zamanda Hophopname'yi Türkçeye çeviren öncü isimlerden biri Prof. Dr. A. Mecit DOĞRU'dur. Mecit DOĞRU 1929'da Ardahan'a bağlı Ölçek Köyü'nde doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi 'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde akademik kariyerine başlar ve ABD'nin Denver şehrinde Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırmacı olarak çalışır. Aynı tarihlerde ABD'yi ziyaret eden Azerbaycanlı Profesör Cihangir Babayev ile tanışır. Babayev daha sonra Mecit DOĞRU' ya Mirza Sabir' in meşhur Hophopnamesini gönderir. Mecit DOĞRU bu eseri Türkçeye çevirir ve Türkiye'ye dönünce yayınlar." Diyen şair-yazar M. Sadık MEDİN sözlerine şöyle devam etti: "Prof. Dr. A. Mecit DOĞRU tıp bilimciliğin yanında Türk dili, tarihi ve edebiyatı hakkında önemli araştırmalar yaptı. TRT' de Orhun Abideleriyle ilgili Moğolistan' da çekmiş oldukları yapımı yayınladı. Bizde Hophopname' yi böyle sanat kültürüne âşık değerli bir kimseden öğrenmekteyiz. Hophopname'yi incelediğimizde hiciv şiirlerinin ağırlıkta olduğunu görürüz. Hiciv, bildiğiniz üzere yergi yani eleştiridir. Mirza Ali Ekber Sabir' de şiirlerinde yer verdiği birçok konuyu edebî üslûp ile eleştirmiş ve bu sayede değindiği konular hakkında düzen sağlanmasında çaba sarfetmiştir.  Mirza Ali Ekber Sabir'in bir diğer edebî faaliyetini Hayati YILMAZ'ın hazırlamış olduğu Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi'den öğrenebiliriz. Mirza Ali Ekber Sâbir, 1905 yılına kadar otuz yıllık yaratıcılığında gazel, kaside, mer-  siye ve nevha yazan ve yalnız Şamahı şehrinde tanınan bir şairdi. 1905 yılına kadar basında  yalnız bir şiiri yayımlanmıştı. “Şükr lillah ki afitab-ı sühen” mısrasıyla başlayan ve Tiflis’te  Mehemmed Ağa Şahtahtlı’nın 1903 yılında çıkardığı “Şarkî Rus” gazetesinin neşri münase-  betiyle yazılan bu şiir, gazetede Elekber Tahirov imzası ile yayımlanır. Bu şiirinde cehalet-  ten şikâyetçi olan ve eğitimin önemini vurgulayan şair, gazeteyi de “karanlıkta kalan halkın  yolunu aydınlatan güneş” olarak nitelendirir.  Sâbir’in 1903 yılında “Şarkî Rus” gazetesinde çıkan bu şiiri okuyucuların dikkatini  çekmez. Ancak 1905 yılının Şubat ayında Kafkasya’da çıkan Azerî-Ermeni çatışması müna-  sebetiyle yazdığı ve iki tarafı itidale çağıran şiiri “Beynelmilel” 1 Temmuz 1905 yılında Ha-  yat gazetesinde yayımlanır. Yayımlanan ikinci matbu eseri olan bu şiir, geniş okuyucu kitle-  lerinin dikkatini çeker.33  1905 yılındaki Rus inkılâbından sonra Azerbaycan’da en iyi örneklerini “Molla Nas-  rettin” dergisinin verdiği modern bir satirik (mizahî) edebiyat türü doğdu. ( D.N.2 )  M. Sadık MEDİN' in Hophopname'den alıntıladığı sevdiği ve anlamlı bir şiir olduğunu belirttiği eser ise şöyle:  "GARA “GARĞA” VE “TÜLKÜ” (Kara Karga ve Tilki) Peynir ağzında bir gara Garğa Uçarak gondu bir uca budağa. Tilki görünce yavaş-yavaş geldi, Endirip baş edeple çömbeldi. Bir zaman hasret ile sarı garğayı Alttan-alttan marıtdadı baş yukarı Dedi; “Ehsan sana O garğa ağa! Nezaketle gonmuşsan budağa! Bezedin sen bu gün bizim çemeni, Şaad eledin bu gelmeyinle meni. Ne gözelsen,ne hoş lisansan sen, Yeri var söylesem- hümasan sen. Tüğlerindir ipek kimi parlak, Bed nazardan vücudun olsun ırak! Bu