bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Dr. Ramazan SOYLAR
Köşe Yazarı
Dr. Ramazan SOYLAR
 

İŞTAHSIZ ÇOCUK

           Sevgili anneler, babalar; bu hafta ki köşe yazımızda sizleri olduğu kadar biz çocuk hekimlerini de zorlayan “iştahsız çocuğa” değinmek istiyorum. Hem ebeveynlerin hem de çocuk hekimlerinin korkulu rüyalarından biridir iştahsız çocuk. Günlük yaşantıyı bozan, anne ve babalar arasında gerilime neden olan bir durumdur. Ebeveynlerin en büyük korkularından biri “acaba bu iştahsızlık çocuğumda sık hastalanmaya neden olacak mı, büyüme ve gelişmesini etkileyecek mi, vücut direnci bozulacak mı” gibi sorulardan ibarettir.         İştah; bir besine karşı duyulan yeme isteğidir. Besin alımı ve enerji tüketimi arasında bir denge vardır ve bu denge “açlık” “tokluk” ve “iştah” duyguları ile kontrol edilir. Yani iştahsızlık tek başına bir bulgu değildir. Açlık ve tokluk hissi ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Toplumumuzda “ele gelen, gürbüz, balık etli” çocuk makbuldür. Ama biz hekimlerin istediği gerçekte bu değildir. Önemli olan büyüme, gelişme açısından ruh ve beden sağlığı yerinde olan çocukların olmasıdır. Az yeme, seçici yeme, çok yavaş yeme, yeni bir besini reddetme, yemek yerine sıvı gıda tüketme ya da yemek yerine abur cubur tüketme davranışı iştahsızlık tanımı içinde yer almaktadır. İştahsızlık ve yeme problemleri çocuklarda çok sıktır. Normal büyüyen çocukların dörtte birinde iştahsızlık görülebilmektedir. Bu nedenle hekim kontrolleri sonrası büyüme ve gelişmesi normal olan iştahsız çocuk hem ebeveynlerin hem de çocuğun yaşamını zora sokmamalıdır. Aynı zamanda bu durum ailenin hayatının merkezinde temel sorun olarak yer almamalıdır. Çünkü ebeveynlerin tıbbi olarak her şey yolunda iken bu iştahsızlığı temel sorun olarak hep gündemde tutarlarsa çocukları ile beslenme konusunda çatışma yaşamaları kaçınılmazdır. Hele de iki yaşından itibaren “ben merkezcil” bir yaklaşım sergileyen çocukta bu durum gıda reddine kadar gidebilecek ciddi sorunlara yol açacaktır. İştahsız çocuk mutlaka bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmelidir.        Tabi ki de aileler bu konuda kaygılanmakta haklıdır. Çünkü yapılan bilimsel çalışmalarda iştahsız olan çocuklarda kilo düşüklüğü olabileceği gösterilmiştir. Fakat hekim tavsiyeleri ile bu durumun üstesinden gelinebilir. İştahsızlığın nedenlerinden biri özellikle “ek gıdaya geçiş dönemi” olan tamamlayıcı beslenme döneminde yapılan hatalardır. Annelerimizin bu dönemde hangi gıdaları nasıl vereceği, hangi sıklıkta ve hangi miktarda vereceği, temel beslenme öğelerinin hangi zamanda başlanması gerektiği hakkında uzman biri tarafından bilgi almaları gerekmektedir. Özellikle beslenme sırasında çocuklarımızın açlık ve tokluk sinyallerine saygı duymamız gerekmektedir. Acıkma saati gelmeden zorla beslemek, bilendır-mikser gibi cihazları kullanarak gıdayı hazırlamak, televizyon-tablet- cep telefonu gibi sanal ortam kullanılarak çocuk beslemek yapılan hatalardan birkaçıdır. Beslenme sırasında çocuklarımıza sunduğumuz gıdaları mutlaka tanıtmalıyız. Gıdayı vermeden önce mutlaka tadına bakmalıyız. Beslenme saatinde yemeyi özendirici davranışlarda bulunmalıyız. Yaşamınızın merkezinde temel odak olarak lütfen beslenme saatini koymayınız. Yani bir evde hep beslenme konuşuluyorsa, çocuğun çok zor yediği ya da beslenmeyi reddettiği hep konuşuluyorsa çocuk tarafından da bu durum fark edilecek ve besin reddine neden olacaktır. Dolayısıyla ailenin endişesi çocuğa yansıyan bir baskı unsuru olmamalıdır. Aksi durumda biz çocuk hekimleri açısından da mevcut durum içinden çıkılamaz hale gelmektedir.           Çocuk bakımında temel odak olan annelerimizi hekimler olarak her konuda dikkate almalıyız. İştahsız olan çocuk ta mutlaka ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir. İştahsız olan çocuğa beslenme yaklaşımı da çok önemlidir. Çocuğu zorlamamak, gıdayı isteme durumuna saygı göstermek, besinleri temiz ve doğal hazırlamak önemlidir. Muayene sonrası hekimin uygun gördüğü laboratuar tetkikleri yapılmalıdır. Gerekli ve uygun olan tedavi düzenlenmelidir. Bu vesileyle tüm çocuklarımıza iştahlı günler dilerim. Sevgiyle kalın.          Dr Ramazan SOYLAR        Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Ekleme Tarihi: 28 Ağustos 2018 - Salı

