meritking giriş kingroyal giriş

Tire’de doğdu: Dünya tanıdı

Gündem 09.09.2025 - 16:29, Güncelleme: 09.09.2025 - 16:29
 

Tire’de doğdu: Dünya tanıdı

Tanju Okan, 27 Ağustos 1938 yılında, İzmir Tire’de Havuzlukahve semtinde doğdu. 58 yıllık kısa yaşamına neredeyse üç hayatlık yaşanmışlık sığdırdı. Sesi ve karizmasıyla çoğu sanatçıya nasip olmayacak cinsten şöhretin sahibi oldu. Tanju Okan için şöyle desek doğru olur: “Tire’de doğdu dünya tanıdı...”
BENZERSİZ bas bariton sesiyle en romantik şarkıları bile eşsiz şekilde yorumlayan İzmir'in gururu Tanju Okan bir döneme damga vurdu. 29 yıl önce çok sevdiği Urla'da hayata gözlerini yuman ünlü sanatçı "Kemancı", "Kadınım", "Dostlarım" ve "Hasret" şarkılarıyla adeta gönüllere taht kurdu. Sert ancak adeta kadife yumuşaklığındaki ses tonuyla Türkçe şarkıların yanında İngilizce, İtalyanca ve Fransızca birçok dünyaca ünlü eseri kendine has tarzıyla seslendirdi. Mavi gözlü dev adam ne yazık ki henüz 58 yaşındayken siroz hastalığına yenik düştü. Ne İzmir ne de hayranları Tanju Okan'ı unuttu... Opera sanatçılarını kıskandıracak, benzersiz bas bariton sesiyle en romantik şarkıları bile eşsiz şekilde yorumlayan İzmir'in gururu Tanju Okan hiç şüphesiz bir döneme damga vurdu. 29 yıl önce çok sevdiği Urla'da hayata gözlerini yuman ünlü sanatçı "Kemancı", "Kadınım", "Dostlarım" ve "Hasret" şarkılarıyla adeta gönüllere taht kurdu. Sert ancak adeta kadife yumuşaklığındaki ses tonuyla Türkçe şarkıların yanında İngilizce, İtalyanca ve Fransızca birçok dünyaca ünlü eseri kendine has tarzıyla seslendirdi. Mavi gözlü dev adam, ne yazık ki henüz 58 yaşındayken hor kullandığı vücudunun isyanı ile karşılaştı. Okan, siroz hastalığına ve damar tıkanıklığına yenik düştü. Aradan yıllar yıllar geçti, ama ne İzmir ne de hayranları Tanju Okan'ı unuttu... TANJU Okan, şöhret olduğu yıllarda ses tonu ve yorumuyla öne çıkıyordu. Efkarlı ve duygu yüklü geçişleri onu eşsiz kılıyordu. Aslında adı, Tanju Okanlı'ydı. Babası müzik öğretmeni annesi ise Urla'nın ilk sorgu hâkimi Ali Rıza Bey'in kızıydı. Urla'da tanıştıktan kısa süre sonra evlenip Tire'ye yerleştiler. Evlerinde her daim müzik vardı. Anne ve babasının şarkıları ile büyüdü. Sonrasında, Tanju henüz 5 yaşlarındayken anne ve babası ayrıldı. Annesinin yanında, babasından uzak hasret dolu yıllar başlamıştı. Ama hayatlarında bazı şeyler eksilse de müzik hep aynı kaldı. Tanju, annesinden nota ve usul öğreniyordu. Anne, Bedia hanım müzik eğitimini küçük oğlu sıkılmasın diye oyun formatında uyguluyordu. 'Nota' şeklinde yaptığı kurabiyelerin tadı ise bir harikaydı. İlkokul ve Ortaokul yılları Manisa, lise yılları da Balıkesir'de geçti. Artık yakışıklı ve genç bir adamdı. Arkadaşlarıyla birlikte adını Paris'in efsanevi kabaresi 'Moulin Rouge'dan' alan bir orkestra kurdu. Sonra ani bir kararla Manisa'ya döndü ve bu kez "Magnesia Orkestrası"nı kurdu. Çay bahçelerinin aranan müzisyenlerinden biriydi. Askerlik bittikten sonra yeni bir dönem başlamıştı kendisi için. Tanju, İtalya'ya, şan eğitimi almak için gitti.   ÜNLÜLERLE AYNI SAHNEDE İTALYANCA, Fransızca, İngilizce şarkılar söyleyecek ve kısa sürede Türkiye'nin en özel isimlerinden biri olacaktı. Askerlik yıllarında orduevinde de sahne almış müzikten ayrı kalmamıştı. Durul Gence ve Erol Pekcan gibi önemli caz müzisyenlerinin de kadrosunda bulunduğu Melodi Dergisi'nin 21 Nisan 1960 tarihli ilk sayısında, Tanju Okan hakkında ilk kez bir şeyler yazıldı. Şöhret kapını çalmaya hazırlanıyordu. 2 Temmuz 1960 yılında Melodi Dergisi'nin Ankara Büyük Sinema'da düzenlediği konsere Orduevi Orkestrası'nın solisti olarak sahne aldı. Erol Enginer ve Arkadaşları, Erol Pekcan Triosu, Deniz Harp Okulu Vokal Grup ve Orkestrası ile bir de bunun yanında iki yabancı orkestra, Happy Boys ve Pampanini Orkestrası'yla aynı sahneyi paylaştı. Etkileyici sesi ve karizması nerdeyse her kapıyı açıyordu. Ankara'da gece kulüplerinde Fransızca, İtalyanca ve İngilizce şarkılarıyla dikkat çeken genç Tanju'nun ünü İstanbul'a kadar ulaşmıştı. Bu sırada İtalya'ya giderek şan eğitimini aldı. 1961 yılında Türkiye'ye döndü ve Ankara'ya yerleşti. Müzik dergileri adından sıkça bahseder olmuştu. İstanbul'a gitmeye karar verdi. Müfit Kiper ve Vasfi Uçaroğlu orkestralarında solistlik yaptı. Radyo konserlerinin yanı sıra orkestrayla yurt dışında konserlere katılıyor, adını iyiden iyiye duyuruyordu. Onun için 1961 yılındaki Hilton ve 1963 yılındaki Boğaziçi Festivalleri en dikkat çekici olanlarıydı. 