kesindir ki var sevimli sesin, Oku,versin bana ” sefa” nefesin” ! Böyle sözden ferahlanıp garğa, Ağzını açtı ta’ki, etsin- ğa, “Ğa” ederken henüz birce kere Peynir dimdiyinnen endi yere. Tilki fövran havada kapdı yedi, Garğaya tane-tane böyle söyledi; “Olmasaydı bu cihanda sarsaklar, Aç galardı benim gibi yaltaklar”. Sarsak :ahmak Yaltak : yalaka Dimdiğ: karganın gagası Budağ : budak ağacın dalı Çömbelmek: çömelmek Marıtdamak: seyretmek(sinsice) Şiir; Mirza Aliekber “SABİR” (HOPHOPNAME II)" Şair-yazar Fatih BAYRAKCI: "Mirza Ali Ekber Sabir Hophopname adlı eserle aynı zamanda Türk dilinin önemini vurgulamıştır. Ancak yine Hophopname'yi Türkçeye çeviren kıymetli akademisyen Prof. A. Mecit DOĞRU' dan bilmekteyiz ki bizde harf inkılabının yapılması ve aynı zamanda olarak Azerbaycan' ın kabul ettiği Latin alfabesinin sonradan değiştirilerek bunun yerine Kril (Rus) harflerinin alınması sebebiyle <> Türkiye' ye bir türlü giremedi. Ancak Prof. Dr. A. Mecit DOĞRU sayesinde Türk Edebiyatımızda Sabir'in boşluğu doldurulmuştur. Kril harfleriyle yazılmış olan Hophopname'yi (Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakû, 1960) Türk harfleriyle okuyucularıyla buluşturmuştur.  Mirza Ali Ekber Sabir' in şiirlerinde başlarken genellikle şu mısrayı kullanırdı : "Çoh da Deme Servet ü Samanlıyam Ey Filan" şair, bu mısrada komşusu açken tok olanları, yoksullara yardım etmeyenleri hicvediyor. Yani anlaşılan o ki Mirza Ali Ekber Sabir vatan ve millet sevgisi olan önemli bir ustadır. Kendini edebî üslup ile haksızlıklara karşı hep dik durmuştur. Vatanını, milletini sevmeyen, gelişmesine ve ilerlemesine karşı çıkan ve yoksul halkın durumunu görmeyen, neredeyse halkın yoksulluğuna sevinen insanları "Ne İşim Var" açıkça tenkit eder. “Millet nece tarac olur olsun, ne işim var! Düşmenlere möhtac olur olsun, ne işim var!  Goy men toh olum, özgeler ile nedi karim,  Dünya vü cihan ac olur olsun, ne işim var!  Ses salma, yatanlar ayılar, goy hele yatsın, Yatmışları razı deyilem kimse oyatsın, …  Men salim olum, cümle cahan batsa da batsın,  …  Övlad-i veten goy hele avare dolansın,  Çirkab-i sefaletle eli, başı bulansın,  Dul övret ise saile olsun, oda yansın,  Ancag menim avaze-yi şe’nim ucalansın.” “Ayılma” şiirinde ise milletin yaşadığı zor şartlardan rahatsız olmakta ve bunu içi sızlayarak anlatmaktadır. “ Açdın gözünü rencü meşegget göreceksen, Milletde gem, ümmetde küduret göreceksen, Gıldıgca nezer millete, heyret göreceksen,  Çek başına yorganını, nikbetden ayılma!” Bu şiirleri de Tireli şair-yazar M. Sadık MEDİN' in kendi kütüphanesinden getirmiş olduğu Hophopname' den alıntılamaktayız." Dedi.  Tireli iki değerli şair-yazarımızın bu önemli konuşmasını gazetemizle paylaştıkları için teşekkür ederiz.  KAYNAKÇA: (DİPNOT 1) Biyografi, Azerbaycan Kültür Derneğinin yayınladığı (6. nu, 1951) A. Vahap YURTSEVER'in makalesinden alınmıştır. (DİPNOT 2) Yrd. Doç. Dr., Muğla Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları  Bölümü." 
Bedesten Sahaf'ta Tireli değerli şair-yazar M. Sadık MEDİN ve genç şair-yazar Fatih BAYRAKCI Azerbaycanlı büyük şair Mirze Elekber Sabir'in ünlü eseri "Hophopname" hakkında sahafa ziyarete gelen dostlarıyla beraber sohbette bulundular.

