bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

CHP MUHALEFET GÖREVİNİ SEÇTİ

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları az çok ortaya çıkınca ilk tepkim “Galip sayılır bu yolda mağlup” demek olmuştu. MHP ve CHP'nin çatı aday olarak önerdikleri ancak yeterince desteklemedikleri Ekmel Bey'in Cumhurbaşkanı seçilemeyişi herkesten önce bu iki partinin ayıbı ve başarısızlığı olmalıydı. Dolayısıyla bu başarısızlık nedeniyle iki partinin yöneticileri ellerini başlarına dayayacak ve sorumluluğu üstlenerek daha başarılı olabileceklerin yönetime gelmeleri için uygun ortamı hazırlayacaklarını ümit etmiştim. Ama nafile dokuz seçim kaybetmiş bir genel başkan hiç oralı olmamış başarısızlıkta hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranabilmiştir. Pek çok MHP 'li ya hiç oy kullanmamış veya birçoğu da Tayyip Erdoğan lehine oy kullanmıştır. Bu kişilerin Türk'ü , Türkçülüğü, Atatürk'ü, Atatürkçülüğü, Türk Milliyetçiliğini inkar eden bir kişinin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasına nasıl razı olabilmişlerdir hala şaşıyorum. Bu sahte milliyetçilerin bir daha Türk Milliyetçiliği konusunda fikir yürütmeye asla hakları olmadığına inanıyorum. Bu kişilerin bundan sonra Tayyip Erdoğan'ın tüm icraatlarından da sorumlu olacakları unutulmamalıdır. Eski tas , eski hamam, MHP tamam. MHP bildiğiniz gibi ağır aksak yolunda devam edecektir. 2015 Milletvekili genel seçimlerinde MHP'nin başarısı Ahmet Davutoğlu hükümetinin başarısızlığına endekslenmiştir. CHP'ye gelince: Kılıçdaroğlu da Ekmel Bey konusunda risk aldık demesine rağmen başarısızlık karşısında riskin gereğini yerine getirememiştir. Sert esen muhalefet rüzgarlarına karşı boyun eğmiş, alelacele, baskın tarzında olağanüstü kurultay düzenlemiş ve muhalefetin çalışmasına yeterince fırsat tanımadan işi bitirmiştir. Bence kurultay tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'la Ekmel İhsanoğlu arasında cereyan eden eşit, adil olmayan ve haksız rekabet ortamında yapılmıştır. Kılıçdaroğlu da tıpkı Erdoğan gibi parti içi görevinde Başbakan pozisyonundadır. Tıpkı Erdoğanın devlet imkanlarını fütursuzca kullandığı gibi parti imkanlarını aynı ölçüde kullanmıştır. Kurultayı TV ekranlarından izledim. Göze ilk çarpan husus; haksız rekabetin hakim olduğu, eşit ve adil olmayan bir ortamın mevcudiyetiydi. Muharrem İnce'nin konuşmasını dinlerken oldukça etkilendim.” İşte bu irade, bu inanç ve bu azim iktidarın anahtarıdır.” dedim İnce'nin daha sonraki “Bunca pervasızlıklara, bunca şaibelere, bunca kanunsuzluklara rağmen AKP iktidarını deviremeyişinize hayıflanıyorum. Böyle bir kişiyi Cumhurbaşkanlığına taşımanızı kabullenemiyorum. “ “Ben size onurlu ikincilik değil, iktidar vadediyorum, Partimi iki seçim de iktidara getirmezsem genel başkanlıktan çekilirim.” “Bu köprüden önce son çıkıştır. “ “2015 seçiminde AKP %45 oy alır, anayasayı tek başına değiştirecek meclis çoğunluğunu elde ederse bir daha CHP 'nin başında ben olmuşum, Kılıçdaroğlu olmuş hiç önemi kalmayacaktır.” Şeklindeki sözlerinin CHP delegelerini derinden etkilemiş olduğunu sanıyorum. Ama İnce konuşmasının sonunda yerine dönerken Kurultay Divan Heyetinin önünden geçerken hiçbirinin ayağa