2 Eylül 1964 yılında o zamanki Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'da, Taş Meydan'da, Balkan Melodileri Festivali adı verilen bir festival düzenlendi. Tanju, festivaldeki yarışmaya Erol Büyükburç ve Tülay German ile katıldı. Bu festival, Tanju Okan'ın hayatının dönüm noktalarından biriydi.Şöhreti hızla yayılıyordu. Balkan Festivali'ndeki ses getiren başarısının yankısı dünyaya yayılmıştı. Yarışmada söylediği ilk şarkı "Kunduruma Kum Doldu", Yugoslavya'da çıkan bir EP'de yayınlandı. Bu plak, Tanju Okan'ın piyasaya sürülen ilk çalışmasıydı. "1967 yılında bir Frank Sinatra klasiği "Stangers in the Night"ın üzerine yazılmış "İki Yabancı" adlı 45'liğini çıkardı. Tanju, 60'lı yılların sonunda sonunda Türkiye'de plak doldurmaya başlayan Fransız sanatçı Patricia Carli'nin dikkatini çekmişti. Davet üzerine Fransa'ya gitti. Fransızca kayıtlar yaptı. Onlardan "Le Sourire De Mon Amour" ve "S'il N'y Avait Que Toi Au Monde", Fransa'da 45'lik olarak yayınlandı. En iyi müzikhollerde sahne alması bir yana, filmlerde de rol almaya başlamıştı.   YURT DIŞINDA DA BAŞARILI YURT dışında da başarılıydı. Şöhreti Amerika'ya ulaştığında Tanju, New York, Washington ve Boston'da konserden konsere koşuyordu. Bu zaman diliminde Türkiye'deki hayranlarının payına onu sadece beyaz perdeden takip etmek düşmüştü.1964'te, "Cübbeli Gelin", 1965 yılında "Yalancının Mumu" ve "İçimdeki Alev" filmleri ile beyaz perdede boy gösterdi. Sonra 1996 yılında "Fakir Bir Kız Sevdim" ve "Aşkın Kanunu", 1971 yılında "Ah Bir Zengin Olsam", 1974 yılında "Şiribim Şiribom", 1982 yılında "Gazap Rüzgârı" gibi pek çok filme imza attı. Şöhret, ne yazık ki bazı kötü alışkanlıkları da beraberinde getirmişti. Okan'ın ömrü boyunca hiçbir zaman vazgeçemediği iki dostu içki ve sigara onun yavaş yavaş ele geçiriyordu. Belki de bu yüzden evlilikleri de kısa sürmüştü. Tanju, ilk evliliğini 1963 yılında yaptı. Bu evlilikten Tansu adını verdikleri bir oğulları oldu. Her baba gibi oğlunu çok seviyordu ancak eşinden ayrılınca oğlu, kendi çocukluğunun kaderini yaşadı. Babasından uzak kalmış bir çocukken şimdi de oğlundan uzak kalan bir babaydı. 23 Mayıs 1996 tarihinde gözlerini İzmir'de kapattı.   URLA'DA İNZİVA YILLARI TAKVİMLER 1980 yılını gösteriyordu. Melih Kibar, Garo Mafyan ve Bora Ayanoğlu ortak çalışması olan, "Yorgunum" adını verdiği Kent şirketinden çıkan albümü yaptı. Gerçekten çok yorulmuştu. Son albümünden sonra birkaç kez televizyon programlarına da katılmıştı ama arabeskin daha çok ilgi görmeye başladığını fark edince Urla'da inzivaya çekildi. Uzunca bir süre eser üretmedi. Başarısız yerel politika deneyimler oldu. 90'lar başlarken Türk Pop Müziği'nin yeniden gündem kazanması üzerine müziğe dönmeye karar verdi. Uzun süren bir sessizliğin ardından 1991 yılında "Kadınım/ İyi Düşün" ve bir yıl sonra ise "Yıllar Sonra/Kırlangıç" albümlerini çıkardı. 1995 yılında çıkardığı "İşte Tanju Okan 95" albümü sanatçının parıltılarla dolu müzik yolculuğundaki son albümüydü...   58 YILLIK HAYAT ZOR günler kapıya dayanmıştı. 1994 yılında rahatsızlanan Tanju Okan'a siroz ve damar tıkanıklığı teşhisi konuldu. Diyet uygulaması gerekiyordu ama o, durumunu hiçbir zaman ciddiye almadı. Sağlığı her gün biraz daha kötüleşiyordu. Umursamazlığı, sonunda 1995 yılı Kasım ayında bir bacağına mal oldu. Yanında oğlu vardı. 23 Mayıs 1996 günü, çok sevdiği teknelerini satmaya karar vermişti. Sabah oğlu Tansu'yla kahvaltılarını ettiler. Ardından da biraz dinlenmek üzere odasına çekildi. Oğlu, onun emekli maaşını almak için bankaya gitti ve kısa süre sonra görevliyle birlikte eve döndüğünde ne yazık ki, Tanju Okan'ın cansız bedeniyle karşılaştı...  
Tanju Okan, 27 Ağustos 1938 yılında, İzmir Tire’de Havuzlukahve semtinde doğdu. 58 yıllık kısa yaşamına neredeyse üç hayatlık yaşanmışlık sığdırdı. Sesi ve karizmasıyla çoğu sanatçıya nasip olmayacak cinsten şöhretin sahibi oldu. Tanju Okan için şöyle desek doğru olur: “Tire’de doğdu dünya tanıdı...”