Anadolu ağzıyla Mirza Ali Ekber Sabir 1862 yılında Kafkasya'nın Şamahı ilçesinde doğmuştur.
Küçük Sabir sekiz yaşında iken medreseye verilmiş ve daha ilk öğrenimi sırasında

<< Tutdum orucu iramazanda
Galdı iki gözlerim gazanda
Mollam da döyür yazı yazanda.>>

gibi şiirler yazmaya başlamıştır. 

Sabir 12 yaşına girince meşhur şairlerden Hacı Seyyid Azim'in açtığı yeni usül bir özel okula verilmiş ve öğrenimine burada devam etmiştir.

Bir iki yıl okula devam ettikten sonra Sabir Türkçe ve Farsça okuyup yazmayı öğrenmiş, fakat babası daha ileri gitmesine izin vermeyerek kendisini ticaret hayatına alıştırmak üzere dükkanına almıştır. Buna rağmen Mirza Ali Elekber Sabir alışverişten ziyade kendini yine okuyup yazmaya vermiş ve dolayısıyla babası tarafından sık sık azarlanmıştır. Hatta bir seferinde babası Sabir'in şiir defterini yırtıyor. 
Sabir buna o kadar üzülüyor ki evi terketmek üzere Horasan' a giden bir kervan ile yola çıkıyor. Fakat babası tarafından geri çevriliyor. 
Bu sefer Muharrem ayı dolayısıyla Kerbelâ vak'ası üzerine yazdığı mersiyelerle gerek babasının gerekse şehir halkının sevgisini kazanıyor. Aynı zamanda güzel ve nükteli konuşması ve hazır cevaplılığı ile kısa zamanda din alimleri ve Şamahı'nın yüksek tabakası arasında geniş şöhret kazanarak halkın dikkatini çekiyor. 
( D.N.1 ) 


Şair-yazar M. Sadık MEDİN: "Hophopname adlı eser, özellikle Türk Edebiyatı bakımından önemli eserlerden biridir. Hophopname'yi ve değerli yazarı Mirza Ali Ekber Sabir'i Türkiye ile tanıştıran ve aynı zamanda Hophopname'yi Türkçeye çeviren öncü isimlerden biri Prof. Dr. A. Mecit DOĞRU'dur. Mecit DOĞRU 1929'da Ardahan'a bağlı Ölçek Köyü'nde doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi 'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde akademik kariyerine başlar ve ABD'nin Denver şehrinde Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırmacı olarak çalışır. Aynı tarihlerde ABD'yi ziyaret eden Azerbaycanlı Profesör Cihangir Babayev ile tanışır. Babayev daha sonra Mecit DOĞRU' ya Mirza Sabir' in meşhur Hophopnamesini gönderir. Mecit DOĞRU bu eseri Türkçeye çevirir ve Türkiye'ye dönünce yayınlar." Diyen şair-yazar M. Sadık MEDİN sözlerine şöyle devam etti:
"Prof. Dr. A. Mecit DOĞRU tıp bilimciliğin yanında Türk dili, tarihi ve edebiyatı hakkında önemli araştırmalar yaptı. TRT' de Orhun Abideleriyle ilgili Moğolistan' da çekmiş oldukları yapımı yayınladı. Bizde Hophopname' yi böyle sanat kültürüne âşık değerli bir kimseden öğrenmekteyiz. Hophopname'yi incelediğimizde hiciv şiirlerinin ağırlıkta olduğunu görürüz. Hiciv, bildiğiniz üzere yergi yani eleştiridir. Mirza Ali Ekber Sabir' de şiirlerinde yer verdiği birçok konuyu edebî üslûp ile eleştirmiş ve bu sayede değindiği konular hakkında düzen sağlanmasında çaba sarfetmiştir. 

