bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Ahmet Şenel
Köşe Yazarı
Ahmet Şenel
 

KALDIRIN KALDIRIMLARI

Araç kullanmayı bilmem. Size garip gelebilir ama hiç öğrenmek istemedim. Yürüyerek giderim mümkünse gideceğim yere. Kırk yıl sonra Tire'ye döndüğümde en çok yadırgadığım, kaldırımlar dururken insanların araçlara ait yollardan yürümesi oldu.   Üç gün geçti geçmedi, ben de, hem de tam caddenin ortasından yürümeye başladım. Tire’de yaşayanlar bilir, ben bilmeyenler için söyleyeyim: Tire’de kaldırımları yayalar değil, araçlar ve esnaflar kullanır. Kaldırım gördünüz, canınız çekti diye, yürüyemezsiniz öyle salına salına. Önce onlarca aracın, yüzlerce tezgâhın üstünden geçmeniz gerekir.   “Vay efendim, benim geldiğim yerlerde araç yolu, yaya yolu, esnafların satış yerleri bir bir ayrıdır da...” olabilir. Burası Tire!.. Siz bir de Salı gününü görseniz, bırakın yürümesini, kaldırım göremezsiniz bile. Hani olur da görürseniz ya da benzetirseniz, lütfen bana da söyleyin, bir defacık da ben göreyim.   Gerçi Salı günü dışında, özellikle ana caddelerdeki kaldırımlar tam bir yaya cennetidir. Ama Tireliler, kaldırımların sürekli olarak yayaya kapalı olmasına öylesine alışmışlardır ki, kaldırımlar bomboş olsa bile caddenin ortasından yürürler. Ellerinde değil. Kaldırımların yayaya ait olmadığına öylesine şartlandırılmışlardır ki...Tamamen psikolojik.   Kimisi diyor ki: Kapsamlı bir katlı otopark yapılırsa sorun tamamen çözülür. Evet, çok katlı otopark Tire için kesinlikle şarttır. Ama o ancak trafik sorununa çare olur. Asıl, Salı Günü ve Tire esnafının vazgeçilmez alışkanlığı "tezgâhlar" var.   Alışkanlık, bir zorunluluktan doğmaktadır aslında. Tarih boyu ticaret merkezi olan Tirede saymakla bitmez, dükkanlar, çarşılar vardır. O tarihi dükkânlar, bugünün ticaret erbabına yetersiz gelmekte, esnafta ürünlerini teşhir edip satabilmek için, neyi var neyi yoksa yola, kaldırıma taşımaktadır. Hem de her gün. Kim ister bunu? İki saatte aç, bir saatte topla, kolay mı? Üstelik bir de işgaliye ver...Tarihi yapıları yıkıp, büyük dükkânlar yapamayacağımıza göre, ya bu durumu kabullenmeli ya da başka çözüm yolu bulmalıyız.   Salı Pazarı deseniz, Tire'nin can damarıdır. Salı Pazarı'nı Tire'den kaldırın, inan olsun kentte nüfus sayımı için görevliye ihtiyaç kalmaz. Bırakın Tire'yi, bütün Türkiye'yi bedbaht edersiniz. Şaka değil, Dünyanın en büyük ikinci açık pazarından söz ediyoruz.   Çok bilinmeyenli denklemin çözümünü aslında hayat bize gösteriyor. Bugün Tire, eski ve yeni Tire diye ayrılmış durumda. Tarihi yapıları, Salı Pazarı, geleneksel meslek erbabları vb.den oluşan Tire, ve yeni konutları, AVMleri ile yeni Tire. Kent çoktan aşağı kaymıştır. Sıra bunun adını koymaya, ve buna uygun kuralları belirlemeye gelmiştir.   Orta Parktan itibaren Tarihi Tire ve İstasyondan itibaren Yeni Tire diye kenti ikiye ayırmak ve buna uygun olarak kenti planlamak artık şarttır. Tarihi Tire motorlu araçlara tamamen kapatılmalıdır.   Küçük esnafların durumu fevkalâde hazindir. Vergiden vb.den muafiyet bile varlıklarını sürdürebilmeleri için yetersiz.   Tire geleneksel mesleklerin hâlâ varlıklarını sürdürebildikleri mucize bir kenttir: Kalaycı, Semerci, Nalbant, Yorgancı, Urgancı, Şemsiye tamircisi vb. sanki sinema filmindeymişiz gibi. Ahilik kurallarıyla günümüze kadar gelen bu mesleklerin devamlılığını sağlamak için acil çözüm üretmeliyiz. Tarihi Tire bu meslek dallarıyla kuşatılmalıdır. Çırak olarak yetişen Urgancı, Semerci, Nalıncı vb. oluşturulacak fonla faaliyete özendirilmelidir.   Restorasyonu tamamlanan tarihi yapıların 8-10 metrekarelik dükkânlarında kim ne iş yapacak? Al-satcılıktan öte, el emeğine ve üretime yönelik işler yapılmalıdır. El işi yapan kadınlar özendirilmeli, Çarşı tamamen, resim vb. atölyeler, müzisyenler, geleneksel mesleklerin uygulayıcılarıyla donatılmalıdır.   Tire'nin sorunlarının çözümü Tarihi Tire'nin yeni Tire'den ayrılarak yeniden düzenlenmesine bağlıdır. "Kaldırım dedi, nerelere geldi..." diyeceksiniz. Eee, bunca yıl boşuna eskitmedik onca kaldırımı. Şaka değil, kaldırım mühendisine çıkıyordu adım az kaldı.
Ekleme Tarihi: 29 Mayıs 2019 - Çarşamba

KALDIRIN KALDIRIMLARI

Araç kullanmayı bilmem. Size garip gelebilir ama hiç öğrenmek istemedim. Yürüyerek giderim mümkünse gideceğim yere. Kırk yıl sonra Tire'ye döndüğümde en çok yadırgadığım, kaldırımlar dururken insanların araçlara ait yollardan yürümesi oldu.

