bağcılar escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Şevket Bahçelioğlu
Köşe Yazarı
Şevket Bahçelioğlu
 

YSK ve SEÇİM GÜVENLİĞİ (2)

Dün YSK nın yanlış gördüğüm karar ve uygulamalarını dile getirmeye çalışmıştım. Bugün de bazı noktalara değinmeye devam edeceğim.   3-  2019 yılı yerel seçimlerinde iktidar mensuplarının içlerine sindiremedikleri pek çok belediye başkanlıkları var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini mevcut iktidar dünyanın sonu gibi görüyordu. Çünkü hem AKP Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanlığı görevini birlikte yürüten Sayın R.T. Erdoğan  "İstanbul seçimlerini kazanan genel seçimleri de kazanır" diyor. Tersinden de okursak" İstanbul'u kaybeden genel seçimleri de kaybeder." demeğe getiriyor. Haklıdır , çünkü İstanbul Türkiye nüfusunun 1/ 4 üne denk bir nüfusa sahip, birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan bile çok nüfusa sahip. Ekonominin can damarı da  İstanbul'da . O yüzden Bakanlık, hatta Başbakanlık yapmış Binali Yıldırım'ı aday göstermiştir. CHP ise Beylikdüzü gibi bir ilçenin belediye başkanı isimsiz, reklamsız bir kişiyi aday göstermiştir. Görünüşte Ekrem İmamoğlu'nun B. Yıldırım karşısında hiç şansı yoktur. Devletin ve o anki İBŞ. Belediye başkanlığının devasa imkanları B. Yıldırım'ın hizmetindedir. Seçim öyle çetin geçer ki AKP'nin müttefiki Bahçeli bile B. Yıldırım'ın seçimi mutlak surette kazanacağından emindir. Ve seçime üç beş gün kala ihtiyatla konuşmayı tercih eder ve der ki " Kim bir oy fazla alırsa İstanbul Belediye başkanı o olacaktır "  diyerek hükmünü verir. Seçim yapılır, İmamoğlu 13 bin oy farkıyla seçimi kazanır. Üç gün önce bir oy fazla alan belediye başkanı olacaktır diyen Bahçeli " Olur mu? 13 bin oy farkla seçim kazanılır mı?  diyerek müthiş bir U dönüşü yapar. Devreye YSK girer ve uzun tartışmalardan sonra kararını verir Oy zarflarından çıkan dört oy pusulasının üçü kusursuz, sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı oy pusulası kusurlu ve geçersizdir. Bu da akıllara zarar veren dünya çapında bir skandala sebep olmuştu. Böylelikle bu kararın ardından YSK seçimlerin yenilenmesine karar vermiş yapılan seçimler sonucunda İmamoğlu B. Yıldırıma 806.000 oy farkıyla İstanbul seçimini kazanmıştır. Böylelikle "13 bin oy farkıyla seçim mi kazanılır*" diyen Bahçeli'nin de muhtemelen gönlü olmuştur.   3-  YSK yine yanlış bir karar vermiştir.  Yıkılan ve hala enkaz altında olduğu düşünülen binlerce vatandaşımızın adını kullanarak seçimlere hile karıştırılabileceği endişesiyle bir zamanlar kullanılan parmak boyasının yeniden kullanılmasını talep etmektedir. YSK verdiği kararla " Parmak boyası kullanılması yasayla kaldırılmıştır. " diyerek bu talebi ret etmiştir.   Sayın YSK üyeleri daha önce kanun hilafına mühürsüz oyları geçerli sayarken hatırlamadığınız  kanunları şimdi nasıl savunabiliyorsunuz?  O gün kanunu yok farz ederek mühürsüz oyları geçerli kabul ettiğinize göre, şimdi de kanunda parmak boyası yazmıyor diyerek ret kararı vereceğinize evet "Seçimlerin güvenliğini sağlamak  ve sahtekarlıkları önlemek için bu boya akıllıca  bir iş olur " diyerek bir kez daha boya uygulamasını  başlatsanız fena mı olur. Hem de önümüzdeki seçimlerde iktidara gelmesi kuvvetle muhtemel olan Millet İttifakı  sonradan bir kanun çıkararak  "Parmak boyası  seçimlerin dürüstlüğü gereği  kullanılacaktır" şeklinde bir maddelik kanun çıkarır sizleri de kanunsuz iş yapmaktan kurtarmış olabilir. Düşünmenizde fayda var diyorum. Karar elbette sizin.   4-Anayasanın 101. Maddesi bir kişinin iki defa aday olabileceğini, ikinci dönem sona ermeden TBMM nin  3/5 ünün ( 360 ) oyla erken bir seçim kararı alması halinde  üçüncü defa aday olabileceğini belirtmektedir. Ben okuduğunu anlayan biri isem ki; elhamdülillah öyleyimdir, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu şartlar gerçekleşmediği için üçüncü defa aday olabilme imkanı yoktur. Bunu ben değil ,aklı başında ve hukuk diliyle konuşabilen herkes böyle söylemektedir. Bildiğim kadarıyla pek çok parti Sayın Cumhurbaşkanının üçüncü defa seçim kazanacağından endişe ettiklerinden değil hukukun emrettiği için itiraz haklarını kullanmışlardır.  Bu itirazlar şu an YSK 'nın önünde cevap beklemektedir. Kamuoyu, YSK kararlarına itiraz etme imkanı da olmayacak bu önemli konuyu nasıl karara bağlayacağını merakla beklemektedir.  Umalım ki YSK Anayasaya ve vicdanları rahatsız etmeyecek bir karara varacaklardır.   5- Sonuç olarak YSK birçok kararında hatalı hareket etmiştir.  Ne gariptir ki bu hataların tamamı İktidarın lehinde sonuçlanacak kararlar olmuştur.   Şahıslar ve makamlar geçicidir. " Seyretti hevâ üzre denir  taht-ı Süleyman, Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde diyor Ziya Paşa terkib - i bendinde.Hiç kimse veya makam birilerinin hoşuna gitmesi için, yasalara aykırı hareket etmek  talihsizliğine düşmemelidir . Sürçü lisan ettiysek affola.
Ekleme Tarihi: 30 Mart 2023 - Perşembe

