bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞU

Ankara 13 Ekim 1923 tarihinde günümüzden 95 yıl önce TBMM tarafından kabul edilen bir kanunla Başkent olmuştur. Atatürk’ü eleştirmeyi marifet sayan, sistemli bir şekilde O’nu yıpratmaya çalışanların  sarıldıkları ve Atatürk’ün en büyük hatası olarak göstermeye çalıştıkları konulardan birisidir Ankara’nın başkent oluşu.  Diğerleri, bilindiği gibi Saltanatın ve Halifeliğin kaldırılması ile Arap alfabesinin kaldırılıp yerine yeni alfabenin kabulüdür. Atatürk’ün hatası  hatta ihaneti  olarak gösterilmeye çalışılan bu değişimler Ata’nın kısa ömründe  başardığı pek çok zaferin ve başarının yanında en büyük hizmetlerinin  başında gelir. Bu hizmetlerindeki haklılık payını anlatmak ve savunmak hiç de zor değildir. Hepsi de haklıdır ve akla da, mantığa da uygun düşer. Saltanatın ve Halifeliğin  Kaldırılması ile Arap alfabesinin kaldırılması konularında  defaatle yazılar kaleme almış biri olarak günü geldiğinde yine yazmaya devam edeceğimi belirterek Ankara’nın başkent oluşunun yıldönümü nedeniyle, nedenleri ve sonuçları konusunu ele almak istiyorum bugün. ANKARA NİÇİN BAŞKENT OLDU? Mustafa Kemal Paşa,ülkenin kurtuluşu için çıktığı kutsal yolculuğa  Samsun’da başladı.Erzurum, Sivas Kongrelerinden sonra 27 Aralık 1919 günü Temsilciler Meclisi üyeleriyle birlikte Ankara’ya geldi. O zamana kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul idi. Osmanlı Mebusan Meclisi son kez 12 Ocak 1919′da İstanbul’da toplandı. Çok önemli bir karar olan Misak – Milli adı verilen  bir belgeyi kabul ve bütün dünyaya ilan etti. Bunun üzerine 16 Mart 1919 günü İngilizler İstanbul’a girdi. Meclis basıldı. Bu olay üzerine birçok milletvekili Anadolu’ya geçti. Yakalananlardan çoğu tutuklandı. Artık Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da toplanması mümkün olamazdı. Milletvekillerinin toplanacağı ve ülkenin yönetileceği bir başkent gerekiyordu. Ankara, Anadolu’nun ortasında, savaşılan cephelere eşit uzaklıkta bir kentti. Savaşın yönetimi ve haberleşme, Ankara’dan kolaylıkla yürütülürdü. İstanbul’dan kaçıp gelen Mebusan Meclisi üyeleri ile Sivas ve Erzurum Kongreleri’nde seçilen temsilcilerin bir yerde toplanması gerekiyordu. Bu yer Ankara oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü, Ankara’da açıldı. Meclis, ilk oturumunda Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa bundan sonra ülkeyi kurtarma çalışmalarını Anadolu’nun bu küçük kasabasında sürdürdü. Milli Kurtuluş Savaşımızın planları bu yoksul kasabada hazırlandı. Savaşın başarıya ulaşması için düzenli ordular kuruldu. Bu ordular İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da düşmanı bozguna uğrattı. 30 Ağustos 1922′de kazanılan Başkomutanlık Savaşı ile Kurtuluş Savaşımız tamamlandı. Kuva-yı Milliye ruhunun Milli Mücadele’yi ateşleyen ve şekillendiren bir güç olması ve bunun Ankara’yı Milli Mücadele’de bir sembol haline getirmesi. Yurdumuz düşmanlardan kurtulduktan sonra 13 Ekim 1923 günü İsmet Paşa ve dört arkadaşı Ankara’nın başkent olması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yasa önerisi verdiler. Öneri mecliste oylandı, kabul edildi. Böylece Ankara yeni Türkiye Devleti’nin başkenti oldu. Zaten Kurtuluş savaşı başından beri Ankara fiilen başkent olarak görev yapmaktaydı. Başkent, ülkenin yönetim merkezidir. Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı, Başbakanlık, Bakanlıklar, Yüksek Yargı Organları, başkentte bulunur.Bu kurumların ülkenin orta kesiminde bulunması hizmetin her yere eşit olarak ulaştırılmasını , vatandaşın başkentteki işlerini rahatlıkla görebilmesini mümkün kılar. “Ankara Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her düşen dara “ sözleri boşuna değil. Ankara’nın jeopolitik, stratejik ve coğrafi konumunun uygun olması, bu yönüyle de güvenli olması, dış tehditlere karşı korunaklı bir yerde olması da başkent olarak seçilmesinin bir başka gerekçesi olmuştur. Ankara başkent olduktan sonra hızla gelişti. Modern yapılar, büyük apartmanlar yapıldı. Yüksek okullar, üniversiteler açıldı. Fabrikalar, yeni iş yerleri kuruldu. Kent kısa sürede büyüdü, genişledi. Bugün 6.5 milyonluk nüfusuyla Türkiye’nin ikinci büyük kenti ortaya çıktı.  Bu nedenle türkülerde marşlarda “Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin” diye nitelendirilir. Ankara yerine saltanat ve hilafet özlemi duyanların istedikleri yerine gelmiş olsaydı. İstanbul Başkent olacaktı. Bu hem Ankara’ya hem de İstanbul’a ihanet olurdu. Yukarıda Ankara’yı başkent yapan unsurları kısaca özetlemeye çalıştım. Bunların yok farz edilmesi Ankara gibi bir şehrin doğmasını engellemek anlamı geleceği gibi zaten dünyanın en güzel şehirlerin biri olan İstanbul’un 20 milyona yaklaşan bugünkü nüfusunun kaç milyona ulaşacağını ve bunun sonunda İstanbul’un daha büyük bir katliama yol açılma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum.   
Ekleme Tarihi: 17 Ekim 2018 - Çarşamba

ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞU

Ankara 13 Ekim 1923 tarihinde günümüzden 95 yıl önce TBMM tarafından kabul edilen bir kanunla Başkent olmuştur.

Atatürk’ü eleştirmeyi marifet sayan, sistemli bir şekilde O’nu yıpratmaya çalışanların  sarıldıkları ve Atatürk’ün en büyük hatası olarak göstermeye çalıştıkları konulardan birisidir Ankara’nın başkent oluşu.  Diğerleri, bilindiği gibi Saltanatın ve Halifeliğin kaldırılması ile Arap alfabesinin kaldırılıp yerine yeni alfabenin kabulüdür.

Atatürk’ün hatası  hatta ihaneti  olarak gösterilmeye çalışılan bu değişimler Ata’nın kısa ömründe  başardığı pek çok zaferin ve başarının yanında en büyük hizmetlerinin  başında gelir. Bu hizmetlerindeki haklılık payını anlatmak ve savunmak hiç de zor değildir. Hepsi de haklıdır ve akla da, mantığa da uygun düşer.

Saltanatın ve Halifeliğin  Kaldırılması ile Arap alfabesinin kaldırılması konularında  defaatle yazılar kaleme almış biri olarak günü geldiğinde yine yazmaya devam edeceğimi belirterek Ankara’nın başkent oluşunun yıldönümü nedeniyle, nedenleri ve sonuçları konusunu ele almak istiyorum bugün.

ANKARA NİÇİN BAŞKENT OLDU?

Mustafa Kemal Paşa,ülkenin kurtuluşu için çıktığı kutsal yolculuğa  Samsun’da başladı.Erzurum, Sivas Kongrelerinden sonra 27 Aralık 1919 günü Temsilciler Meclisi üyeleriyle birlikte Ankara’ya geldi.