BENZERSİZ bas bariton sesiyle en romantik şarkıları bile eşsiz şekilde yorumlayan İzmir'in gururu Tanju Okan bir döneme damga vurdu. 29 yıl önce çok sevdiği Urla'da hayata gözlerini yuman ünlü sanatçı "Kemancı", "Kadınım", "Dostlarım" ve "Hasret" şarkılarıyla adeta gönüllere taht kurdu. Sert ancak adeta kadife yumuşaklığındaki ses tonuyla Türkçe şarkıların yanında İngilizce, İtalyanca ve Fransızca birçok dünyaca ünlü eseri kendine has tarzıyla seslendirdi. Mavi gözlü dev adam ne yazık ki henüz 58 yaşındayken siroz hastalığına yenik düştü. Ne İzmir ne de hayranları Tanju Okan'ı unuttu... Opera sanatçılarını kıskandıracak, benzersiz bas bariton sesiyle en romantik şarkıları bile eşsiz şekilde yorumlayan İzmir'in gururu Tanju Okan hiç şüphesiz bir döneme damga vurdu. 29 yıl önce çok sevdiği Urla'da hayata gözlerini yuman ünlü sanatçı "Kemancı", "Kadınım", "Dostlarım" ve "Hasret" şarkılarıyla adeta gönüllere taht kurdu. Sert ancak adeta kadife yumuşaklığındaki ses tonuyla Türkçe şarkıların yanında İngilizce, İtalyanca ve Fransızca birçok dünyaca ünlü eseri kendine has tarzıyla seslendirdi. Mavi gözlü dev adam, ne yazık ki henüz 58 yaşındayken hor kullandığı vücudunun isyanı ile karşılaştı. Okan, siroz hastalığına ve damar tıkanıklığına yenik düştü. Aradan yıllar yıllar geçti, ama ne İzmir ne de hayranları Tanju Okan'ı unuttu...

