“Dağ fare bile doğurmadı !”

BASK İzmir İl Temsilcisi Erkan Arpaçay: “İmzalanan toplu sözleşme, memurlara ve emeklilerine karşı örgütlü ihanettir” dedi. Tire’de yerel basına konuşan ve yazılı bir açıklama yapan Arpaçay, memurların bu anlaşmaya ve açıklanan oranlara çok tepkili olduğunun bilinmesini istedi.

BASK İzmir İl Temsilcisi Erkan Arpaçay, Tire’de bir basın açıklaması yaparak; 22 Ağustos 2017 Salı günü 2018-2019 yıllarını kapsayan iki yıl için imzalanan toplu sözleşmenin,  ‘Toplu peşkeşten ibaret olduğunu, 3 milyon 200 bin memur ile 2 milyona yakın memur emeklisinin örgütlü ihanet ile karşı karşıya olduğunu’ iddia edip belirterek, ‘İhanetin hesabının sorulması gerektiğini’ ifade etti. Toplu sözleşme masasına 658 madde ile oturup ‘–cek’, ‘-cak’lı maddelerle kuşa çevrilen taleplerin memurların beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu ifade eden BASK İzmir İl Temsilcisi Erkan Arpaçay, yapılan anlaşmaya ve mutabakata varılan zam oranı rakamlarına tepki gösterdi ve Sendikası adına bu tepkiyle ilgili olarak bir basın açıklamasında bulundu. “HÜSRANLA SONUÇLANMIŞTIR !” Arpaçay, basın açıklamasında şöyle dedi: “Bir toplu sözleşme daha hüsranla sonuçlanmıştır. Dağ fare bile doğuramamıştır. Memur ve emeklilerinin talepleri ve beklentileri toplu sözleşme masasına terkedilmiştir. Memur ve emeklileri yarım puanlık sefalet artışına feda edilmiştir. Bunun adı peşkeş çekilmektir. Memur ve emeklileri bu peşkeşin neyin karşılığı olduğunu bilmek, öğrenmek istemektedir.” “KAMU İŞÇİSİNE % 20, KAMU MEMURUNA % 7,5” “2017 yılı kamu işçisi % 20 civarında artış alırken, ‘Devletin asli ve sürekli görevlerini yerine getiren’ devlet memurları adına % 4 + 3,5’a imza atılması kabul edilemez. 11 hizmet kolunun 11’inde de yetki alan ve bir milyona yakın üyesi olan bir Konfederasyonun bu tavrı, tek kurşun atmadan teslim olan orduları hatırlatmaktadır. 2018 yılı için öngörülen artış oranı Ocak ayında % 4, Temmuz ayında ise % 3,5’tir. Bu oranlar, toplu sözleşme döneminin başında Memur-Sen tarafından dillendirilen toplam taleplerin dörtte birinden azdır. Bu oranlar ‘Orta Vadeli Program’da 2018 yılı için öngörülen % 8’lik personel giderleri artış oranından düşüktür. Bu oranlar; Merkez Bankasının 2018 yılı için öngördüğü % 8,5-9,5 enflasyon oranından düşüktür. Bu oranlar imza atan konfederasyonun açıkladığı yoksulluk sınırının yarısı kadardır. En az 3 çocuk sahibi olması istenen memurlar için, bu rakamlarla aile geçindirmek mümkün müdür? Atılan imzalar, tamamına yakını yoksulluk sınırının altında yaşayan memur ve emeklilerinin ‘Yoksulluk ilamı’nın kamuoyuna ilanıdır. Atılan imzalar; bekarlar için 2018 Ocak ayında en düşük aylık alan bir hizmetli  (15/1) için 96 TL, bir memur (9/1) için 104 TL, öğretmen için (7/1) 117 TL, bir mühendis için (1/4) 182 TL, bir hemşire için (10/3) 114 TL, bir pratisyen doktor için (8/3) 171 TL artış demektir.         