kalkmadığına dikkat ettim. Halbuki biraz sonra Kılıçdaroğlu aynı yerden geçerken bütün divan üyeleri ayaktaydı. Demek ki itibar başkan adaylarına değil mevcut başkana idi. Seçimin sonucu da zaten o anda belli olmuştu. ( Hoş daha önceden de belli idi çünkü; mevcut delegeler Kılıçdaroğlu'nun adamları idi.) Kurultay'ı Ankara'da takip eden bir CHP'li delege dostumu aradım. “ Bu salondan değişim çıkmaz, hamam aynı, kurna aynı, tas aynı” dedim ve “CHP iktidar arayışında değil, müzmin muhalefet olarak kalmaya niyetli görünüyor, yine Kılıçdaroğlu seçilecek, 2015 seçimlerinde CHP yine hüsran yaşayacak “ “ Benim Salı günü yayınlanacak yazımın başlığını şimdiden koyuyorum: CHP Muhalefet görevini seçti” şeklinde olacak diye ilave ettim. Düşündüğüm restorasyon çalışmasını her iki muhalefet partisi de gerçekleştirememiştir. Mevcut liderlerin kişilikleri hakkında kimsenin diyecek bir sözü yoktur. Tek sorun liderlik konusunda yeterli performans sergileyemeyişleridir. Şimdiye kadar ” Tayyip Erdoğan'ı beğenmiyoruz ama oyumuzu Kılıçdaroğlu ' na mı vereceğiz, Bahçeliye' mi vereceğiz” şeklindeki yoğun söylemlerinden anlaşıldığına göre kamuoyu bu iki parti genel başkanını liderlik vasıflarının yetersiz görmelerinden dolayı güven duymuyorlar. Bakalım 2015 seçimlerinde bu iki parti nasıl bir sıçrama yapacak da bu ülkeyi AKP iktidarından kurtaracak hep birlikte göreceğiz. Zaman dar zaman, zaman kısa köprüden önce son çıkıştan da geçtik. İnşaallah yanılırım da köprüde yuvarlanmaktan kurtuluruz. Vatanını ve milletini seven herkesin ortak dileğinin bu olduğuna inanıyorum.
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2014 - Salı

CHP MUHALEFET GÖREVİNİ SEÇTİ

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları az çok ortaya çıkınca ilk tepkim “Galip sayılır bu yolda mağlup” demek olmuştu. MHP ve CHP'nin çatı aday olarak önerdikleri ancak yeterince desteklemedikleri Ekmel Bey'in Cumhurbaşkanı seçilemeyişi herkesten önce bu iki partinin ayıbı ve başarısızlığı olmalıydı. Dolayısıyla bu başarısızlık nedeniyle iki partinin yöneticileri ellerini başlarına dayayacak ve sorumluluğu üstlenerek daha başarılı olabileceklerin yönetime gelmeleri için uygun ortamı hazırlayacaklarını ümit etmiştim. Ama nafile dokuz seçim kaybetmiş bir genel başkan hiç oralı olmamış başarısızlıkta hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranabilmiştir. Pek çok MHP 'li ya hiç oy kullanmamış veya birçoğu da Tayyip Erdoğan lehine oy kullanmıştır. Bu kişilerin Türk'ü , Türkçülüğü, Atatürk'ü, Atatürkçülüğü, Türk Milliyetçiliğini inkar eden bir kişinin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasına nasıl razı olabilmişlerdir hala şaşıyorum. Bu sahte milliyetçilerin bir daha Türk Milliyetçiliği konusunda fikir yürütmeye asla hakları olmadığına inanıyorum. Bu kişilerin bundan sonra Tayyip Erdoğan'ın tüm icraatlarından da sorumlu olacakları unutulmamalıdır. Eski tas , eski hamam, MHP tamam. MHP bildiğiniz gibi ağır aksak yolunda devam edecektir. 