YSK ve SEÇİM GÜVENLİĞİ (2)

Dün YSK nın yanlış gördüğüm karar ve uygulamalarını dile getirmeye çalışmıştım. Bugün de bazı noktalara değinmeye devam edeceğim.

 

3-  2019 yılı yerel seçimlerinde iktidar mensuplarının içlerine sindiremedikleri pek çok belediye başkanlıkları var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini mevcut iktidar dünyanın sonu gibi görüyordu. Çünkü hem AKP Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanlığı görevini birlikte yürüten Sayın R.T. Erdoğan  "İstanbul seçimlerini kazanan genel seçimleri de kazanır" diyor. Tersinden de okursak" İstanbul'u kaybeden genel seçimleri de kaybeder." demeğe getiriyor. Haklıdır , çünkü İstanbul Türkiye nüfusunun 1/ 4 üne denk bir nüfusa sahip, birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan bile çok nüfusa sahip. Ekonominin can damarı da  İstanbul'da . O yüzden Bakanlık, hatta Başbakanlık yapmış Binali Yıldırım'ı aday göstermiştir. CHP ise Beylikdüzü gibi bir ilçenin belediye başkanı isimsiz, reklamsız bir kişiyi aday göstermiştir. Görünüşte Ekrem İmamoğlu'nun B. Yıldırım karşısında hiç şansı yoktur. Devletin ve o anki İBŞ. Belediye başkanlığının devasa imkanları B. Yıldırım'ın hizmetindedir. Seçim öyle çetin geçer ki AKP'nin müttefiki Bahçeli bile B. Yıldırım'ın seçimi mutlak surette kazanacağından emindir. Ve seçime üç beş gün kala ihtiyatla konuşmayı tercih eder ve der ki " Kim bir oy fazla alırsa İstanbul Belediye başkanı o olacaktır "  diyerek hükmünü verir. Seçim yapılır, İmamoğlu 13 bin oy farkıyla seçimi kazanır. Üç gün önce bir oy fazla alan belediye başkanı olacaktır diyen Bahçeli " Olur mu? 13 bin oy farkla seçim kazanılır mı?  diyerek müthiş bir U dönüşü yapar. Devreye YSK girer ve uzun tartışmalardan sonra kararını verir Oy zarflarından çıkan dört oy pusulasının üçü kusursuz, sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı oy pusulası kusurlu ve geçersizdir. Bu da akıllara zarar veren dünya çapında bir skandala sebep olmuştu. Böylelikle bu kararın ardından YSK seçimlerin yenilenmesine karar vermiş yapılan seçimler sonucunda İmamoğlu B. Yıldırıma 806.000 oy farkıyla İstanbul seçimini kazanmıştır. Böylelikle "13 bin oy farkıyla seçim mi kazanılır*" diyen Bahçeli'nin de muhtemelen gönlü olmuştur.

