Önceki yazımda “Seçimin düğümü nasıl çözülür?”demiş , bir takım tesbitlerimi dile getirmiştim. Bu yazımda da seçim düğümünü çözecek etkin kişilerden söz etmek istiyorum. Bu etkin kişilerin başında şüphesiz belediye başkan adayları geliyor. Başkan adaylarının kişiliği, bilgi birikimleri, toplumsal ilişkileri, vaatleri ve yetenekleri, projeleri, nihayet sözlerindeki samimiyet ve ciddiyet ile verdikleri sözlere riayet edip etmedikleri başta geliyor. Şu anda belediye başkan adayları arasında daha önce belediye başkanlığı yapmış bir kişi var. Dolayısıyla bu seçimde hesap verme durumunda olan sadece odur. Diğerleri tedbirİ elden bırakmadan kuru sıkı atmadan, gerçekleştirecekleri icraatlarını samimi bir şekilde seçmene iletmelidir. Söz verip yapamamak mahcubiyet getirir. Mevcut başkanın 2009 seçimlerindeki söz ve davranışlarıyla beş yıl sonunda geldiği nokta ortada. Seçilmek için her yol mübah zihniyetiyle hareket edip herkese mavi boncuk dağıtmanın bir vebali vardır. Herkese iş vaat eden bir başkanın bu sözleri yerine getiremeyeceğini bilmesi lazım. Çünkü personel alımının bir kuralı ve sınırı vardır. Belediye kapılarında aylık 150 lira sadaka parası ile üstelik sigortasız aylardır, yıllardır personel çalıştırıp ümit dağıtmak sadece insanları aldatmak değil aynı zamanda suçtur. Önceki seçimde” bana bir daha şans verin bu son seçimim olacak” deyip , yeniden ve de bilinen yollarla bir başka partiye transfer yoluyla geçip tekrar başkan adayı olmak samimiyetsizlik değil de nedir? Çuval dolusu para harcayıp şehrin duvarlarına astığı afişlerle çoğunluğu yapılmamış icraatlarıyla göz boyamaya çalışmak dürüstlüğün neresinde vardır? Seçim meydanlarında devraldığı belediye borçlarının 15 milyon lirayı bulduğunu bangır bangır dillendirip şu anda doğru dürüst bir iş yapmadan Belediye borcunu 25 Milyona çıkarmanın ayıbını nasıl gizleyeceksin? Eski hastane ve daha bir çok gayrimenkulü Toki'ye verdin de yeni Devlet Hastanesini yaptırdın diye eleştirdiğin hastanenin önünden nasıl geçeceksin? Sorular uzayıp gider, kamuoyu adına bu soruları zamanla sormak bizim görevimiz olacaktır. Diğer adayların hepsi sıfır kilometre, onların vaatleri olur ama veremeyecekleri hesapları yoktur. Onlar da iş başına gelirse beş yıl sonra onlara da sorarız: Ne vaat ettin ? Ne yaptın? Diye.Vaziyet-i umumiyeye bakınca mevcut başkanın işi zor görünüyor. CHP'deki çatlakları gidermek için yapılan çalışmalar bir türlü yama tutmuyor. Muhalif CHP'liler yemekli toplantılar yapıp çatlakları sıvamak istiyor ama nafile. Hepsi mevcut adayın İSABETLİ BİR TERCİH olmadığı konusunda hem fikir. Bazılrı “Sevmeyiz, bu adayı beğenmeyiz ama ah partimiz” diye düşünüyorlar. Peki sizin beğenmeyip sadece CHP'nin başarılı olmasını arzuladığınız için oy vereceğiniz bir adaya sokaktaki sade vatandaşlar niçin desteklesin demezler mi adama ? CHP'nin başarılı olmasını arzulayan eski bir CHP 'li başkan aday adayı “Adaylık süreci bir kandırmacadan ibaretmiş, adaylık işi transferle bitmiş, peki biz neferleri niçin boşu boşuna yordunuz “ diyor haklı olarak. Haklı ama alacağı yok maalesef. Eski Bakan CHP binasına sokulmadığı için kahve önünde yaptığı basın toplantısında söylediklerini unutmuş görünüyor. TV ekranlarından söylediklerini yok farz ediyor. O da başka seçimleri düşünüyor olmalı ki parti menfaatleri için KERHEN bu adayı desteklememiz gerekiyor demeye getiriyor. Sayın Bakanım bakın atalarımız boşuna mı söylemiş “Büyük lokma ye ama büyük laf söyleme” diye? Ama olsun sizi yine tebrik ediyorum. Çünkü bazen parti menfaatleri için söylediklerini unutmakta fazilettir(!)CHP'den kovduk diye sevinilen emekli Binbaşı ise bakın neler söylüyor: “Ben beş yıldır belediye meclis üyesiyim. Tire mevcut başkanla hiç hak etmediği bir beş yılı heba etmiştir. Son üç aydır Büyükşehir Belediyesi imdadımıza yetişmeseydi Tire Doğudaki bir kasaba görümünde olacaktı.” Büyükşehir Belediye başkanı Kocaoğlu bizim veya başkanın kaşını gözünü sevdiği için bu hizmetleri getirmedi, iki ay sonra ektiği bu tohumların hasadını yapmaya gelecek ,bizden oy isteyecek. Sadece bizim şehrimize değil İzmir 'in bütün ilçelerine götürüldü bu hizmet, Allah ondan razı olsun.)Aday adaylarına oynanan oyunla ilgili Binbaşının tepkisi daha da sert ; “Ben aday adayı olsaydım tepkim bu kadarla sınırlı olmazdı.”diyor.Mustafa Güngör ise onurlu, kişilikli bir tutum sergiledi son barışma ve kaynaşma yemeğinde, sözleri siyaset akademilerinde ders konusu olacak nitelikte; bakın ne diyor Güngör” Ben Sayın Çulhaoğlu'nun CHP kahvesi önündeki basın toplantısında söylediği bütün sözlerin arkasındayım. Ben 63 günlük değil 41 yıllık CHP'liyim. Dün olduğu gibi gerçek CHP'li olmayanların arkasında durmayacağım. Tayfur Çiçek'e oy vermeyeceğim, verdirmeyeceğim, verenlerle de bir arada olmayacağım. Ben Tire'nin 64 köyünü defalarca ziyaret ettim. Köylerin yolunu bilmeyen insanları da belediye başkanı yaptırmayacağım.”CHP'yi desteklemeyeceği konusunda kesin kararlı görünen Güngör bu saatten sonra aday olur mu veya Tire belediye başkanlığı için kimi destekler ? Bunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Şimdiden söylemek gerekirse BU SEÇİMİN ANAHTARI MUSTAFA GÜNGÖR OLACAK.