 

Üç gün geçti geçmedi, ben de, hem de tam caddenin ortasından yürümeye başladım. Tire’de yaşayanlar bilir, ben bilmeyenler için söyleyeyim: Tire’de kaldırımları yayalar değil, araçlar ve esnaflar kullanır. Kaldırım gördünüz, canınız çekti diye, yürüyemezsiniz öyle salına salına. Önce onlarca aracın, yüzlerce tezgâhın üstünden geçmeniz gerekir.

 

“Vay efendim, benim geldiğim yerlerde araç yolu, yaya yolu, esnafların satış yerleri bir bir ayrıdır da...” olabilir. Burası Tire!.. Siz bir de Salı gününü görseniz, bırakın yürümesini, kaldırım göremezsiniz bile. Hani olur da görürseniz ya da benzetirseniz, lütfen bana da söyleyin, bir defacık da ben göreyim.

 

Gerçi Salı günü dışında, özellikle ana caddelerdeki kaldırımlar tam bir yaya cennetidir. Ama Tireliler, kaldırımların sürekli olarak yayaya kapalı olmasına öylesine alışmışlardır ki, kaldırımlar bomboş olsa bile caddenin ortasından yürürler. Ellerinde değil. Kaldırımların yayaya ait olmadığına öylesine şartlandırılmışlardır ki...Tamamen psikolojik.

 

Kimisi diyor ki: Kapsamlı bir katlı otopark yapılırsa sorun tamamen çözülür. Evet, çok katlı otopark Tire için kesinlikle şarttır. Ama o ancak trafik sorununa çare olur. Asıl, Salı Günü ve Tire esnafının vazgeçilmez alışkanlığı "tezgâhlar" var.

 

Alışkanlık, bir zorunluluktan doğmaktadır aslında. Tarih boyu ticaret merkezi olan Tirede saymakla bitmez, dükkanlar, çarşılar vardır. O tarihi dükkânlar, bugünün ticaret erbabına yetersiz gelmekte, esnafta ürünlerini teşhir edip satabilmek için, neyi var neyi yoksa yola, kaldırıma taşımaktadır. Hem de her gün. Kim ister bunu? İki saatte aç, bir saatte topla, kolay mı? Üstelik bir de işgaliye ver...Tarihi yapıları yıkıp, büyük dükkânlar yapamayacağımıza göre, ya bu durumu kabullenmeli ya da başka çözüm yolu bulmalıyız.

 

Salı Pazarı deseniz, Tire'nin can damarıdır. Salı Pazarı'nı Tire'den kaldırın, inan olsun kentte nüfus sayımı için görevliye ihtiyaç kalmaz. Bırakın Tire'yi, bütün Türkiye'yi bedbaht edersiniz. Şaka değil, Dünyanın en büyük ikinci açık pazarından söz ediyoruz.

 

Çok bilinmeyenli denklemin çözümünü aslında hayat bize gösteriyor. Bugün Tire, eski ve yeni Tire diye ayrılmış durumda. Tarihi yapıları, Salı Pazarı, geleneksel meslek erbabları vb.den oluşan Tire, ve yeni konutları, AVMleri ile yeni Tire. Kent çoktan aşağı kaymıştır. Sıra bunun adını koymaya, ve buna uygun kuralları belirlemeye gelmiştir.

 

Orta Parktan itibaren Tarihi Tire ve İstasyondan itibaren Yeni Tire diye kenti ikiye ayırmak ve buna uygun olarak kenti planlamak artık şarttır. Tarihi Tire motorlu araçlara tamamen kapatılmalıdır.

 

Küçük esnafların durumu fevkalâde hazindir. Vergiden vb.den muafiyet bile varlıklarını sürdürebilmeleri için yetersiz.

 

Tire geleneksel mesleklerin hâlâ varlıklarını sürdürebildikleri mucize bir kenttir: Kalaycı, Semerci, Nalbant, Yorgancı, Urgancı, Şemsiye tamircisi vb. sanki sinema filmindeymişiz gibi. Ahilik kurallarıyla günümüze kadar gelen bu mesleklerin devamlılığını sağlamak için acil çözüm üretmeliyiz. Tarihi Tire bu meslek dallarıyla kuşatılmalıdır. Çırak olarak yetişen Urgancı, Semerci, Nalıncı vb. oluşturulacak fonla faaliyete özendirilmelidir.

 

Restorasyonu tamamlanan tarihi yapıların 8-10 metrekarelik dükkânlarında kim ne iş yapacak? Al-satcılıktan öte, el emeğine ve üretime yönelik işler yapılmalıdır. El işi yapan kadınlar özendirilmeli, Çarşı tamamen, resim vb. atölyeler, müzisyenler, geleneksel mesleklerin uygulayıcılarıyla donatılmalıdır.

 

Tire'nin sorunlarının çözümü Tarihi Tire'nin yeni Tire'den ayrılarak yeniden düzenlenmesine bağlıdır. "Kaldırım dedi, nerelere geldi..." diyeceksiniz. Eee, bunca yıl boşuna eskitmedik onca kaldırımı. Şaka değil, kaldırım mühendisine çıkıyordu adım az kaldı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.