 

3-  YSK yine yanlış bir karar vermiştir.  Yıkılan ve hala enkaz altında olduğu düşünülen binlerce vatandaşımızın adını kullanarak seçimlere hile karıştırılabileceği endişesiyle bir zamanlar kullanılan parmak boyasının yeniden kullanılmasını talep etmektedir. YSK verdiği kararla " Parmak boyası kullanılması yasayla kaldırılmıştır. " diyerek bu talebi ret etmiştir.

 

Sayın YSK üyeleri daha önce kanun hilafına mühürsüz oyları geçerli sayarken hatırlamadığınız  kanunları şimdi nasıl savunabiliyorsunuz?  O gün kanunu yok farz ederek mühürsüz oyları geçerli kabul ettiğinize göre, şimdi de kanunda parmak boyası yazmıyor diyerek ret kararı vereceğinize evet "Seçimlerin güvenliğini sağlamak  ve sahtekarlıkları önlemek için bu boya akıllıca  bir iş olur " diyerek bir kez daha boya uygulamasını  başlatsanız fena mı olur. Hem de önümüzdeki seçimlerde iktidara gelmesi kuvvetle muhtemel olan Millet İttifakı  sonradan bir kanun çıkararak  "Parmak boyası  seçimlerin dürüstlüğü gereği  kullanılacaktır" şeklinde bir maddelik kanun çıkarır sizleri de kanunsuz iş yapmaktan kurtarmış olabilir.

Düşünmenizde fayda var diyorum. Karar elbette sizin.

 

4-Anayasanın 101. Maddesi bir kişinin iki defa aday olabileceğini, ikinci dönem sona ermeden TBMM nin  3/5 ünün ( 360 ) oyla erken bir seçim kararı alması halinde  üçüncü defa aday olabileceğini belirtmektedir. Ben okuduğunu anlayan biri isem ki; elhamdülillah öyleyimdir, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu şartlar gerçekleşmediği için üçüncü defa aday olabilme imkanı yoktur. Bunu ben değil ,aklı başında ve hukuk diliyle konuşabilen herkes böyle söylemektedir. Bildiğim kadarıyla pek çok parti Sayın Cumhurbaşkanının üçüncü defa seçim kazanacağından endişe ettiklerinden değil hukukun emrettiği için itiraz haklarını kullanmışlardır.  Bu itirazlar şu an YSK 'nın önünde cevap beklemektedir. Kamuoyu, YSK kararlarına itiraz etme imkanı da olmayacak bu önemli konuyu nasıl karara bağlayacağını merakla beklemektedir.  Umalım ki YSK Anayasaya ve vicdanları rahatsız etmeyecek bir karara varacaklardır.

 

5- Sonuç olarak YSK birçok kararında hatalı hareket etmiştir.  Ne gariptir ki bu hataların tamamı İktidarın lehinde sonuçlanacak kararlar olmuştur.

 

Şahıslar ve makamlar geçicidir. " Seyretti hevâ üzre denir  taht-ı Süleyman, Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde diyor Ziya Paşa terkib - i bendinde.Hiç kimse veya makam birilerinin hoşuna gitmesi için, yasalara aykırı hareket etmek  talihsizliğine düşmemelidir .

Sürçü lisan ettiysek affola.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve buyuktire.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.