TANJU Okan, şöhret olduğu yıllarda ses tonu ve yorumuyla öne çıkıyordu. Efkarlı ve duygu yüklü geçişleri onu eşsiz kılıyordu. Aslında adı, Tanju Okanlı'ydı. Babası müzik öğretmeni annesi ise Urla'nın ilk sorgu hâkimi Ali Rıza Bey'in kızıydı. Urla'da tanıştıktan kısa süre sonra evlenip Tire'ye yerleştiler. Evlerinde her daim müzik vardı. Anne ve babasının şarkıları ile büyüdü. Sonrasında, Tanju henüz 5 yaşlarındayken anne ve babası ayrıldı. Annesinin yanında, babasından uzak hasret dolu yıllar başlamıştı. Ama hayatlarında bazı şeyler eksilse de müzik hep aynı kaldı. Tanju, annesinden nota ve usul öğreniyordu. Anne, Bedia hanım müzik eğitimini küçük oğlu sıkılmasın diye oyun formatında uyguluyordu. 'Nota' şeklinde yaptığı kurabiyelerin tadı ise bir harikaydı. İlkokul ve Ortaokul yılları Manisa, lise yılları da Balıkesir'de geçti. Artık yakışıklı ve genç bir adamdı. Arkadaşlarıyla birlikte adını Paris'in efsanevi kabaresi 'Moulin Rouge'dan' alan bir orkestra kurdu. Sonra ani bir kararla Manisa'ya döndü ve bu kez "Magnesia Orkestrası"nı kurdu. Çay bahçelerinin aranan müzisyenlerinden biriydi. Askerlik bittikten sonra yeni bir dönem başlamıştı kendisi için. Tanju, İtalya'ya, şan eğitimi almak için gitti.

 

ÜNLÜLERLE AYNI SAHNEDE

İTALYANCA, Fransızca, İngilizce şarkılar söyleyecek ve kısa sürede Türkiye'nin en özel isimlerinden biri olacaktı. Askerlik yıllarında orduevinde de sahne almış müzikten ayrı kalmamıştı. Durul Gence ve Erol Pekcan gibi önemli caz müzisyenlerinin de kadrosunda bulunduğu Melodi Dergisi'nin 21 Nisan 1960 tarihli ilk sayısında, Tanju Okan hakkında ilk kez bir şeyler yazıldı. Şöhret kapını çalmaya hazırlanıyordu. 2 Temmuz 1960 yılında Melodi Dergisi'nin Ankara Büyük Sinema'da düzenlediği konsere Orduevi Orkestrası'nın solisti olarak sahne aldı. Erol Enginer ve Arkadaşları, Erol Pekcan Triosu, Deniz Harp Okulu Vokal Grup ve Orkestrası ile bir de bunun yanında iki yabancı orkestra, Happy Boys ve Pampanini Orkestrası'yla aynı sahneyi paylaştı. Etkileyici sesi ve karizması nerdeyse her kapıyı açıyordu. Ankara'da gece kulüplerinde Fransızca, İtalyanca ve İngilizce şarkılarıyla dikkat çeken genç Tanju'nun ünü İstanbul'a kadar ulaşmıştı. Bu sırada İtalya'ya giderek şan eğitimini aldı. 1961 yılında Türkiye'ye döndü ve Ankara'ya yerleşti. Müzik dergileri adından sıkça bahseder olmuştu. İstanbul'a gitmeye karar verdi. Müfit Kiper ve Vasfi Uçaroğlu orkestralarında solistlik yaptı. Radyo konserlerinin yanı sıra orkestrayla yurt dışında konserlere katılıyor, adını iyiden iyiye duyuruyordu. Onun için 1961 yılındaki Hilton ve 1963 yılındaki Boğaziçi Festivalleri en dikkat çekici olanlarıydı. 2 Eylül 1964 yılında o zamanki Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'da, Taş Meydan'da, Balkan Melodileri Festivali adı verilen bir festival düzenlendi. Tanju, festivaldeki yarışmaya Erol Büyükburç ve Tülay German ile katıldı. Bu festival, Tanju Okan'ın hayatının dönüm noktalarından biriydi.Şöhreti hızla yayılıyordu. Balkan Festivali'ndeki ses getiren başarısının yankısı dünyaya yayılmıştı. Yarışmada söylediği ilk şarkı "Kunduruma Kum Doldu", Yugoslavya'da çıkan bir EP'de yayınlandı. Bu plak, Tanju Okan'ın piyasaya sürülen ilk çalışmasıydı. "1967 yılında bir Frank Sinatra klasiği "Stangers in the Night"ın üzerine yazılmış "İki Yabancı" adlı 45'liğini çıkardı. Tanju, 60'lı yılların sonunda sonunda Türkiye'de plak doldurmaya başlayan Fransız sanatçı Patricia Carli'nin dikkatini çekmişti. Davet üzerine Fransa'ya gitti. Fransızca kayıtlar yaptı. Onlardan "Le Sourire De Mon Amour" ve "S'il N'y Avait Que Toi Au Monde", Fransa'da 45'lik olarak yayınlandı. En iyi müzikhollerde sahne alması bir yana, filmlerde de rol almaya başlamıştı.