İŞTAHSIZ ÇOCUK

           Sevgili anneler, babalar; bu hafta ki köşe yazımızda sizleri olduğu kadar biz çocuk hekimlerini de zorlayan “iştahsız çocuğa” değinmek istiyorum. Hem ebeveynlerin hem de çocuk hekimlerinin korkulu rüyalarından biridir iştahsız çocuk. Günlük yaşantıyı bozan, anne ve babalar arasında gerilime neden olan bir durumdur. Ebeveynlerin en büyük korkularından biri “acaba bu iştahsızlık çocuğumda sık hastalanmaya neden olacak mı, büyüme ve gelişmesini etkileyecek mi, vücut direnci bozulacak mı” gibi sorulardan ibarettir.

        İştah; bir besine karşı duyulan yeme isteğidir. Besin alımı ve enerji tüketimi arasında bir denge vardır ve bu denge “açlık” “tokluk” ve “iştah” duyguları ile kontrol edilir. Yani iştahsızlık tek başına bir bulgu değildir. Açlık ve tokluk hissi ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Toplumumuzda “ele gelen, gürbüz, balık etli” çocuk makbuldür. Ama biz hekimlerin istediği gerçekte bu değildir. Önemli olan büyüme, gelişme açısından ruh ve beden sağlığı yerinde olan çocukların olmasıdır. Az yeme, seçici yeme, çok yavaş yeme, yeni bir besini reddetme, yemek yerine sıvı gıda tüketme ya da yemek yerine abur cubur tüketme davranışı iştahsızlık tanımı içinde yer almaktadır. İştahsızlık ve yeme problemleri çocuklarda çok sıktır. Normal büyüyen çocukların dörtte birinde iştahsızlık görülebilmektedir. Bu nedenle hekim kontrolleri sonrası büyüme ve gelişmesi normal olan iştahsız çocuk hem ebeveynlerin hem de çocuğun yaşamını zora sokmamalıdır. Aynı zamanda bu durum ailenin hayatının merkezinde temel sorun olarak yer almamalıdır. Çünkü ebeveynlerin tıbbi olarak her şey yolunda iken bu iştahsızlığı temel sorun olarak hep gündemde tutarlarsa çocukları ile beslenme konusunda çatışma yaşamaları kaçınılmazdır. Hele de iki yaşından itibaren “ben merkezcil” bir yaklaşım sergileyen çocukta bu durum gıda reddine kadar gidebilecek ciddi sorunlara yol açacaktır. İştahsız çocuk mutlaka bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmelidir.

       Tabi ki de aileler bu konuda kaygılanmakta haklıdır. Çünkü yapılan bilimsel çalışmalarda iştahsız olan çocuklarda kilo düşüklüğü olabileceği gösterilmiştir. Fakat hekim tavsiyeleri ile bu durumun üstesinden gelinebilir. İştahsızlığın nedenlerinden biri özellikle “ek gıdaya geçiş dönemi” olan tamamlayıcı beslenme döneminde yapılan hatalardır. Annelerimizin bu dönemde hangi gıdaları nasıl vereceği, hangi sıklıkta ve hangi miktarda vereceği, temel beslenme öğelerinin hangi zamanda başlanması gerektiği hakkında uzman biri tarafından bilgi almaları gerekmektedir. Özellikle beslenme sırasında çocuklarımızın açlık ve tokluk sinyallerine saygı duymamız gerekmektedir. Acıkma saati gelmeden zorla beslemek, bilendır-mikser gibi cihazları kullanarak gıdayı hazırlamak, televizyon-tablet- cep telefonu gibi sanal ortam kullanılarak çocuk beslemek yapılan hatalardan birkaçıdır. Beslenme sırasında çocuklarımıza sunduğumuz gıdaları mutlaka tanıtmalıyız. Gıdayı vermeden önce mutlaka tadına bakmalıyız. Beslenme saatinde yemeyi özendirici davranışlarda bulunmalıyız. Yaşamınızın merkezinde temel odak olarak lütfen beslenme saatini koymayınız. Yani bir evde hep beslenme konuşuluyorsa, çocuğun çok zor yediği ya da beslenmeyi reddettiği hep konuşuluyorsa çocuk tarafından da bu durum fark edilecek ve besin reddine neden olacaktır. Dolayısıyla ailenin endişesi çocuğa yansıyan bir baskı unsuru olmamalıdır. Aksi durumda biz çocuk hekimleri açısından da mevcut durum içinden çıkılamaz hale gelmektedir.

          Çocuk bakımında temel odak olan annelerimizi hekimler olarak her konuda dikkate almalıyız. İştahsız olan çocuk ta mutlaka ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir. İştahsız olan çocuğa beslenme yaklaşımı da çok önemlidir. Çocuğu zorlamamak, gıdayı isteme durumuna saygı göstermek, besinleri temiz ve doğal hazırlamak önemlidir. Muayene sonrası hekimin uygun gördüğü laboratuar tetkikleri yapılmalıdır. Gerekli ve uygun olan tedavi düzenlenmelidir. Bu vesileyle tüm çocuklarımıza iştahlı günler dilerim. Sevgiyle kalın.

 

       Dr Ramazan SOYLAR

       Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.