2015 Milletvekili genel seçimlerinde MHP'nin başarısı Ahmet Davutoğlu hükümetinin başarısızlığına endekslenmiştir. CHP'ye gelince: Kılıçdaroğlu da Ekmel Bey konusunda risk aldık demesine rağmen başarısızlık karşısında riskin gereğini yerine getirememiştir. Sert esen muhalefet rüzgarlarına karşı boyun eğmiş, alelacele, baskın tarzında olağanüstü kurultay düzenlemiş ve muhalefetin çalışmasına yeterince fırsat tanımadan işi bitirmiştir. Bence kurultay tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'la Ekmel İhsanoğlu arasında cereyan eden eşit, adil olmayan ve haksız rekabet ortamında yapılmıştır. Kılıçdaroğlu da tıpkı Erdoğan gibi parti içi görevinde Başbakan pozisyonundadır. Tıpkı Erdoğanın devlet imkanlarını fütursuzca kullandığı gibi parti imkanlarını aynı ölçüde kullanmıştır. Kurultayı TV ekranlarından izledim. Göze ilk çarpan husus; haksız rekabetin hakim olduğu, eşit ve adil olmayan bir ortamın mevcudiyetiydi. Muharrem İnce'nin konuşmasını dinlerken oldukça etkilendim.” İşte bu irade, bu inanç ve bu azim iktidarın anahtarıdır.” dedim İnce'nin daha sonraki “Bunca pervasızlıklara, bunca şaibelere, bunca kanunsuzluklara rağmen AKP iktidarını deviremeyişinize hayıflanıyorum. Böyle bir kişiyi Cumhurbaşkanlığına taşımanızı kabullenemiyorum. “ “Ben size onurlu ikincilik değil, iktidar vadediyorum, Partimi iki seçim de iktidara getirmezsem genel başkanlıktan çekilirim.” “Bu köprüden önce son çıkıştır. “ “2015 seçiminde AKP %45 oy alır, anayasayı tek başına değiştirecek meclis çoğunluğunu elde ederse bir daha CHP 'nin başında ben olmuşum, Kılıçdaroğlu olmuş hiç önemi kalmayacaktır.” Şeklindeki sözlerinin CHP delegelerini derinden etkilemiş olduğunu sanıyorum. Ama İnce konuşmasının sonunda yerine dönerken Kurultay Divan Heyetinin önünden geçerken hiçbirinin ayağa kalkmadığına dikkat ettim. Halbuki biraz sonra Kılıçdaroğlu aynı yerden geçerken bütün divan üyeleri ayaktaydı. Demek ki itibar başkan adaylarına değil mevcut başkana idi. Seçimin sonucu da zaten o anda belli olmuştu. ( Hoş daha önceden de belli idi çünkü; mevcut delegeler Kılıçdaroğlu'nun adamları idi.) Kurultay'ı Ankara'da takip eden bir CHP'li delege dostumu aradım. “ Bu salondan değişim çıkmaz, hamam aynı, kurna aynı, tas aynı” dedim ve “CHP iktidar arayışında değil, müzmin muhalefet olarak kalmaya niyetli görünüyor, yine Kılıçdaroğlu seçilecek, 2015 seçimlerinde CHP yine hüsran yaşayacak “ “ Benim Salı günü yayınlanacak yazımın başlığını şimdiden koyuyorum: CHP Muhalefet görevini seçti” şeklinde olacak diye ilave ettim. Düşündüğüm restorasyon çalışmasını her iki muhalefet partisi de gerçekleştirememiştir. Mevcut liderlerin kişilikleri hakkında kimsenin diyecek bir sözü yoktur. Tek sorun liderlik konusunda yeterli performans sergileyemeyişleridir. Şimdiye kadar ” Tayyip Erdoğan'ı beğenmiyoruz ama oyumuzu Kılıçdaroğlu ' na mı vereceğiz, Bahçeliye' mi vereceğiz” şeklindeki yoğun söylemlerinden anlaşıldığına göre kamuoyu bu iki parti genel başkanını liderlik vasıflarının yetersiz görmelerinden dolayı güven duymuyorlar. Bakalım 2015 seçimlerinde bu iki parti nasıl bir sıçrama yapacak da bu ülkeyi AKP iktidarından kurtaracak hep birlikte göreceğiz. Zaman dar zaman, zaman kısa köprüden önce son çıkıştan da geçtik. İnşaallah yanılırım da köprüde yuvarlanmaktan kurtuluruz. Vatanını ve milletini seven herkesin ortak dileğinin bu olduğuna inanıyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.