O zamana kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul idi. Osmanlı Mebusan Meclisi son kez 12 Ocak 1919′da İstanbul’da toplandı. Çok önemli bir karar olan Misak – Milli adı verilen  bir belgeyi kabul ve bütün dünyaya ilan etti. Bunun üzerine 16 Mart 1919 günü İngilizler İstanbul’a girdi. Meclis basıldı. Bu olay üzerine birçok milletvekili Anadolu’ya geçti. Yakalananlardan çoğu tutuklandı. Artık Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da toplanması mümkün olamazdı. Milletvekillerinin toplanacağı ve ülkenin yönetileceği bir başkent gerekiyordu.

Ankara, Anadolu’nun ortasında, savaşılan cephelere eşit uzaklıkta bir kentti. Savaşın yönetimi ve haberleşme, Ankara’dan kolaylıkla yürütülürdü. İstanbul’dan kaçıp gelen Mebusan Meclisi üyeleri ile Sivas ve Erzurum Kongreleri’nde seçilen temsilcilerin bir yerde toplanması gerekiyordu. Bu yer Ankara oldu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü, Ankara’da açıldı. Meclis, ilk oturumunda Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa bundan sonra ülkeyi kurtarma çalışmalarını Anadolu’nun bu küçük kasabasında sürdürdü. Milli Kurtuluş Savaşımızın planları bu yoksul kasabada hazırlandı. Savaşın başarıya ulaşması için düzenli ordular kuruldu. Bu ordular İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da düşmanı bozguna uğrattı. 30 Ağustos 1922′de kazanılan Başkomutanlık Savaşı ile Kurtuluş Savaşımız tamamlandı.

Kuva-yı Milliye ruhunun Milli Mücadele’yi ateşleyen ve şekillendiren bir güç olması ve bunun Ankara’yı Milli Mücadele’de bir sembol haline getirmesi.


Yurdumuz düşmanlardan kurtulduktan sonra 13 Ekim 1923 günü İsmet Paşa ve dört arkadaşı Ankara’nın başkent olması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yasa önerisi verdiler. Öneri mecliste oylandı, kabul edildi. Böylece Ankara yeni Türkiye Devleti’nin başkenti oldu. Zaten Kurtuluş savaşı başından beri Ankara fiilen başkent olarak görev yapmaktaydı.

Başkent, ülkenin yönetim merkezidir. Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı, Başbakanlık, Bakanlıklar, Yüksek Yargı Organları, başkentte bulunur.Bu kurumların ülkenin orta kesiminde bulunması hizmetin her yere eşit olarak ulaştırılmasını , vatandaşın başkentteki işlerini rahatlıkla görebilmesini mümkün kılar. “Ankara Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her düşen dara “ sözleri boşuna değil.

Ankara’nın jeopolitik, stratejik ve coğrafi konumunun uygun olması, bu yönüyle de güvenli olması, dış tehditlere karşı korunaklı bir yerde olması da başkent olarak seçilmesinin bir başka gerekçesi olmuştur.

Ankara başkent olduktan sonra hızla gelişti. Modern yapılar, büyük apartmanlar yapıldı. Yüksek okullar, üniversiteler açıldı. Fabrikalar, yeni iş yerleri kuruldu. Kent kısa sürede büyüdü, genişledi. Bugün 6.5 milyonluk nüfusuyla Türkiye’nin ikinci büyük kenti ortaya çıktı.  Bu nedenle türkülerde marşlarda “Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin” diye nitelendirilir.

Ankara yerine saltanat ve hilafet özlemi duyanların istedikleri yerine gelmiş olsaydı. İstanbul Başkent olacaktı. Bu hem Ankara’ya hem de İstanbul’a ihanet olurdu. Yukarıda Ankara’yı başkent yapan unsurları kısaca özetlemeye çalıştım. Bunların yok farz edilmesi Ankara gibi bir şehrin doğmasını engellemek anlamı geleceği gibi zaten dünyanın en güzel şehirlerin biri olan İstanbul’un 20 milyona yaklaşan bugünkü nüfusunun kaç milyona ulaşacağını ve bunun sonunda İstanbul’un daha büyük bir katliama yol açılma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.