 

YURT DIŞINDA DA BAŞARILI

YURT dışında da başarılıydı. Şöhreti Amerika'ya ulaştığında Tanju, New York, Washington ve Boston'da konserden konsere koşuyordu. Bu zaman diliminde Türkiye'deki hayranlarının payına onu sadece beyaz perdeden takip etmek düşmüştü.1964'te, "Cübbeli Gelin", 1965 yılında "Yalancının Mumu" ve "İçimdeki Alev" filmleri ile beyaz perdede boy gösterdi. Sonra 1996 yılında "Fakir Bir Kız Sevdim" ve "Aşkın Kanunu", 1971 yılında "Ah Bir Zengin Olsam", 1974 yılında "Şiribim Şiribom", 1982 yılında "Gazap Rüzgârı" gibi pek çok filme imza attı. Şöhret, ne yazık ki bazı kötü alışkanlıkları da beraberinde getirmişti. Okan'ın ömrü boyunca hiçbir zaman vazgeçemediği iki dostu içki ve sigara onun yavaş yavaş ele geçiriyordu. Belki de bu yüzden evlilikleri de kısa sürmüştü. Tanju, ilk evliliğini 1963 yılında yaptı. Bu evlilikten Tansu adını verdikleri bir oğulları oldu. Her baba gibi oğlunu çok seviyordu ancak eşinden ayrılınca oğlu, kendi çocukluğunun kaderini yaşadı. Babasından uzak kalmış bir çocukken şimdi de oğlundan uzak kalan bir babaydı. 23 Mayıs 1996 tarihinde gözlerini İzmir'de kapattı.

 

URLA'DA İNZİVA YILLARI

TAKVİMLER 1980 yılını gösteriyordu. Melih Kibar, Garo Mafyan ve Bora Ayanoğlu ortak çalışması olan, "Yorgunum" adını verdiği Kent şirketinden çıkan albümü yaptı. Gerçekten çok yorulmuştu. Son albümünden sonra birkaç kez televizyon programlarına da katılmıştı ama arabeskin daha çok ilgi görmeye başladığını fark edince Urla'da inzivaya çekildi. Uzunca bir süre eser üretmedi. Başarısız yerel politika deneyimler oldu. 90'lar başlarken Türk Pop Müziği'nin yeniden gündem kazanması üzerine müziğe dönmeye karar verdi. Uzun süren bir sessizliğin ardından 1991 yılında "Kadınım/ İyi Düşün" ve bir yıl sonra ise "Yıllar Sonra/Kırlangıç" albümlerini çıkardı. 1995 yılında çıkardığı "İşte Tanju Okan 95" albümü sanatçının parıltılarla dolu müzik yolculuğundaki son albümüydü...

 

58 YILLIK HAYAT

ZOR günler kapıya dayanmıştı. 1994 yılında rahatsızlanan Tanju Okan'a siroz ve damar tıkanıklığı teşhisi konuldu. Diyet uygulaması gerekiyordu ama o, durumunu hiçbir zaman ciddiye almadı. Sağlığı her gün biraz daha kötüleşiyordu. Umursamazlığı, sonunda 1995 yılı Kasım ayında bir bacağına mal oldu. Yanında oğlu vardı. 23 Mayıs 1996 günü, çok sevdiği teknelerini satmaya karar vermişti. Sabah oğlu Tansu'yla kahvaltılarını ettiler. Ardından da biraz dinlenmek üzere odasına çekildi. Oğlu, onun emekli maaşını almak için bankaya gitti ve kısa süre sonra görevliyle birlikte eve döndüğünde ne yazık ki, Tanju Okan'ın cansız bedeniyle karşılaştı...

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.