Mirza Ali Ekber Sabir'in bir diğer edebî faaliyetini Hayati YILMAZ'ın hazırlamış olduğu Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi'den öğrenebiliriz.

Mirza Ali Ekber Sâbir, 1905 yılına kadar otuz yıllık yaratıcılığında gazel, kaside, mer- 
siye ve nevha yazan ve yalnız Şamahı şehrinde tanınan bir şairdi. 1905 yılına kadar basında 
yalnız bir şiiri yayımlanmıştı. “Şükr lillah ki afitab-ı sühen” mısrasıyla başlayan ve Tiflis’te 
Mehemmed Ağa Şahtahtlı’nın 1903 yılında çıkardığı “Şarkî Rus” gazetesinin neşri münase- 
betiyle yazılan bu şiir, gazetede Elekber Tahirov imzası ile yayımlanır. Bu şiirinde cehalet- 
ten şikâyetçi olan ve eğitimin önemini vurgulayan şair, gazeteyi de “karanlıkta kalan halkın 
yolunu aydınlatan güneş” olarak nitelendirir. 
Sâbir’in 1903 yılında “Şarkî Rus” gazetesinde çıkan bu şiiri okuyucuların dikkatini 
çekmez. Ancak 1905 yılının Şubat ayında Kafkasya’da çıkan Azerî-Ermeni çatışması müna- 
sebetiyle yazdığı ve iki tarafı itidale çağıran şiiri “Beynelmilel” 1 Temmuz 1905 yılında Ha- 
yat gazetesinde yayımlanır. Yayımlanan ikinci matbu eseri olan bu şiir, geniş okuyucu kitle- 
lerinin dikkatini çeker.33 
1905 yılındaki Rus inkılâbından sonra Azerbaycan’da en iyi örneklerini “Molla Nas- 
rettin” dergisinin verdiği modern bir satirik (mizahî) edebiyat türü doğdu. ( D.N.2 ) 


M. Sadık MEDİN' in Hophopname'den alıntıladığı sevdiği ve anlamlı bir şiir olduğunu belirttiği eser ise şöyle: 


"GARA “GARĞA” VE “TÜLKÜ”
(Kara Karga ve Tilki)

Peynir ağzında bir gara Garğa
Uçarak gondu bir uca budağa.
Tilki görünce yavaş-yavaş geldi,
Endirip baş edeple çömbeldi.

Bir zaman hasret ile sarı garğayı
Alttan-alttan marıtdadı baş yukarı

Dedi; “Ehsan sana O garğa ağa!
Nezaketle gonmuşsan budağa!
Bezedin sen bu gün bizim çemeni,
Şaad eledin bu gelmeyinle meni.

Ne gözelsen,ne hoş lisansan sen,
Yeri var söylesem- hümasan sen.
Tüğlerindir ipek kimi parlak,
Bed nazardan vücudun olsun ırak!
Bu kesindir ki var sevimli sesin,
Oku,versin bana ” sefa” nefesin” !

Böyle sözden ferahlanıp garğa,
Ağzını açtı ta’ki, etsin- ğa,
“Ğa” ederken henüz birce kere
Peynir dimdiyinnen endi yere.