Bu miktarlar, aylıkları yüksek göstermek için her memuru evli, eşi çalışmayan ve 2 çocuklu gösteren zihniyet açısından bakıldığında 2018 Ocak ayında  bir hizmetli  (15/1) için 110 TL, bir memur (9/1) için 118 TL, öğretmen için (7/1)  132 TL, bir mühendis için (1/4) 196 TL, bir hemşire için (10/3) 128 TL, bir pratisyen doktor için (8/3) 185 TL artış demektir. Bu miktarlar; 3 Temmuz 2017 tarihinde % 20 artış verilen kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi imza töreninde Sayın Başbakanın ‘En düşük işçi ücreti en düşük memur ücretinden düşük olmayacaktır’ sözünden gram hisse kapmayan, aynı Bakan ve aynı Hükümet ile 49 gün sonra % 4 + 3,5’a imza atan yetkili sendikalara ve imzacılara ithaf olunur.” BASK TEMSİLCİSİ SORDU “Toplu Sözleşme masasına 658 maddelik taleple oturup, bir kalemde 320’sini silen, geriye kalan maddeler arasında yoksulluk ilamını hoş gösterecek makyajlı maddelerle huzura çıkanlara soruyoruz: Yarım puan karşılığında haftalarca oyaladığınız milyonlarca memur ve emeklinin hangi taleplerini masada bıraktınız, hangi taleplerinden neyin karşılığında vaz geçtiniz? 4688 sayılı Yasanın 28 inci maddesinin ‘Görüşün’ dediği; Memurlara ikramiyeyi  (ki iki dini bayram ikramiyesi diyordunuz) görüştünüz mü? Harcırahı görüştünüz mü? Doğum yardımını görüştünüz mü? Ölüm yardımı görüştünüz mü? Aile yardımını görüştünüz mü? Yiyecek yardımını görüştünüz mü? Giyecek yardımını görüştünüz mü? Mesela ek ödemelerdeki artışı görüştünüz mü? Fazla çalışmayı görüştünüz mü? Evlenme yardımını görüştünüz mü? Mesela;   vergi dilimi kayıplarını görüştünüz mü? Emeklilikte düşük aylığı görüştünüz mü? Kreş yardımı görüştünüz mü? Büyümeden pay görüştünüz mü? Emeklilik tazminatı görüştünüz mü? Ve mesela yoksulluk sınırını görüştünüz mü? Bunları görüşmedi iseniz neyi görüştünüz? Neyin karşılığında %  4+3,5’a imza attınız? İzni olmaya memur hacı adaylarına ücretsiz izini kazanım saymaktan utanmadınız mı? Bin yıllık İslam yurdunda, bugüne kadar haram gıda yeniyormuş, hepimiz yemekhanelerde haram gıda yiyormuş gibi ‘helal sertifikalı gıda’yı kazanım olarak saymaktan utanmadınız mı? Yoksa yeni mi hidayete ererek bu ülkeye yeni ayakbastınız da bizim mi haberimiz olmadı ?” “SORUMLUSU İMZACI SENDİKALARDIR” “Bu makyaj hileleri ile memurları ve emeklilerini aldatamazsınız. Buradan kamuoyuna, memurlara ve emeklilerine sesleniyorum: Yoksulluk içindeyseniz sorumlusu imzacı sendikalardır. Aile sorumluluklarınızı yerine getiremiyorsanız sorumlusu imzacı sendikalardır. Çoluk çocuğunuzun önünde mahcup oluyorsanız sorumlusu imzacı sendikalardır. İhtiyaçlarınızı karşılamakta zorlanıyorsanız sorumlusu imzacı sendikalardır. Vitrinlerin önünden geçmeye korkuyorsanız sorumlusu imzacı sendikalardır.  Verilen yetkiyi kötüye kullananlardan hesabı sorulacaktır. Memurları yeni bir durum değerlendirmesi yaparak bağımsız sendikaların çatısı altında, BASK çatısı altında toplanmaya çağırıyorum.”   HABER:  Kamuran KIZILBOĞA