Tilki fövran havada kapdı yedi,
Garğaya tane-tane böyle söyledi;

“Olmasaydı bu cihanda sarsaklar,
Aç galardı benim gibi yaltaklar”.

Sarsak :ahmak
Yaltak : yalaka
Dimdiğ: karganın gagası
Budağ : budak ağacın dalı
Çömbelmek: çömelmek
Marıtdamak: seyretmek(sinsice)

Şiir; Mirza Aliekber “SABİR”
(HOPHOPNAME II)"



Şair-yazar Fatih BAYRAKCI:
"Mirza Ali Ekber Sabir Hophopname adlı eserle aynı zamanda Türk dilinin önemini vurgulamıştır. Ancak yine Hophopname'yi Türkçeye çeviren kıymetli akademisyen Prof. A. Mecit DOĞRU' dan bilmekteyiz ki bizde harf inkılabının yapılması ve aynı zamanda olarak Azerbaycan' ın kabul ettiği Latin alfabesinin sonradan değiştirilerek bunun yerine Kril (Rus) harflerinin alınması sebebiyle <> Türkiye' ye bir türlü giremedi.
Ancak Prof. Dr. A. Mecit DOĞRU sayesinde Türk Edebiyatımızda Sabir'in boşluğu doldurulmuştur. Kril harfleriyle yazılmış olan Hophopname'yi (Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakû, 1960) Türk harfleriyle okuyucularıyla buluşturmuştur. 

Mirza Ali Ekber Sabir' in şiirlerinde başlarken genellikle şu mısrayı kullanırdı : "Çoh da Deme Servet ü Samanlıyam Ey Filan" şair, bu mısrada komşusu açken tok olanları, yoksullara yardım etmeyenleri hicvediyor.

Yani anlaşılan o ki Mirza Ali Ekber Sabir vatan ve millet sevgisi olan önemli bir ustadır. Kendini edebî üslup ile haksızlıklara karşı hep dik durmuştur. Vatanını, milletini sevmeyen, gelişmesine ve ilerlemesine karşı çıkan ve yoksul halkın durumunu görmeyen, neredeyse halkın yoksulluğuna sevinen insanları "Ne İşim Var" açıkça tenkit eder.


“Millet nece tarac olur olsun, ne işim var! Düşmenlere möhtac olur olsun, ne işim var! 
Goy men toh olum, özgeler ile nedi karim, 
Dünya vü cihan ac olur olsun, ne işim var! 
Ses salma, yatanlar ayılar, goy hele yatsın, Yatmışları razı deyilem kimse oyatsın, … 
Men salim olum, cümle cahan batsa da batsın, 
… 

Övlad-i veten goy hele avare dolansın, 
Çirkab-i sefaletle eli, başı bulansın, 
Dul övret ise saile olsun, oda yansın, 
Ancag menim avaze-yi şe’nim ucalansın.”

“Ayılma” şiirinde ise milletin yaşadığı zor şartlardan rahatsız olmakta ve bunu içi sızlayarak anlatmaktadır. “

Açdın gözünü rencü meşegget göreceksen, Milletde gem, ümmetde küduret göreceksen, Gıldıgca nezer millete, heyret göreceksen, 
Çek başına yorganını, nikbetden ayılma!”

Bu şiirleri de Tireli şair-yazar M. Sadık MEDİN' in kendi kütüphanesinden getirmiş olduğu Hophopname' den alıntılamaktayız." Dedi. 

Tireli iki değerli şair-yazarımızın bu önemli konuşmasını gazetemizle paylaştıkları için teşekkür ederiz. 

KAYNAKÇA:

(DİPNOT 1) Biyografi, Azerbaycan Kültür Derneğinin yayınladığı (6. nu, 1951) A. Vahap YURTSEVER'in makalesinden alınmıştır.
(DİPNOT 2) Yrd. Doç. Dr., Muğla Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları 
Bölümü." 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.